Diaspora HaberleriFederasyondan HaberlerHaberlerYazarlarYılmaz Dönmez

Unutulmuş Ahlat Çerkesleri-2

Çerkes Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Sayın Nusret BAŞ ile birlikte Ahlat’ta ikamet eden Çerkes kardeşlerimize 13 Ağustos 2016 tarihinde gerçekleştirdiğimiz ziyaretimize ilişkin “Unutulmuş Ahlat Çerkesleri” yazımın ilk bölümünde; Ziyaretimizin amacını ve bölgede yaşayan Çerkes kardeşlerimiz hakkında bazı bilgileri ve ilk izlenimlerimizi anlatmıştım.

1a7 (600 x 400)_63 (1)Ahlat öğretmen evinin bahçesindeki akasya ağaçlarının gölgesinde yörede Çerkesçeyi en iyi bilen 87 yaşındaki Thawuko Yaşar Bilgiç büyüğümüzün ana dilimiz ile anlattıkları çok değerli bilgilerdi benim için. Anadolu’nun en uzak bölgesinde yaşayan kardeşlerimizin ana vatanımızdan Ahlat’a geliş serüvenleri, geçen bir buçuk asırlık zaman süresince hayata nasıl tutundukları, çektikleri zorluklar ve yaşam tarzları araştırmacı hemşerilerimizin ilgisini bekleyen bakir bir alan. Yine bu muhterem amcamızdan aldığım bilgilere göre Ahlat’ta 400, Adilcevaz’da 800 civarında Çerkes (Şhapsığ) yaşıyormuş. Bölgede yaşayan Şhapsığ aileleri; Aćuḣ, Aćuw, Açümıj, Natho, Hağur, Thawuko, Şöwuş`ı, Guser’dir.

Biz sohbet ederken saatler 13.00’ı gösteriyordu. Bizim hemen yanıbaşımızdaki yan masada da Nusret Bey, Bitlis Valisi, Ahlat Kaymakamı ve Dernek Yöneticileri koyu bir sohbete dalmışlardı. Bir yandan sohbet devam ederken öbür yandan da Ahlat’lı Çerkes hanımefendiler öğle yemeği hazılıklarını bitirmiş bizleri yemeğe davet etmişlerdi. Öğretmen evi bahçesinde yaklaşık 150 kişi civarındaki bir hazirun hep birlikte yemeğe geçtik. Ahlat’lı Çerkes hanım kardeşlerimiz metez, psıhalüj gibi geleneksel yemeklerimizle masaları donatmışlardı. Yemek esnasında tattığım leziz yemekler ile Ahlat’a yüzlerce kilometre uzaklıktaki Erbaa’daki köyümüzde rahmetli annemin pişirdiği yemeklerin aynı olması tuhafıma gidiyordu. Antik çağlardan başlayıp binbir zorluklara ve olumsuz tüm şartlara rağmen, bugünlere ulaşan kadim kültürümüz Anadolu’nun doğusunda da hala yaşıyordu. Buradaki kardeşlerimiz kimlikleri, ana dilleri ve kültürleri ile bölgeninin kültürel zenginliğine ayrı bir renk katmışlardı.

1a4 (600 x 400)_105Yemekten sora hep birlikte programın icra edileceği Ahlat Kültür Merkezi’ne gittik. Sahnenin tam ortasına yanyana Oset, Türk ve Adige bayrakları asılmıştı. Ahlat Kültür Merkezinin bizlerin İstanbul gibi metropol bir şehirde bu tür programları yaptığımız salonlardan sahne yapısı, oturma koltukları, ses düzeni ve sahne kumanda odası ile hiçbir eksiği yoktu. Hatta çoğundan daha modern diyebilirim. Programa yaklaşık 250-300 civarında Çerkes ve Çerkes dostu ile Bitlis Valisi Ahmet Çınar, Ahlat Kaymakamı Bülent Tekbıyıkoğlu, Garnizon Komutanı Yüzbaşı Ahmet Zafer Bayram, Belediye Başkan Vekili Güven Gültay, Çerkes Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Nusret Baş ve diğer davetliler katıldı. Program aziz şehitlerimizin ansına bir dakikalık saygı duruşunu müteakip İstiklal Marşımızın okunması ile başladı.

1a (600 x 400)_40 (1)Programın açılış konuşmasını Ahlat Kafkas Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Sayın Nuri ALPASLAN yaptı. Nuri bey konuşmasında özetle;

“ Sayın valim, sayın kaymakamım, sayın belediye başkanım, sayın federasyon başkanım, kıymetli Ahlatlılar, saygıdeğer konuklar ve değerli basın mensupları. İkinci kez düzenlediğimiz şölenimize hoş geldiniz şeref verdiniz. Bizler dünyanın en güzel yerlerinden olan Kafkasya’da özgürce yaşarken Rusya’nın topraklarımıza göz dikmesiyle bir asrı aşan amansız bir mücadeleye giriştik ve maalesef orantısız güç karşısında kaybettik. Özgürlüğümüzü koruma, dinimizi ve kültürümüzü yaşama isteğimizden dolayı vatanımızdan koparıldık. Yüzyılı aşkın süredir zayıf düşen toplumumuzun yarısını da sürgün yollarında kaybettik ve bize kucak açan Osmanlı İmparatorluğu’nda farklı yerlere yerleştik. Osmanlı’yı vatan bildik. Anadolu topraklarına geldikten sonra birinci dünya savaşında, ardından kurtuluş savaşında Türk milletinin diğer unsurlarıyla birlikte en ön saflarda mücadele ettik ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının her aşamasında diğer kardeşlerimizle birlikte yer aldık. Ahlat Kültür ve Kafkas Derneği olarak ülkemizin geçtiği bu zor dönemlerde böyle bir programı düzenlememizin amacı kültürel zenginliklerimizi paylaşmak ve Ahlat’lılar olarak ayakta olduğumuzu dosta düşmana göstermektir. Bizler, Sayın Cumhurbaşkanımızın gösterdiği 2023 ve 2071 hedeflerine doğru ilerlerken, ülkemizin bir çok engelle karşılaşacağını biliyor ama milletimizin geleceği ve bekası için bu zorlukların üstesinden geleceğine yürekten inanıyoruz. Ve bu konuda üstümüze düşeni yapmaktan çekinmeyeceğiz, çalışacağız ve vatanımız için gerekirse yeniden çarpışacağız. Bu zor günlerin, ülkemiz için aydınlık yarınlara gebe olmasını umut ediyoruz. Sevgili konuklar, ikinci bir projemizin de DAKA’dan geçtiğini burada sizlerle paylaşmak istiyorum. ve Sayın Valimize, çalışmalarımızda bize destek oldukları için huzurlarınızda bir kez daha şükranlarımı arz ediyorum. Tekrar programımıza hoş geldiniz diyor saygılarımı sunuyorum.” dedi.

Nuri bey ile tanışmamız Şubat ayında ÇERKES-FED Genel sekreterliği görevine başlamam ile birlikte oldu. Kendisi ile zaman zaman telefonla görüşüyorduk. Ahlat’a gidene kadar yüz yüze görüşmemiştik. Kendisi kibarlığı, nezaketi ve ağırbaşlılı ile tam bir Çerkes beyefendisi. Sıcak kanlı ve samimi olduğu her halinden belli olan, kimliğine ve kültürüne son derece hakim çok başarılı bir dernek başkanımız. Nuri bey ve ekibi tam bir proje avcısı. Bizler İstanbul’da bu tür organizasyonlar için mali sorunlarla boğuşurken o salona giriş için tek bir bilet dahi satmadan ekonomik sorunların üstesinden nasıl geleceğini çözmüştü. Nuri bey bugüne kadar buna benzer bir çok organizasyonu başarılı bir şekilde icra etmiş, hepsi için ayrı ayrı projeler hazırlayarak tüm organizasyonlarını devletin imkanlarını ile gerçekleştirmiş bir ağabeyimiz. Bu yönü ile bütün derneklerimize örnek ve model olduğunu düşünüyorum.

1a1 (600 x 400)_147 (1)Nuri beyden sonra konuşmasını yapmak üzere sahneye Çerkes-Fed Genel Başkanı Sayın Dr.Nusret Baş davet edildi. Nusret bey Ahlat’ta ikamet eden Çerkes Kardeşlerimiz ve Çerkes dostları ile bir arada bulunmaktan duyduğu mutluluğu ifade ettikten sonra herkesi saygı, sevgi ve muhabbetle selamlayarak konuşmasında şunları ifade etti.

“Çerkesler tarihi anavatanlarından soykırıma maruz kalarak sürgün edildikten sonra Osmanlı İmparatorluğunun muhtelif coğrafyalarına dağıltıldılar. O coğrafyalardan bir tanesi de Ahlat’tır. Buradaki Çerkes kardeşlerimizde diğer bölgelerdeki Çerkesler gibi kimliklerini, kültürlerini ve ana dillerini yaşatma gayreti içerisindeler. Çerkeslerin yaşadıkları hiçbir ülkede bunların dışında bir istekleri olmamıştır. Çerkesler, gerek Osmanlı ve gerekse Türkiye Cumhuriyeti döneminde bu ülkenin asli ve kurucu unsurları olarak hareket etmiş, Türk milletinin acılarına, kederlerine ve seviçlerine her zaman yürekten ortak olmuşlardır. Hiçbir zaman ayrılıkçı ve bölücü olmamışlardır. Çükü Çerkesler vatan kaybetmenin ne demek olduğunu çok iyi bilen bir halktır. Millet olarak içinde bulunduğumuz şu zor günlerde vatanın ne anlama geldiğini en iyi biz biliriz. Bu yüzden ülkemizi yok etmek, birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyen içerideki ve dışarıdaki şer odaklarına ve bu şer odaklarının her türlü darbe ve terör eylemlerine şiddetle karşıyız. Bundan sonra da aynı kararlılığımız devam edecektir. Biz bu ülkede barış ve huzur içinde kardeşçe, kimliğimizle, kültürümüzle, mutlu ve müreffeh bir şekilde yaşamak istiyoruz. Çok şükür bugünkü yeni Türkiye farklı kültürleri bir tehdit olarak değil, aksine bir zenginlik olarak görüyor. Çerkes kültürü de diğer bütün kültürler gibi bu ülkede yaşama hakkı olan saygıya değer ve çok güzel bir kültürdür. Çerkes kültürü dünyada yok olmak üzere olan nadide bir çiçek gibidir. Bu güzel çiçeği Anadolu’nun en doğusunda yaşatma gayreti içerisinde olduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum.”

1a2 (400 x 600)_8 (1)Son konuşmacı olarak sahneye Bitlis Valisi Sayın Ahmet Çınar beyefendi davet edildi. Ahmet bey kendisinin de bir Kafkasya’lı (Dağıstanlı-Avar) olduğunu belirterek şöyle konuştu;

“Tarihin her döneminde ve bugün Kafkasya büyülü, egzotik, insana hoş gelen, karizmatik bir yerdir. Tarihte Kafkasya hakkında bir çok gezgin ve düşünür o kadar sözler söylemiş ki, mesela bir İngiliz gezgin diyor ki, orada gök daha mavi, ay daha yakın diyor. Evliya Çelebi diyor ki, bu kadar güzel kadınların ve bahadır yiğit erkeklerin olduğu bir başka memleket görmedim. Yine Evliya Çelebi Kafkasya’nın bir bölgesi olan Dağıstan için diyor ki; Güzel bir kadın bütün ziynetlerini taksa, bir köyden diğer bir köye, bir dağdan diğer bir dağa gitse, hiçbir erkek ona yan gözle bakmaz. Bu kadar edepliler.

Osmanlı’nın ve Türkiye’nin Çerkeslere sahip çıktığını belirten Vali, “Büyük Kafkas sürgününde o zaman Halifeliğin merkezi olan Osmanlı bütün Kafkasya’lılara kapılarını sonuna kadar açtı. Tahmin edilenden çok daha büyük bir göç dalgası oldu. O dönemde Kafkasların bu çilekeş, çaresiz insanları için Osmanlı bütün imkanlarını seferber etti. Osmanlı Çerkeslere her türlü desteği ve imkanı sağlayarak onların güvenli ve sistemli bir şekilde Anadolu topraklarına iskanlarını sağladı. Bir başka konuşmamda da söylemiştim. Her iki dedem de Kafkasya’dan geldiler. Hiçbir zaman, hiçbir gün burada yabancılık çekmediler, yabancılık hissetmediler. Hep iltifat, hep bir yüceltme, hep bir saygı gördüler” dedi.

Bitlis Valisi Ahmet Çınar beyefendi daha önceki yazımda belirttiğim gibi camiamız için de çok önemli bir yazar. Piyasada yayınlanmış anıları ve romanları mevcut. Kafkasya kültürü ve tarihi konusunda son derece donımlı ve konuya da son derece hakim. Bölgede çok sevilen ve sayılan bir Vali. Özellikle 15 Temmuz gecesi gerçekleşen hain darbe girişimi esnasında sergilemiş olduğu cesur tavrı halk arasında bir efsane olmuş dilden dile anlatılıyor. Herkes ondan büyük bir saygı ve gururla bahsediyor. Onun değerli şahsiyeti, başarıları ve halkın ona olan sevgisi bizler için de büyük bir onur ve gurur kaynağıdır. Bu değerli Valimizin ülkemiz için çok daha değerli hizmetlere imza atacağına ve çok daha önemli görevler üstleneceğine hiçbir şüphemiz yok. Allah yolunu da, bahtını da açık etsin, sağlığı ve sıhhati için duacıyız.

Protokol konuşmalarından sonra sokak röportajlarını ve Çerkesler hakkında genel bilgileri içeren 10 dakikalık “Biz Çerkesler” adlı bir sinevizyon gösterisi sunuldu.

1a5 (600 x 400)_99Sinevizyon gösterisinden sonra genç ve güzel kızımız Siyaset Bilimci Amine Aktekin tarafından “1864 Çerkes Sürgünü. Son Direniş” isimli bir sunum yapıldı. Amine kardeşimiz milli kıyafetlerimizi giymişti. Sahnedeki asil duruşu, mimikleri, zarafeti ve güzelliği ile nart efsanelerinde anlatılan ve Sayın Valimizin konuşmasında belirttiği gibi Kafkasyalı kızlarımızın büyüleyici bütün meziyetlerinin tümünü yansıtıyordu. Amine kızımız, Çerkes Soykırımı ve Sürgünü ile Kafkas-Rus savaşları esnasında Çerkeslerin destansı mücadelelerini son derece kendinden emin bir şekilde, en profesyonel televizyon sunucularına taş çıkartacak bir diksiyon ile mükemmel bir şekilde anlattı. Kimliğine, kültürüne ve tarihine hakimiyeti beni çok etkilemişti. Adı gibi kendisi de güzel bu kızımızı bütün kalbimle tebrik ediyor, onu böyle mükemmel bir şekilde yetiştiren çok değerli ailesine de en kalbi duygularımla çok teşekkür ediyorum. Allah bahtını açık etsin.

ahlatta-2-kafkas-kultur-soleni-duzenlendiAmine kızımızın sunumundan sonra program Çerkes Müzikleri ve Dans gösterileri ile sona erdi. Ahlat Derneğimiz beklentilerimizin çok ötesinde mükemmel bir program hazırlamıştı. Bütün ayrıntılar düşünülmüştü. Hepimiz orada unutulmaz duygular ve mutluluklar yaşadık. Orada yaşadıklarımız, duyduklarımız ve gördüklerimiz inanın böyle kısa bir yazı dizisi ile anlatılamaz

Programdan sonra değerli Valimiz bizi Bitlis’e davet etti. Ancak ülkemizin içinde bulunduğu olağanüstü durum nedeniyle onu görevinden daha fazla alıkoymamak için bu nazik davetine başka müsait bir zamanda seve seve icap edeceğimizi belirterek yolcu ettik. Ev sahiplerimiz ile bir-iki saat daha vakit geçirmek için vaktimiz kalmıştı. Ev sahiplerimiz kalan vaktimizi Ahlat’ı gezdirerek değerlendirmeyi uygun buldular. Ahlat Kaymakamı Sayın Bülent Tekbıyıkoğlu, dernek başkanımız Nuri bey ve beraberindeki hemşerilerimiz ile birlikte Ahlat gezisine başladık.

İlk durak yerimiz ulu ceviz ağaçları içerisindeki Osmanlı Sahil Kalesi. Rehberimiz Ahlat Kaymakamı Bülent bey. Bülent bey bir tarih profesörü, bir arkeolog kadar Ahlat tarihine ve kültürel medeniyetine hakim genç bir Kaymakam. Sanki bu konuda özel olarak eğitilmiş harika bir rehber. Aynı zamanda Çerkeslere çok özel ilgilisi olan birisi. Türkiye Çerkeslerini Ahlat’a davet ediyor. Federasyonumuz tarafından Ahlat’a gezi turları düzenlememizi teklif ediyor. Teşkilat-ı Mahsusa’nın Kurucusu, İstihbaratçı, Gerilla Savaşçısı Çerkes (Ubıh) Eşref Sencer Kuşçubaşı hayranı. Bu hayranlığı dolayısıyla oğlunun ismini dahi Eşref koymuş. Bir Çerkes olarak bir çoğumuzun yerini dahi bilmediği Eşref beyin Denizli’de bulunan kabrini bulmuş ve kabri başında resim çekinmiş. Bülent bey, Osmanlı Sahil Kalesinin Yavuz Sultan Selim tarafından 1517 yılında Çaldıran Savaşı esnasında yapıldığını, 1553 yılında Şah Tahmaps’ın bölgeyi işgali sırasında tahrip edildiğini, 1556 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından tamir edildiğini, Mimar Sinan’ın eseri olan kalenin 4 kapısının bulunduğunu, kale içerisinde iki büyük caminin bulunduğunu anlatıyor. Bu camilerden birisini de İskender Paşa’nın yaptırdığını ve İskender Paşa’nın da bir Çerkes (Kaberdey) olduğunu burada öğreniyoruz.

14102131_10210183168118720_6925973690396876762_nKale’den sonraki ziyaret yerimiz 200.000 metre kareye konuşlanmış tarihi Selçuklu Kabristanlığı. Bu selçuklu mezarlığı 11 ve 14’ncü yy. arasında tarihlenen şahideli, sanduka ve tümülüs tarzında bir birine yüzlerce yıldır sevgiyle eğilmiş binlerce heybetli mezarla doludur. Her biri 3-4 metre boyundaki bu muhteşem mezar abideleri, tek parça taşın ince ince işlenmesi ile yapılmış. Ölüye hürmeti ve onun hatırasını ebedileştirmeyi İslam’la tanıştıktan sonra da sürdüren Türkler, Ahlat mezar taşlarına adeta kimlik kazandırmışlar. Bu bilgilerin hepsini genç kaymakam Bülent beyden öğreniyoruz. Bülent bey aynı Bitlis Valisi Ahmet Çınar beyefendi gibi Ahlat halkının gönlünde taht kurmuş bir bürokrat. Cesur ve atılgan bir yönetici. Yöneticisi olduğu Ahlat’ın refahı, huzuru ve geleceği için samimi bir şekilde çırpınan birisi. Özellikle Ahlat’ın tanıtımı ve turizme kazandırılması için büyük emekler sarf etmiş. Bölgenin tanıtımı için kitaplar, dergiler bastırmış. Sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanıyor. Ahlat için sürekli yeni projeler üretiyor, yeni planlar yapıyor. Her şey bu güzide ilçemizin tanıtımı ve bölge halkının kalkınması için. Onun da 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimi esnasında sergilediği refleks ve cesareti dillere pelesenk olmuş. Ülkemizin geleceğinin karartılmaya kalkışıldığı o ihanet gecesinde Ahlat halkı ile bütünleşerek onurlu bir duruş sergilemiş. O Ahlat halkından, Ahlat halkı ondan güç almış. Hiçbir şeyden korkmadan, çekinmeden ve hiç düşünmeden vatansever bir bir devlet adamına yakışır bir şekilde vatan hainlerine karşı göğsünü siper etmiş. Allah ondan ve onun gibilerinden razı olsun.

14089079_10210183169598757_6167581521069218857_nAhlat’ta gezilecek, görülecek yerlerin henüz çok azını ziyaret etmiştik. Değerli Kaymakamımız ve Ahlat’lı hemşerilerimiz bize her yeri gezdirmek için çırpınıyorlardı. Ancak hava kararmış ve veda etme vakti gelmişti. Ahlat’lı dostlarımızın kalmamız için bütün ısrarlarına rağmen vedalaşarak yine Mete kardeşimizin rehberliğinde İstanbul’a dönmez üzere Van’a geri geldik.

Değerli okurlar Ahlat gezimiz ile ilgili yazımın biraz uzun olduğunun bilincindeyim. Emin olun yazıyı kısa tutmak adına bir çok detayı da atladığımı bilmenizi istiyorum.

Evet onlar unutulmuş Ahlat Çerkesleri…

Onlar bizim kanımızdan, canımızdan insanlar…

Hepimiz aynı ulu ağacın gövdesinde farklı zamanlarda ve farklı mekanlarda yeşermiş daha sonra solarak toprapa düşmüş/düşen yapraklarız.

Kökümüz de, gövdemiz de bir.

Aynı ananın evlatlarıyız.

Biz onları ziyaret ettik. Gezdik ve gördük.

İnanılmaz güzelliklere şahit olduk.

Unutulmaz saatler geçirdik.

Kısacası çok mutlu ve menun olduk.

Yolunuz Van, Bitlis taraflarına düşerse mutlaka bu kardeşlerimizi ziyaret etmenizi ve bizim yaşadığımız mutlulukları sizin de yaşamanızı tavsiye ediyorum.

Bu vesile ile bir kez daha tüm Ahlat’lı Çerkes Kardeşlerimize ve oradaki Çerkes Dostlarımıza sevgilerimi ve saygılarımı sunuyor, bize bu coşkuyu yaşattıkları teşekkür ediyorum.

Yılmaz DÖNMEZ
19.08.2016 İstanbul

1a6 (600 x 400)_85 (1) 1a8 (330 x 600)_1 (1) 13906898_10154385591769909_1457571764640966580_n ahlatta-2-kafkas-kultur-soleni-duzenlendi

13925076_10210183165038643_5741432374895308718_n 13934783_10210183164398627_9159928117456301958_n 13934783_10210183166358676_1547346907013163098_n 14034818_10210183167358701_3114773494095259989_n 14039941_10210183163598607_235777168234864340_n 14063751_10210183162318575_9098680254526786228_n (1) 14063751_10210183162318575_9098680254526786228_n 14095775_10210183165638658_891055725409677973_n 14102219_10210183164158621_6573290506585722991_n 14102479_10210183163118595_2656095143158074867_n

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu