Araştırma/Analiz

ABHAZYA’DA YABANCILARA GAYRIMENKUL SATIŞI TARTIŞMALARI BİTMİYOR

Abhazya topraklarının mülkiyeti, Abhazya Cumhuriyeti Yüksek Konseyi tarafından kullanılmaktadır. Abhazya Cumhuriyeti’nin her vatandaşı, şartlar, usul ve diğer yasal düzenlemeler dahilinde bir arsa edinme hakkına sahiptir. Arazilerin satın alınması, satılması, bağışlanması, rehin verilmesi ve izinsiz takası yasaktır. Arazinin münhasır mülkiyetini ihlal eden doğrudan veya gizli eylemler yasa dışı kabul ediliyor.

Abhazya yönetimi 90’lı yıllarda Abhazya Cumhuriyeti vatandaşı olmayanlara konut satışına yasak getirdi ve bu kısıtlamalar halen yürürlükte. Bu yasağın pek çok nedeni var: Abhazya’daki demografik durumda değişiklik meydana getireceği endişesi, emlak fiyatlarında keskin bir artışın olması düşüncesi, Rusya vatandaşlığına sahip Gürcülerin mülk edinme girişiminde bulunma ihtimali,… gibi.

Cumhuriyete ekonomik kaynak oluşturmak için yasağın kaldırılmasını isteyen kesimlerden gelen talepler halk tarafından tepkiyle karşılanıyor. Nitekim 2016’daki yasağı kaldırma girişimleri  başarılı olamadı. 2016 baharında, konut mevzuatında tam bir reform yapılıncaya ve bir gayrimenkul kadastrosu oluşturulması çalışmalarının tamamlanmasına kadar, Abhazya’daki yabancıların konut mülkleri satın almalarına ilişkin kısıtlamaların kaldırılması konularının Abhaz yasa koyucuları tarafından dikkate alınmayacağına karar verildi. Bu arada kadastro çalışmalarında da herhangi bir ilerleme olmadı.

Yabancı vatandaşların Abhazya’da konut edinme yasağının kaldırılmasıyla ilgili tartışmalar özellikle Abhaz-Rus iş forumlarında gündem olarak tartışılıyor. Rusya tarafı satışların serbest bırakılması yönünde Abhaz tarafına baskı yapıyor. Hatta geçtiğimiz günlerde Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov yöneltilen bir soru üzerine konuyu önümüzdeki aylarda gündemlerine alacaklarını söyledi. Kısaca konu en üst düzey yönetimlerin önünde ve ciddi bir kriz oluşturma potansiyeli sürüyor.

Konut satışı mevzuu en son geçtiğimiz hafta Sohum’da tartışıldı. Konuyu gündeme getiren Abhaz muhalefeti lideri Kvarchia idi. Kvarchia bu konunun özellikle pandemi sırasında önem kazandığını belirtti. Ancak toplumsal hassasiyetin farkında olan Kvarchia konuyla ilgili farklı görüşler olduğunu belirterek öncelikle cumhuriyet toplumu tarafından değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak sözlerini tamamladı. 

Vatandaş olmayanlara toprak satışı ile ilgili olarak muhalif görüş sahiplerinden Akhra Bjhanya’nın değerlendirmelerini aşağıda sunuyoruz. Akhra Bjhanya eski parlamanter ve III. Dereceden Ahdz-Apsha Nişanı sahibi. (Editör)

***

BU GÖRÜNTÜ, İNŞAAT PROJELERİNİ TAKİP EDEN BİR TÜR İNŞAAT MAFYASI OLDUĞU İZLENİMİ VERİYOR.

Bu gayrimenkul meselesi neden sürekli gündemde?

Ve niçin hükümetler arası düzeyde ve saygıdeğer politikacıların aklı hep bununla meşgul?

Sorun ne?

Sanki bize şöyle diyorlar: “Her ne kadar fırsat eşitliği olmasa da, biz burada size yardım ediyoruz. Ayaklarınızın altına almak istemediğiniz şeyi, biz yabancılara da satmıyorsunuz!”

Evet, korktuğumuz için satmıyoruz. Bir asır önce nüfusumuz ülkenin % 80’ini oluştururken  % 17’lere düştük.  Bunun sonucunda kendi topraklarımızdaki haklarımızı korumak için çok ağır bir bedel ödemek zorunda kaldık. Bununla ilgili korkularımız ve hatta tuhaflıklarımız varsa sebepsiz değil.

Ve genel olarak arkadaşlarımızda böyle bazı tuhaflıklar var; fakat ahlaki olarak onlara nasıl yaşayacaklarını ve ne yapacaklarını öğretmek için baskı yapamayız. Evet, bazen zor zamanlarda onlara yardım ediyoruz ve bazen ihtiyaç duyduğumuzda da onlar bize yardımcı oluyorlar.

Gayrimenkul satışından elde edilecek ekonomik büyümeye gelince… Bu sadece bir halk efsanesidir.

Kurumsal reformların yapılmadığı ve yolsuzluğun olduğu yerlerde gelişme olmaz. Bir ayağınız Kimberlit tüpünün üzerinde, bir diğeri de uranyum madeni üzerinde durabilir, fakat siz yine de fakir olabilirsiniz. Dolayısıyla, mevcut devlet yönetimiyle (geçmiştekiler de dahil) gayrimenkul satışına ilişkin bir yasanın kabul edilmesi için beş yıl sonra hala “pençe yalamak” ve Rusya Federasyonu’na para için yalvarmak durumunda olunması sadece zaaftır.

Eğer reformları yapar ve insanları soymayı bırakırsak, o zaman da zengin olabiliriz. Yerel halktan 5 kat daha fazla gelen turisti beslemek için tek başına tarımı geliştirmek bile, depresif alanlara girip ev satışı yapmadan kalkınmamıza yeterli olur.

Gürcistan ekonomisine ve ordusuna, tüm ABD ve AB’den girişlerin düzeyinin tam olarak ne olduğunu bilmiyorum, ama çok fazla olduğunu tahmin edebiliyorum. İşte halka açık rakamlardan sadece birkaçı:

Örneğin, 2008’den 2018’e kadar Amerika Birleşik Devletleri, Gürcistan’a tarım, altyapı projeleri vb. desteklemek için yaklaşık 900 milyon dolar tahsis etmiş ve 1993’ten 2018’e kadar 3.2 milyar dolar vermiş.

AB yardımı da benzer şekildedir. Örneğin, yalnızca bu yıl COVID 19 krizinin üstesinden gelmek için 183 milyon Euro tahsis edildi ve bu yardımın daha da artırılması planlanıyor. Ayrı başlıkta “Rusya’nın bölgedeki etkisini kırmak için” askeri destek de var. Bu desteklerin nedeni, Gürcistan’ın ABD ve NATO’ya yönelmesini  ve onların Kafkasya’daki güvenilir kalesi olmasını sağlamakla açıklanmaktadır.

Normal.

Eh, biz de Rusya’ya angaje olduk ve Rusya’nın da uydularını desteklemesinde bir olağandışılık görmüyorum.

Evet, biz de daha bağımsız olmak isteriz. Havalimanımız, demiryolumuz çalışsaydı, doğrudan uluslararası ticarete katılabilseydik, dünya finans kurumlarına erişebilseydik, başarısızlık korkusu olmadan yazılım ve teknoloji edinebilseydik, üreticiler  “işgal altındaki bölge” ile işbirliği yapıp başarısızlıktan korkmasaydılar muhtemelen bu olurdu. Genel olarak, her zaman çukurlardan geçtiğimiz gerçeğini biliyoruz ama düz bir yola da çıkmak istiyoruz. Bu konuda bize yardımcı olan herkese minnettarız ve elbette bu yardımın hiçbir şekilde çıkarlarımıza aykırı olmamasını bekleme hakkımız var.

İç lobicilerden ve kamuya açık bir tartışma başlatmak için yaptıkları çağrılardan bahsetmek istiyorum.

Bugün Abhazya’da yabancı vatandaşlara gayrimenkul satışı yasağı var ve bu 2016 parlamento kararnamesiyle de destekleniyor. Bu nedenle, satışa karşı olanlar hiçbir şey kanıtlamak durumunda değil. Ancak lobiciler ve muhtemelen henüz kimsenin görmediği o gizli ellerde bir takım rakamlar olmalı; burada “Dubai 2” ortaya çıkacağını kanıtlasınlar, o zaman muhtemelen konuyu tartışabilir, riskleri ve faydalarını tartabiliriz. Öyle olmayınca insan bunun inşaat projelerinin peşinde koşan bir tür inşaat mafyası olduğu izlenimine kapılıyor.

Ve sonuç olarak, devlet adamlarımıza sesleniyorum: Güçlüler gerçekten hoşunuza gitmeyen bir şeyi teklif ettiğinde, makul bir şekilde reddetme cesaretine sahip olun. Bunun için kimse size kızmayacaktır. Aksine; yükümlülüklerini yerine getirmeyen bir politikacı olarak anılmak yerine, yapıcı bir yönetici olarak saygı görürsünüz.

________________________
ALINTI: Nujnaya Gazete, 6 Kasım 2020
Edit: Kuşba E.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu