Bezroko Yılmaz

27 Mayıs Ayaklanmasında Kafkasyalılar-III

yilmaz-donmez
BEZROKO YILMAZ DÖNMEZ yilmazdonmezxxx@yahoo.com

27 Mayıs’ın gizemli isimlerinden Yarbay (Mehmet) Orhan Kabibay, 1918 Çanakkale doğumluydu. Doğum yeri bazı kaynaklarda Üsküdar geçiyordu. Çerkes’ti.[i] 27 Mayıs ayaklanmasıyla ilgili kitaplarda Çerkesliğine dair en küçük bir bilgi kırıntısı bulunmadığından boyu ve sülâlesi bilinmiyordu.

Başarılı bir öğrencilik geçiren Kabibay 1958 devresinin ikincisi olarak Harp Okulundan mezun oldu. Amerikan Harp Akademisinde okudu. Fransa ve Almanya’da çeşitli kurslar gördü. Eğitim aldığı yerler genelde NATO birimleriydi. 1954 Sonbaharının bir Pazar gecesi, İstanbul Uçaksavar Okulu gazinosunda sucuklu yumurta yerken bir arkadaşıyla birlikte ilk cuntanın temelini attı. Amaçları bir darbe ile meşru hükümeti devirmekti. 1954-1960 arasında darbenin temellerini atmak için örgütlendi, plânlama toplantılarına katıldı. Nihai görev yeri Genelkurmay CENTO Şube Müdürlüğüydü. CENTO İngiliz çıkarlarını esas alan bir merkezî örgüttü.

27 Mayıs gerçekleştikten sonra kurulan Milli Birlik Komitesini belirleyen 7 önemli isimden biriydi. Komitenin en kritik grubu durumundaki Emniyet Grubunun Başkanı olarak ülkedeki tüm aktif kuvvetleri kontrol ediyordu.orhan-kabibay

27 Mayıs sürecini başlatan, büyük ölçüde organize eden ve hatta tarihini belirleyen Orhan Kabibay’dı. Albay Talat Aydemir gibi öne çıkma sevdalısı idealist bir romantik değil, her anlamda eşine ender rastlanacak bir ihtilalciydi.

Darbe girişimi başarıldıktan sonra farklı cuntaların birleşmesinden oluşan komitenin parçalanması kaçınılmazdı. Her darbe önce kendi evlâtlarını yerdi. Güçlü adam Kabibay da 13 Kasım tasfiyelerinden nasibini alıp Belçika’ya gönderilecekti. Sürgünde iken Avrupa’daki çeşitli temaslarda bulundu, yurtdışındaki 27 Mayısçıların ikiye bölünüp güçlerini kaybetmesinde önemli rol oynadı.

Ülkeye döndükten sonra itibarında hiçbir eksilme olmadı. Ünlü gazeteci Abdi İpekçi ile olan özel ahbaplığını bozmadı. Ülkenin kaderini çizen birkaç kişiden biri olmaya devam etti.

Talat Aydemir’in 22 Şubat 1962’deki ilk darbe girişimi başarısızlığa uğrayınca şu yorumda bulundu: ‘Biz olsaydık, bu ihtilali ısmarlama bir elbise gibi toplumun sırtına geçirirdik.’ 21 Mayıs 1963 günü gerçekleşen II. Aydemir girişiminde, Aydemir’i onun ikna ettiği ileri sürülse de ispatlanamadı. Bir ay önce yaptıkları görüşmenin yapıldığı bant kayıtlardaydı. Ancak Aydemir davasında delil olarak kullanılmasına, kendisinin de tanık olarak dinlenilmesine MİT ve Başbakanlık tarafından izin verilmedi. 21 Mayıs tiyatrosunun Aydemir’in kellesini almak için oynandığı biliniyordu. Soydaşı Aydemir ile Fethi Gürcan bu dava sonucunda idam cezası alarak asılmışlardı.

Bilahare İnönü ekibine girerek CHP Parti Meclisi üyeliği, Grup Başkanvekilliği ve milletvekilliği (Sivas/1965-69 ve İstanbul/1969-73) yaptı. 1972 yılında CHP’den istifa edip Cumhuriyetçi Parti Genel Sekreterliğine geçti. 12 Mart 1971 darbe girişiminde yer aldığı gerekçesiyle yargılandı. Uğur Mumcu’ya göre, 12 Mart koordine toplantılarına katılan hiç kimse harekâtın nasıl ve ne zaman geleceğini bilmiyorken bir tek o bundan müstesnaydı.

Zaman ve mekân farkı gözetmeksizin, her görüşten cuntayla iş tutmayı becerebilecek kadar esnek bir yapıdaydı. Bazı arkadaşları sağ görüşlülere çengel atarken o sol görüşlüleri örgütleyerek 12 Mart muhtırasında rol oynamıştı.

Bilahare TPAO şirketlerinden Akaryakıt Dağıtım Anonim Şirketi murakıplığına atandı. Ereğli Demir Çelik’te yönetim kurulu üyeliği yaptı. 12 Eylül 1980 sağcı darbesinde Kenan Evren’e yardımcı olduğu iddia edildi. 1987 yılında bir tartışma sonucunda üvey oğlunu vurarak hapse girdi. 2002 yılında 84 yaşındayken Mersin’de öldü.

Sıradışı safahatına yer verdiğimiz Kabibay öylesine büyük bir nüfuza sahipti ki bazı Büyükelçiler onu ziyarete evine gelirlerdi. Neden başkasına gitmezlerdi de ona gelirlerdi? Çerkes kökenli araştırmacı yazar Aytunç Altındal, Kabibay’ı Almanların adamı olmakla suçluyordu.[ii] II. Dünya Savaşındaki yenilgisinden sonra Almanya, İngiltere ile küresel sermayenin kontrolüne geçmişti. Talat Aydemir’in ekibinden Yarbay Fethi Gürcan’ın oğlu Öner Gürcan’a göre de Albay Sadi Koçaş’la birlikte derin devletin ayaklarıydı.

Onu diğerlerinden ayıran bir diğer özellik de Birleşmiş Milletler Madalyası ve Takdirnamesine lâyık görülen bir darbeci olmasıydı. Arkasını dayadığı güç, BM üzerinden hizmetlerini takdir ve taltif etmişti.

***

emanullah-celebi
EMANULLAH ÇELEBİ

Yalova’dan Bursa’ya doğru yola çıkıldığında tam 15. kilometrede bulunan binanın yanında duran levhada ‘Güneyköy-3 km’ yazar. Bir Dağıstan köyü olan Güneyköy’ü -Eski adı Reşadiye- Sibirya’dan sürülen Şeyh Muhammed Medenî’yi izleyen göçmenler kurdu. 1874-1875’te Nakşibendi şeyhi Medeni’nin öncülüğünde göçenler Dağıstan’dan geliyorlardı. Köyün büyük kısmı Şeyh Şamil gibi Avar kökenli olup az sayıda Lezgi ve Dargi mevcuttu. Bu köy içinden çıkardığı subaylarla 27 Mayıs düzeninin oturmasında rol almış,  bir anlamda Türkiye’nin kaderine damga vurmuştu.

Milli Birlik Komitesinin (MBK) havacı üyesi Binbaşı Emanullah Çelebi [iii], havacı Albay Halim Menteş ve karacı General Nuri Hazer bu köydendiler. Bir dönem Hava Kuvvetlerinde söz sahibi olan Albay Halim Menteş, General Nuri Hazer’in bacanağı idi.  Menteş ve Çelebi, Mucip Ataklı ve Haydar Tunçkanat ile birlikte Hava Cuntası içinde yer alıyorlardı. Tümg. Nuri Hazer Ankara’da konuşlu 28. Mknz.P.Tugayının Kumandanıydı.

Bir kadın yazar bulunduğu ortamda oynanan bir oyunu tarif için ‘Emanullah Kazaska’  deyimini kullanır. Oynanan bu oyun, Kuzey Kafkas oyunlarından Çeçen (bazıları Şeşen der)’dir.

Emanullah Çelebi, MBK üyesi ve Tabii Senatör olarak yoluna devam etti. Diğer iki köylüsü Menteş ve Hazer olayların akışına kapılarak zaman içinde tasfiye edildiler. Çelebi, Menderes hakkında verilen idam kararının infazı lehinde oy kullandı. Ölmeden önce darbeleri tasvip etmediğini söyleyip,  ‘Darbeden zarar gören kim varsa hepsinden özür diliyorum’ diyerek vicdanını hafifletmeye çalıştı.

***

fethi-gurcan27 Mayıs sonrasında ağabey bildiği Albay Talat Aydemir’le birlikte hareket etti Süvari Binbaşısı Fethi Gürcan. O da Aydemir gibi Kafkas kökenliydi. Cesurdu, sadıktı, son ana kadar Aydemir’i yalnız bırakmadı. 27 Mayıs sonrası can güvenliğinin alınmasında rol aldığı İnönü’yle ters düştü. 22 Şubat 1962 gecesi Çankaya’yı sarıp Muhafız Alayının kontrolünü aldığında Aydemir’e telefon etti. İnönü dahil bütün kabine üyelerinin köşkte olduğunu söyleyip talimat istedi. Aydemir’in ‘bırak’ emriyle bir büyük yanlışa ortak oldu. Ordudan atıldı. 21 Mayıs 1963’teki ikinci darbe girişiminin bedelini de Aydemir’le birlikte sehpaya çekilerek ödedi. Ne Aydemir ne de kendisi gerçek bir ihtilâlci değildi, olsalardı ellerine geçen fırsatı değerlendirirlerdi.

27 Mayıs’tan sonra Kara Kuvvetleri Kumandanlığına getirilen Org. Muzaffer Alankuş ile Talat Aydemir’in darbesine karışan yeğeni Gazi Alankuş gibi kimi Kafkas kökenliler de 27 Mayıs hareketinde rol almış olsalar da onların etkinlikleri düşüktü. Liderlik kademesinde doğrudan yer almadıklarından belirleyicilikleri zayıftı. Bu sebeplerle hatıratlarda kayda değer şekilde yer almamışlardı. İlerleyen satırlarda 27 Mayıs ayaklanmasında adı geçen Kafkas kökenli siyasetçileri incelemeye geçelim.

*

Kafkas kökenli siyasetçiler o dönem şartlarında ideolojik bölünme henüz kendini göstermediğinden, her partide kendilerine yer bulabiliyorlardı. Politik gerekliliklerden dolayı iki büyük parti yani Demokrat Parti (DP) ile Cumhuriyet Halk Partisine rağbet fazlaydı.

Demokrat Parti yeni kurulduğunda Adapazarı bölgesinde mukim bazı Kafkasyalılar bu partiye ilgi gösterdiler. Bunların en tanınmışı genç yetenek Ekrem Alican’dı. Talat Aydemir’in akrabasıydı. Alican’la birlikte Hamdi Başak ve Zeki Arar da demokrasindeki yerlerini almışlardı. Ekrem Alican daha sonra partiden ayrılıp bir başka oluşuma geçti.  27 Mayıs sonrasında MBK tarafından kendisine Maliye Bakanlığı teklif edildi, subayların plân dışı zam isteklerine karşı çıktığı için görevini bıraktı.

CHP içinde de İnönü’nün prenslerinden olan Kandıra doğumlu Nihat Erim Kafkas kökenliydi. Yabancı dil bilen tahsilli bir CHP’li olarak bir dönem İnönü’nün sağ koluydu. Ulus Gazetesinde yazılar yazmıştı. Kendisinden başka hiç kimsenin sivrilmesini hazmedemeyen İnönü’nün öğüttüğü ikinci adamlar arasındaki yeri hazırdı. Dogmatik bir politikacı tipi değildi, Adnan Menderes ile gayet medeni ilişkiler geliştirerek fikirlerini onunla paylaştı. Kıbrıs meselesinde bir nev’i koordinatörlük yaparak DP iktidarıyla müşterek hareket etti. 27 Mayıs ayaklanmasında bilfiil yer almadı. Abhaz Talat Aydemir’in darbesi başarılı olsaydı Başbakanlık koltuğuna oturacaktı.

ferda-guleyCHP’nin asker kökenli Milletvekili (Ordu) Ferda Güley, anne tarafından Çerkesti. Düzce muhitinden Hacı Halil Ağanın kızı Makbule Hanımın oğluydu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunu bir subaydı. 1953’te Binbaşı rütbesinde istifa edip CHP’de siyasete atıldı. 27 Mayıs’a giden taşların döşenmesinde her partili kadar rol almıştı. Ulaştırma Bakanlığına kadar yükseldi. 27 Mayıs’ta rol alan diğer Kafkasyalılar gibi etnik milliyetçilik hisleriyle hareket etmedi. Anılarının yayınlandığı 1990 yılında, anne tarafından Çerkes olduğunu yazdı.

Hatırat bilgilerine dayanarak, 27 Mayıs’ta kayda değer şekilde rol almış Kafkas kökenlileri yazmaya burada nokta koyuyoruz. Bir sonraki yazıda, içinde yer aldıkları hareketin bilinmeyenlerini küresel güç dengeleriyle birlikte ele almaya çalışacağız.

_______________________________________

[i] Celal Tahir, Çıra Yayınevi, 2013, Karanlık Yıllar, s.223

[ii] A.g.e., s.39

[iii] Emanullah Çelebi, aynı zamanda eski Bakan ve TOBB Başkanı Yalım Erez’in kayınpederidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu