Kafkasya Haberleri

İÇKERYALI SUBAY ZUMSO AMAEV, ÇEÇEN-RUS SAVAŞINI ve UKRAYNA’DA SÜREN SAVAŞI KIYASLADI

Ukrayna’daki savaşın arka planında, Çeçenya yetkilileri ile Rus birliklerine karşı savaşan ve cumhuriyetin bağımsızlığını destekleyenler arasındaki çatışma tırmandı. 12 Ekim’de, Grozni’de, Ukrayna’nın uluslararası lejyonunun bir parçası olarak savaşan, İçkerya’nın Müstakil Özel Kuvvetler Taburu (OBON) savaşçısına karşı bir ceza davası açıldığı öğrenildi. Bundan önce, Çeçenya başkanı Ramzan Kadırov, iki İçkerya birliğinin komutanlarının nerede olduğunu açıklayacağı sözü verdi.

Zumso (Khavazh) Amaev – OBON komutan yardımcısı, İçkerya silahlı kuvvetlerinde albay. 42 yaşında, Çeçenya’nın Itum-Kale bölgesinden geliyor. Cumhuriyette savaş başladığında o bir gençti ve okulu bitirmek için fırsatı olmadı.  Zaten deneyimli saha komutanı, 2013-2014’te Suriye’de Beşar Esad’ın Rus destekli birliklerine karşı savaşa katıldı.

Rusya Federasyonu, Amaev’i uzun yıllar Interpol üzerinden takip etti. Arama, 2016 yılında Avrupa’da mülteci statüsü aldıktan sonra bile devam etti. Ancak bu yılın Eylül ayında, Avrupa merkezli Çeçen insan hakları derneği Vayfond’un avukatları, Amaev’in verilerini arama veri tabanından kaldırmayı başardı. Bundan birkaç ay önce, ülkenin savunmasına katılmak için Ukrayna’ya geldi.

Zumso Amaev, Kavkaz.Realii web sitesine verdiği röportajda Çeçenya ve Suriye’deki askeri deneyiminden, Ukrayna’da Rus ordusuyla girdiği çatışmalardan ve İçkerya güçlerinin geleceğe yönelik planlarından bahsetti.

******* 

— Şu anda Ukrayna’da ne yapıyorsun?

“Şimdi eğitim alanında talim yapıyoruz. Savaş alanına girmeden önce, hazırlanmak, sahaya daha yakından bakmak, ateş etmek, alanı incelemek, tüm detayları dikkate almak gerekir. Şu ana kadar hava bizim için uygun, yağışlar az. Şiddetli yağmur yağarsa yollar çamur olur, daha zor olur. Çeçenya ile karşılaştırıldığında, bu sadece “beş yıldızlı bir savaş”.

– Ne zamandır savaşıyorsun?

– “Birinci Çeçen savaşının başlangıcından beri sakin bir hayatım olmadı. Saklanmak zorunda kaldım, uzun süre dağlarda yaşadım, bazen eve döndüm. Bütün gençliğim dağlarda ve savaşta geçti. Gençliğimde makineli tüfekle nasıl aeteş edileceğini zaten biliyordum. Tüm “zenginliğim” tek bir sırt çantasına sığıyor: yiyecek, mühimmat, değişecek kıyafetler.

Her zaman İçkerya’nın bağımsızlığının destekçisi oldum, bu fikirleri ailemde özümsedim. Bizim için bu çok hassas bir konu. Çeçenler nesillerdir özgürlük arzusuna sahipler ve bunu miras aldılar. Birinci [Çeçen] savaşında Rus ayağı dağlık bölgelere ayak basmadı. Itum-Kalinsky bölgesi ele geçirilemedi.

DAİŞ’E HİÇ KARIŞMADIM… ONLAR HASTA İNSANLAR

İkinci [Çeçen savaşı] dağlardan ve ovalarda aynı anda, her taraftan başladı. Her yere asker indirdiler, Dağıstan, Osetya, İnguşetya’dan birlikler girdiler. Uçaklar ve helikopterler tarafından bombalandık, neredeyse hiç silahımız, füzemiz yoktu.

ZUMSO AMAEV

İkinci savaşın başlangıcında, birliklerin komuta ve kontrol yapısında her şey zaten hazırdı, milisler birliklere ayrıldı. 2003 yılında İçkerya ordusuna katıldım ve içinde dokuz yıl geçirdim. Birinci savaştan bu yana bölgeler arasında istikrarlı bir bağlantı çalışıyor, aynı komutanlar tarafından yönetiliyorduk.

Rus birlikleri ordular halinde üzerimize geldi. Yeterli gücümüz yoktu, sadece 40-50 veya 80 kişilik küçük gruplar halindeydik. Düşmanın zayıf noktalarını hesaplayıp oralardan üzerlerine baskı yapmak zorundaydık. Cephe hattını tutamadık, sadece kendimizi savunduk ve geri çekildik.

– Herşey nasıl başladı?

– 2003 yılında, henüz acemiyken ve savaşmayı yeni öğrenirken, cephemizin komutanı Doku Umarov’du (Not: Rusya’da yasaklanan , ABD’de terörist olarak tanınan Kafkasya Emirliği örgütünün eski lideri).

Çeçenistan’ın Rusya’ya katılması konusunda Mart ayında bir referandum yapılması planlanıyordu. Doka o zamanlar bölgemizde bir komutandı. Referanduma karşı çıkmaya hazırlanıyordu. Bir askeri araca pusu ve saldırı için bir grup topladı. Grubun bir el bombası fırlatıcı içermesi gerekiyordu, ama yoktu.

Makineli tüfekle yürüdüğümü görüyordu. Beni çağırdı ve sordu: “Silah mı kullanıyorsun?” Ve çocukluktan nasıl silah kullanılacağını biliyordum. “Elbette kullanıyorum” dedim. Sonra Doka bana bir el bombası fırlatıcı verdi ve “Eminim halledebilirsin” dedi.

Ve dehşete düştüm! Hayatımda ondan hiç kullanmamıştım, elimde bile tutmamıştım. Ama beni silahı almaya ikna etti.

Görevi tamamlayamayacağımdan korktum. Bölgeye giderken askerleri taşımakta olan bir Rus zırhlı personel taşıyıcısını devre dışı bırakmam gerekiyordu. Onu vurmalıydım. Nihayet iki kez ateş ettim. Her iki mermi de kapağa çarptı.

– Çeçen direnişinin gücü ne zaman tükendi?

Mücadele giderek zorlaştı. Bir yerde uzun süre kalamadık, çabuk buluyorlardı ve üstün güçler tarafından kuşatılıyorduk. Stoklar her zaman yetersizdi.

Geriye dönüp baktığımda, orada nasıl hayatta kaldığımızı ben de merak ediyorum. En zor şey, tanıdıklar dahil sürekli insanlardan saklanmaktı. Düşman eline düşmemek için gün boyu köye gidemiyorduk. Her zaman tetikte olmak zorundaydık.

2000’lerin başında dış tehlikeye ek olarak, Çeçenler arasında bir bölünme ortaya çıktı. [Başkan Aslan] Mashadov’un maiyetinin bir kısmı Rusya’nın tarafına geçti: Yamadayevler, Khambievler.

Terfi ettim ve birlik komutanı oldum. Savaş bizim için gerilla savaşına dönüşmüştü. İyi bir partizandım. 10-12 kişilik çok küçük gruplar halinde hareket etmek zorunda kaldık. Bu, 2000’lerin ortalarındaki sayının “tavanı” idi. Operasyo dönüşlerinde yanınızda daha fazla insan götürmek, manevra kabiliyetinin azalması ve risklerin artması anlamına gelir. Büyük bir müfreze ile ilerlemek ve dönmek çok daha zordur.

Yazın bu gruplarla Rus ordusuna saldırdık ve onlar kendilerini savundular. Kışın topçu ile nefes almamıza izin vermediler. Buna rağmen düşmana ağır hasar verdik. Ben kendim hiç yaralanmadım. Bu muhteşem. Tüm bu zamanda tek bir savaş yarası, hatta bir çizik bile yok. Hatta bana yakın mesafeden ateş ettiler ama tek kurşun bile isabet etmedi.

Birliğimizde komutan olarak görev yaptığım süre boyunca, üç savaşçı bileşimi değiştirildi. İlkler neredeyse gitti, devre dışı kaldılar. Yenileri geldi. İki ya da üç yıl sonra onlar da ortadan kayboldu. Gençler öldürüldü. Aynı zamanda, Rus ordusu sivil nüfusa zulmetmeye başladı: öldürdüler, kaçırdılar, evleri yıktılar. Köylülerin neredeyse tamamı bize yardım etmeyi bıraktı.

Tedarik çok zorlaştı, kendi yemeğimizi zar zor buluyorduk. Gıda seferleri bile bizim için askeri operasyonlardan daha az riskli değildi. Bize destek olanlar da hayatlarını riske atıyorlardı.

– Ailene ne oldu?

– 2000’li yılların ikinci yarısında Kadirovcular bize destek verenlerin evlerini yakmaya başladılar. Her yıkım televizyonda geniş çapta yayınlandı. Babamın kovanlarının olduğu köydeki ve dağlardaki evlerimizi yaktılar. Bahçemiz de yanıyordu. Mahalle muhtarı açıkça evleri yakmaya hazırlandıklarını söyledi. Akrabalarım kaçarak oradan ayrıldı. Annem ve küçük erkek kardeşler Shelkov bölgesine taşındı.

2006’da akrabalarım çok zulüm gördü. 13 yaşındaki kardeşim bile Kadirovcular tarafından bir ağaca bağlandı, ona bir el bombası bağladılar ve bana ihanet etmesini istediler. Diğer kardeşim götürüldü ve çok sert muamele gördü.

Annem ve erkek kardeşlerim 2007’de Çeçenya’dan ayrıldı. Eşimi alıp elektrik şokuyla işkence edip bütün gün dövdüler. Eşim 2010-2011’de Rusya’dan ayrıldı. Ondan önce o da benimle birlikte üç yıldır dağlardaydı. Nadir bir olay ama öyleydi.

Sonra akrabalarım Almanya’ya taşındı. 2012’ye kadar ülkemde kaldım ve elimden geldiğince direnmeye devam ettim.

— Çeçenya’dan nasıl ayrıldınız?

– İş için Gürcistan’a gittim, böylece yakında geri dönebilir ve savaşmaya devam edebilirdim. Yoldaşlarımla buluşmam gerekiyordu. Dağları yasa dışı yollardan geçtik ama durduk ve Tiflis’te oldukça açık bir hayat yaşadık. O yıl Gürcistan’da seçimler vardı. Mikheil Saakaşvili’nin ardından Rusya yanlısı bir cumhurbaşkanı iktidara geldi. Gergin durum nedeniyle yoldaşlarım ve ben eve dönmeyi başaramadık.

Sonra Türkiye’ye, oradan da Suriye’ye geçtik. Suriye’de zor bir yolculuk ve zor bir yıldı. IŞİD ile hiçbir zaman bağlantılı olmadığımı belirtmek isterim. Korkunç bir zamandı. Çeçenlerin birçoğu Suriye’ye gitti ve orada aktif olarak askere alındı. (IŞİD)Liderleri, insan cinayetlerini kameraya kaydetti ve tüm dünyaya gösterdi. Onlar hasta insanlar. Putin’in desteklediği Esad’a karşı olan isyancıların yanındaydık.

HAKKIMDA SEKİZ CEZA DAVASI AÇILDI, ÜÇ MÜEBBET HAPİS BENİ BEKLİYORDU

2014’te Suriye’den çıktım ve Yunanistan’a gittim. Saklandığım adalardan birinde sınır muhafızları beni yakaladı ve beni Suriyeli bir mülteciyle karıştırdı. Aynı zamanda neredeyse denizde boğuluyordum. Gerçeği anladıklarında şok oldular: Bir Çeçen burada ne yapıyor? Daha doğrusu, bir-iki arkadaşımla birlikteydim. Uyruğumuz nedeniyle polis, nereden kaçtığımızı ve bizi kimin aradığını bulmak için dikkat kesildi, baskı altına aldılar.

Yunan sınırını yasadışı bir şekilde geçtiğim için bir iki yıl hapis cezasına çarptırılıp hapse atıldım.  Rusya’nın uzun süredir Interpol aracılığıyla beni aradığı hakkında en ufak bir fikrim yoktu, Yunanlılardan öğrendim. Rusça belgelerim yoktu. Ve asla zulüm korkusu olmadı. Yanlış bir şey yapmadım, kimseden korkmadım ve saklanmadım. Yunanlılar beni zorla Rusya’ya göndermek istediler, ancak iade prosedürü konusunda tereddüt ettiler. Önce iki duruşma yapılacak, ardından transferin organizasyonu yapılacaktı.

Rusya’ya sınır dışı edilmeyi protesto etmek için bileklerimi kestim. Ama ciddi şekilde yaralanmadım. On gün boyunca açlık grevi yaptım. Görevliler niyetimin ciddiyetini anladılar ve beni Rusya yerine hapse attılar.

O zamana kadar ailemin bir kısmı Polonya’daydı ve bir avukat aracılığıyla bana yeniden birleşme hakkı vermesini istemeye başladım. Yunan tarafı, Polonya sınır muhafızlarının beni kabul etmeyeceğinden emindi. Ancak bir Yunan hapishanesinde iki yıl geçirdikten sonra 2016’da gerçekten Polonya’ya teslim edildim. Orada iyi karşılandım.

Bu ülkede nazik ve adil bir tavır gördüğümde, bunun dünyadaki en güzel insanlar olduğunu düşündüm. Hangi yapı beni sorguladıysa herkes benim yanımdaydı. Polonya beni Rusya’dan korudu, mülteci statüsü verdi.

Rusya’da ölümle tehdit ediliyordum. Hakkımda sekiz ceza davası açıldı, çeşitli suçlamalardan üç müebbet hapis ve ayrıca 25 yıl hapis cezası beni bekliyordu.

Avrupa’da bile Interpol’ün arananlar listesi beni çok engelledi. Bir yere gitmeye korkuyordum. Polonya’da bile beni durdurduklarında karakola götürdüler çünkü Interpol araması ciddi. Birkaç saat kontrol edildikten sonra serbest bırakıldım. Ancak mülteci durumum bile beni bu tür kontrollerden korumadı.

— Ukrayna’ya gitmeye ne zaman karar verdiniz?

– 2014 yılında Rusya Ukrayna’ya saldırdığında, İçkerya Tuğgenerali İsa Munaev, Covkhar Dudayev’in adını taşıyan bir tabur kurdu . Ukrayna’ya taşınmak ve onunla savaşmak istedim. Ama bunun uzun bir yol olduğu ortaya çıktı. Mülteci statüsünden önce mahkemeler vardı, bir yıl gözaltında kaldım. Sonra iş, aile, güvenlikle uğraştım, sokakta sıradan bir adamın hayatını yaşadım.

Mart 2022’de Ukrayna’da büyük bir savaş başladığında geldim. Sonunda Şeyh Mansur taburuna girdim, sonra yeni kurulan tabura [- OBON’a] geçtim. Ana güçlerimiz Kiev yakınlarındaki Brovarsky bölgesindeydi. Rus birlikleri Kiev yakınlarında her yerde yenildi. Çok net bir hesapları vardı ama bu kadar güçlü bir karşılık alacaklarını düşünmediler. Neredeyse hiç temas kavgası olmadı. “Bayraktarlar” ( Not: Türk İHA’ları) tarafından ezildiler ve savaş alanları Rus cesetleriyle doldu.

– Çeçen taburları neden Ukrayna’da görünüyor?

– Bence Ukrayna’da savaşan Çeçen taburlarına İçkerya muhafızları denilebilir. Anavatanımızın kurtuluşu için önemli bir güç toplamak istiyoruz. Şimdi aktif olarak savaşçıları birliklere alıyoruz. Çok sayıda başvuran var. Bu konuda Ukrayna istihbaratıyla birlikte ciddi şekilde çalışmalıyız. Tüm eylemler onlarla koordine ediliyor.

Tabura katılmak isteyenlerin Ukrayna’da test edilmesi gerekiyor ve onları kendimizde kontrol ediyoruz. Akrabaları ve arkadaşları aracılığıyla onlar hakkında bilgi ediniyoruz. Çeçenler arasında birbirleriyle ilgili her şeyi çabucak öğrenebilirsiniz. Köyümden gelen insanlar hakkında Avrupa’daki her şeyi biliyorum. Kim nasıl yaşıyor, kimin kaç çocuğu var. Köydeki herhangi birine “Bu kişiyi benim için araştır” diye sorabilirsiniz, o kesinlikle her şeyi çok çabuk öğrenecektir.

Bilmediğim bir arazi de benim için zor. Alışmak zorundasın, savaş durumuna giriyorsun. Ben Ukraynalı değilim, yerliler arasında görünmez olmak mümkün değil. Ülkenin diğer ölçeklerine uyum sağlamamız gerekiyor. Çeçenya’yı iki saatte geçebilirsin ama Ukrayna’da komşu bölgeye iki saatte gelemem. Ancak kendimi mutlu hissediyorum. Burada düşmanla neredeyse eşit durumdasınız.

– Çeçenya’nın aksine mi?

– Evet! Barış günü yoktu. Kadirovcu yetkililer her zaman küçük düşürdü. Bizi her taraftan sıkıştırdılar.

Toplumda da sana hayat hakkı verilmedi. Halbuki askeri düşmanlarına saygı duyulmalı, ancak Ruslarda bu yoktu. Tek makineli tüfekle kendinizi bu kadar umutsuzca savunuyorsanız, tanklara ve uçaklara karşı gidiyorsanız, akrabalarınıza işkence ederek bunun üstesinden nasıl gelebilirsiniz? Bize karşı zehir bile kullandılar!

Ve burada çok mutluyum. Aramızda bir cephe, gri bir alan var. Ve düşünüyorum: neden üzerimize eskisi gibi gelmiyorlar? Gelemiyorlar, siperlerinde ağlayarak oturuyorlar. Gerçekten yaşamak istiyorlar.

*******

Zumso Amaev davası ve Interpol üzerinden aranmasının iptali işlemi, isminin açıklanmasını istemeyen Vayfond insan hakları derneği temsilcisi tarafından Kavkaz.Realii web sitesi için yorumlandı: “Müvekkilimizin verilerinin Interpol veri tabanından silinmesinin nedeni Polonya’daki mülteci statüsüydü. O bir asker ve Rusya ile savaşmış, bunu kabul ediyor. Kendisini talep eden ülkeye iadesi halinde işkence ve cinayet kurban gitme riski var. Sınır dışı edilmesi yasak, bu nedenle ismi artık uluslararası arananlar listesinde olamazdı, buna güvenerek girişimde bulunduk”.

Ona göre Rusya, Çeçenlerden askeri muhaliflerini uzun yıllardır suçlu olarak talep ediyor ve etmeye devam edecek.

“Elbette Rusya temsilcileri siyasi nedenlerle zulme uğradıklarını kabul etmiyorlar. Rus rejimi muhaliflerine ve eleştirmenlerine dolandırıcılık atfediyor ve onları iç suçlarla suçluyor. Örneğin, falan filan 20 bin ruble çaldığını, ya da parasını aldığını, bir restoranda kavgaya karıştığını filan söylüyorlar” diyor Vayfond temsilcisi.

TÜM DÜNYA RUSYA’NIN SALDIRGAN OLDUĞUNU ÖĞRENDİĞİNDE, BİRÇOK ÜLKE RUSYA’NIN INTERPOL’E GELEN TALEPLERİNİ GÖRMEZDEN GELEBİLİR.

İnsan hakları aktivisti, aranan kişinin kendisini savunmak için siyasi faaliyetlerde bulunduğunu, yetkililere karşı konuştuğunu, savaştığını veya muhalefette olduğunu belirtmesi gerektiğini söylüyor.

Kavkaz.Realii muhabirinin kaynağı, “Suçlamaların neden uydurma olduğu ve zulmün nedeninin siyasi olduğu tartışılmalıdır. Eğer bir ülke onu mülteci olarak kabul ederse, bu da delil olarak kabul edilir” dedi.

Bir Vayfond çalışanı, uluslararası toplumda Çeçenya’nın Rusya ile çatışmanın bir tarafı olarak tanınmadığını belirtiyor. Ve 2003 yılında cumhuriyette Rusya Federasyonu’na katılma konusundaki sözde referandumun yapılması nedeniyle, bağımsız İçkerya destekçileri yasadışı silahlı oluşumlar olarak kabul ediliyor ve Çeçen savaşları bir iç çatışma olarak kabul ediliyor.

Bu nedenle, Interpol hala Rus ordusuyla savaşanları aramak için talepleri kabul ediyor. Ancak insan hakları evrensel beyannamesi çerçevesinde hareket etmek zorundadır, bu Anayasasında belirtilmiştir.

İade, bir kişiyi temel haklarının ihlaliyle tehdit ediyorsa, geçmişte ne yapmış olursa olsun buna izin verilemez. Vayfond temsilcisi, bazı Avrupa ülkelerinde, özellikle Ukrayna ile savaşın başlamasından sonra Rus taleplerinin göz ardı edildiğini vurguluyor.

“Herhangi bir ülkenin polisi, Interpol’e yapılan bir talebi gören bunu mantıksız görebilir ve arama hakkında kişiyi bilgilendirebilir. Onu gözaltına almak ve sınır dışı etmek zorunda değiller. Bu bilgi tavsiye niteliğindedir, bu bir işbirliği talebidir. Hiç kimse. Rusya’nın istediği gibi cevap vermek zorundadır. Artık tüm dünya Rusya’nın saldırgan olduğunu bildiğinde, Interpol’den gelen talepler birçok ülke tarafından görmezden gelinebilir. Fakat sorun şu ki Alman polisi bir kişi hakkında bir Interpol vakasından bilgi kopyalıyor, Schengen bilgi sistemine giriyor. Yetkililerin harekete geçmesi gerekmesine rağmen, talebin meşruluğunu kontrol edin” diyor muhatap.

Almanya’dan alınan bilgiler herkes tarafından ciddiye alınır, bir kişi tehlikeli kabul edilir ve herhangi bir ülkenin kapalı ulusal veri tabanına eklenebilir.

Özel hizmetler bir kişiyi “işaretler”. Bu işaretten – Interpol arananlar listesinin aksine – kurtulmak ve bir şekilde itiraz etmek neredeyse imkansız. Bir ülke bir kişiyi tehlikeli olarak tanırsa, o kişiye sığınma hakkı verilmeyecek veya oturma izni iptal edilecektir. Bir sonraki adım, onu Rusya’ya sınır dışı etmek olabilir. Göç ajansları, ülkelerinin istihbarat servislerine güvenir ve tavsiyelerini dinler. Sistem bu şekilde çalışır.

“Savaşa rağmen, Avrupa’da Ukrayna topraklarından ayrılan Ruslar periyodik olarak gözaltına alınıyor. Rusya’ya iade vakaları var. Son zamanlarda Rusya Federasyonu’nun talebi üzerine AB ülkelerinden birinin vatandaşlığına sahip bir kişi gözaltına alınarak yerleştiriliyordu” dedi insan hakları aktivisti.

Ancak Vayfond Almanya’nın bu anlamda “heterojen” olduğunu belirtiyor. Örneğin, bir Alman mahkemesi kısa süre önce örgütün mütevellilerinden birinin iadesini yasakladı. Alman adaletinin Rusya’ya güvenmediği, dolayısıyla orada bir kişinin sınır dışı edilmesinin söz konusu olamayacağı belirtildi. Yani Almanya bir kişiyi tehlikeli ilan etmiş olsa bile dava açmaya ve haklarını savunmaya değer.
________________
Kaynak: Lydia Myhalchenko,  14 Ekim 2022, https://www.kavkazr.com/

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu