Öküzlerin Hikâyesi
Anlatan: ELBRUZ
Kuzey Kafkasya’nın dağlık Osetya bölgesinde fakir, fakat mert ve çalışkan bir köylü yaşıyordu. Köylü herzamanki gibi sabahleyin erkenden kalkmış, tarlasına giderek çiftini sürmeğe başlamıştı. Çifte koştuğu bir çift öküzünü yormamaya gayret ediyordu. Çünkü bu öküzler onun herşeyi demekti. Hayvanların çok genç ve henüz bu işe pek alışkın olmadıkları belliydi. Buna rağmen fakir köylü büyük bir sabırla hayvanlara iyi muamele ediyordu.
Birden tarlada eli silahlı dört haydut belirdi. Selama dahi lüzum görmeden,
– “Arkadaş, çabuk o öküzleri buraya getir!”
Ve silahlarını köylüye çevirerek ilâve ettiler,
– “Karşı koyma kurşunu yersin!”
Köylü bu ani davranış karşısında şaşırmış ve yüzlerinde merhametten eser olmayan eşkiyalara karşı bir kerecik olgun şansını denemekten geri kalmamıştı.
Yumuşak ve acındırıcı bir sesle,
– “Ne olur öküzlerimi almayın. Çünkü onlar benim her şeyim. Bütün hayatım onlara bağlı. Emin olun evde onu doğuran bir inekten başka hiçbir şeyim yok” dedi.
Haydutlar bu yalvarmalara kahkahalarla gülüşerek şu cevabı verdi:
– “Uzatma, getir öküzleri buraya! Merak etme onları doğuran inek bir kere daha doğurur.”
Öküzleri vermekten başka çaresi bulunmayan zavallı köylü,
– “Hiç olmazsa öküzlerin boyunduruğunu bana bırakın” dedi.
Haydutlar bu söz karşısında da gülmekten kendilerini alamayarak,
– “Be adam, bize öküzler lâzım, boyunduruk değil. Al onu kafana çal!“
Ve öküzleri önlerine katarak oradan uzaklaştılar.
Fakir köylü, boyunduruğunu omuzlayarak çabucak oradan ayrıldı ve biraz ilerideki vadide oradan geçecek olan eşkiyaları beklemeğe başladı. Alnındaki terleri silmiş, boyundurukta gizlediği filintasını ateşe hazır duruma getirerek beklemeğe başlamıştı. Biraz sonra önlerinde öküzler olduğu halde haydutların gülüşerek dar vadiye girdiklerini gördü. Tam köylünün bulunduğu yere gelmişlerdi ki üç el silah sesi duyuldu.
– “Tak! tak! tak!”
Ve üç haydut kanlar içerisinde atlarından aşağı yuvarlandılar. Dördüncü ve içlerinde en genci olan haydut ise korku içerisinde köylüye yalvardı:
– “Ne olur bana kıyma! Ben annemin tek evladıyım!”
Köylü gülümsedi ve ona şu cevabı verdi:
– “Merak etme arkadaş! Seni doğuran ana bir daha doğurur.”
Ve silahını dördüncü defa haydutun üzerine boşalttı.
– “Tak !”
_________________________
ALINTI: KAFKASYA Kültürel Dergi, Temmuz-Ağustos 1964, Sayı:2, s:24