Diaspora HaberleriFederasyondan HaberlerHaberler

Çerkesler, 21 Mayıs’ın 151. Yılında Rus Konsolosluğunun Önündeydi..

Çarlık Rusyası tarafından uğradıkları soykırımı 21 Mayıs 1864 tarihiyle simgelendiren Çerkeslerin torunları, İstanbul’da bir araya gelerek Rusya’yı protesto ettiler.

Çarlık Rusyası tarafından uğradıkları soykırımı 21 Mayıs 1864 tarihiyle simgelendiren Çerkeslerin torunları, İstanbul’da bir araya gelerek Rusya’yı protesto ettiler. Çerkesler, 151 yıl önce, Çarlık Rusyası tarafından sürgün edilen atalarını, Galatasaray Lisesi önünden Rusya Federasyonu’nun İstiklal Caddesi üzerindeki Başkonsolosluğu önüne kadar yürüyerek andı.

21 mayis 2015 - KopyaÜzerlerinde yöresel kıyafetler bulunanları da içeren kalabalık grup, yürüyüş sırasında, ellerinde pankart, döviz ve bayraklarla slogan attı. Saat 20.00’de Galatasaray meydanında Çerkes Dernekleri Federasyonu öncülüğünde toplanan kalabalık ellerinde ulusal bayraklarıyla Rusya Başkonsolosluğu önüne yürüdü.
Türkçe ve Çerkesçe slogan atarak yürüyen sayıları 2000’i bulan kalabalık sık sık “worepsov tibze, worepsov tihabze”, “Rusya Kafkasya’dan defol”,  “Çerkesya Rus toprağı olmayacak”, “Soykırımcı Rusya Çerkeslere hesap ver” şeklinde sloganlar attılar.

Rusya Konsolosluğu önünde Sunucu ve ses sanatçısı İshak Akbay’ın açılış cümlelerinden sonra Çerkes Dernekleri Federasyonu Başkanı Nusret Baş basın açıklaması okudu.  Amaçlarının intikam olmadığını, adalet aradıklarını söyleyen Nusret Baş’ın konuşmasının tam metni şöyle:

Saygıdeğer Kamuoyu,

Değerli basın mensupları!

Çarlık Rusyası’nın Kuzey Kafkasya’yı işgal maksadıyla başlayan saldırıları tam 285 yıl sürmüş; 21 Mayıs 1864 tarihinde de Kafkas halklarının kesin yenilgisiyle sonuçlanmıştır.

Son 100 yılı çok kanlı geçen bu savaşlar sonrası ülkemiz işgal edilmiş, sağ kalan nüfustan Karadeniz kıyısında oturan Adige ve Abhazlar’ın % 90’ı; diğer halkların da % 5-10 oranlarındaki kısmı vatanlarından sürülmüştür.

1859-1879 yılları arasında yurdundan atılan 2 milyonu aşkın Çerkesten ancak 1,5 milyonu hayatta kalabilmiş, diğerleri maruz kaldıkları olumsuz koşullarda kırılıp gitmiştir.

Salgın hastalıklar, iklim uyumsuzluğu ve diğer sebepler iskan edildikleri Osmanlı topraklarında da Çerkeslerin peşini bırakmamış ve o dönemde kurulan nice Çerkes köyü üzerinden daha 20-30 sene geçmeden ıssız birer mezarlığa dönüşmüştür.
Bu sürgün sonucudur ki, günümüzde, 6 milyonu Türkiye’de olmak üzere 7 milyon civarında Adığe, Abaza ve Kuzey Kafkasya’nın diğer halklarından insan anayurdu dışında, dünyanın 40 ülkesinde darmadağınık bir şekilde yaşamaktadır.

Çerkesler, kendilerini anayurtlarından koparan bu büyük felaketi “SOYKIRIM ve SÜRGÜN” olarak isimlendirmekte ve 21 Mayıs 1864 tarihiyle simgelenen bu dramı toplumsal hafızalarında 151 yıldır canlı bir şekilde yaşatmaktadır.

21_mayis-2015-3 - KopyaBugüne gelirsek…

Soykırım ve sürgün Çerkeslerin tarihi gelişimini olumsuz bir şekilde etkilemiş ve maalesef bugün onları bir yok oluşun sınırına getirmiştir.

 Saygıdeğer Kamuoyu,

Değerli basın mensupları!

 Biz bugün tarihin bu tozlu sayfalarını kurcalayarak 150 yıl önceki olayların intikamını almak gibi bir maceranın peşinde değiliz.

Biz sadece, tehdit altına girmiş olan ulusal varlığımızı devam ettirilebileceğimiz şartların sağlanmasını ve güvence altına alınmasını istiyoruz.

Bunun da, bu duruma düşmemizin baş müsebbibi olan ve hala topraklarımızı elinde bulunduran Çarlık Rusyası’nın bugünkü hukuki mirasçısı konumundaki Rusya Federasyonu’nun görevi olduğuna inanıyoruz.

Ancak görülen o ki, Rusya Federasyonu yöneticileri henüz bu olgunluğa erişebilmiş değil. Moskova yönetimi, Kafkasyayı istikrarsızlaştıran politikaları özellikle yürürlükte tutuyor. Bu suretle halkımızın en değerli evlatlarını katletmek için kendisine sürekli gerekçe üretiyor. Artık bu pis oyuna bir son vermenin zamanı geldi. Biz bu politikaların farkındayız ve tamamını reddediyoruz. Bunların sürdürülebilir politikalar olmadığı konusunda da Kremlin yöneticilerini uyarıyor,  en kısa sürede vazgeçmelerini diliyoruz.

Rusya Federasyonu yöneticilerine düşen, işledikleri tarihi suç için Çerkes halkından özür dilemek, diaspora Çerkeslerine anavatana dönüş yolunu kayıtsız şartsız açmak ve tüm diaspora Çerkeslerine Cumhuriyetlerimizin vatandaşlığını alma hakkını tanımaktır.

Bu bağlamda uluslararası camiaya da seslenerek belirtmeliyiz ki, soykırımın uluslararası tanınırlığı bu şartların sağlanmasını hızlandıracaktır.

Bu nedenle de başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere tüm dünya parlamentolarından vicdanlarının sesine kulak vererek bu hakkın teslimi yönünde adımlar atmasını ve Rusya Federasyonu yönetimini de bu kararları almaya zorlamasını istiyor ve bekliyoruz.

Ve bu vesile ile bir kez daha deklare ediyoruz ki, andığımız ulusal haklar teslim edilinceye ve Çerkes halkının varlığı güvence altına alınıncaya kadar mücadelemizi sürdürecek, uluslararası alanı da kapsar şekilde yaygınlaştırmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.”

Nusret Baş’ın konuşmasını tamamlamasından sonra İstanbul 3. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı Kenan Kaplan söz aldı. Kenan Kaplan soykırım uygulamaları kadar asimilasyon politikalarının da eleştirilmesi gerektiğini belirten bir konuşma yaptı.

Konuşmaların ardından küçük bir Çerkes kızı Çerkesçe şiir okudu.

Daha sonra Çerkes ses sanatçısı İshak Akbay’ın okuduğu yistanbulâqo ağıtına katılımcılar da eşlik etti.

Program konsolosluk önüne siyah çelenk bırakılmasıyla sona erdi.
21_mayis-2015-4

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu