Araştırma/AnalizO. Çağ Bitiminden Rus İşgaline Kadar (1453-1864)

ŞORA NOGMOV’UN AKTARDIĞI ÇERKES EFSANELERİNE GÖRE KIZBURUN SAVAŞI (KIZBRUN ZAUE)

KOJEV Z.A.

 Geç Ortaçağ Çerkesyası’nın soylu ailelerinin kanlı Kızburun Savaşı’yla sona eren ölümcül çekişmeleri, Kabardey’deki Idarov ailesinin güçlenmesine ve bir alt etnik grup olarak Besleney grubunun ortaya çıkmasına neden oldu.

Feodal Çerkesya’nın erken dönem siyasi tarihinin araştırılmasındaki ana sorunlardan biri kaynak tabanının kıtlığıdır. Osmanlı arşivlerindeki çalışmalar yetersizolup, Rus arşiv kaynakları da Çerkesya siyasi tarihi hakkında sadece on altıncı yüzyılın ortalarından itibaren anlamlı materyaller sağlıyor. Geç Ortaçağ İnal devletinin ve onun en yakın mirasçılarının politogenezinin tüm erken dönemini, yalnızca İnalların 17-18. yüzyıllarda derlenen soy ağacına ve tarihi efsanelere dayanarak yeniden inşa edebiliriz. Bu türden ilk tarihçilik deneyimi olan Şora Nogmov’un “Kabardey Efsanelerine Göre Derlenen Adıge Halkının Tarihi” çalışması elbette hatasız değildir. Bu çalışma, akademik tarih yazımının yeni şekillenmeye başladığı bir dönemde ortaya çıktı. Şora Nogmov’un tarihi, çelişkiler ve anakronizmlerle doludur. Modern Kafkas çalışmalarının biriktirdiği tüm tarihsel bilgi kompleksine dayanarak, yazarın bu eksiklikleri, çelişkileri ve olgusal hatalarının açıkça farkındayız [Kojev 2011]. Bununla birlikte, yazar tarafından ilk olarak XIX. yüzyıllarda kaydedilen Çerkeslerin tarihi geleneklerinin değerli bir kaynağı olarak “Adıge Halkının Tarihi” hakkında ayrıntılı bir çalışma, bize göre, bugünle olan ilgisini kaybetmedi. Bu, özellikle Kabardey’in siyasi tarihi ve ilk yarının tüm Prenslik Çerkesyası’ndan gelen olaylar için geçerlidir. 16’ncı yüzyıl, Moskova’nın eşzamanlı yıllık ve diplomatik yazılı kaynaklarına yeterince yansıyan, Rus devleti ile yoğun diplomatik, siyasi, askeri ilişkilerin kurulmasından hemen önceki dönemdir. Bu, Çerkes tarihi efsanelerindeki anlatıların gerçekliğini, başta Rus kaynakları olmak üzere arşiv kaynaklarının verileriyle ilişkilendirerek tam olarak ortaya çıkarmayı daha mümkün kılar.

Böyle anlatılardan biri, Inal prenslerinin ilk büyük iç çekişmesinin hikâyesidir ve Şora Nogmov’un eserinde yazdığı gibi “…Kızburun’da, Baksan Nehri’nin sağ tarafında” vuku bulmuştur [Nogmov 1994: 104]. Bu olayın kahramanı, XVI-XVII yüzyılların Rus kaynaklarında yaygın olarak yer alan, Korkunç lakaplı IV. İvan’ın (1533-1584) kayınpederi Kabardey büyük prensi (pşışhue/пщышхуэ) Kemirgoko Idarov ve kızı Goşenay -vaftiz ismiyle Maria Temryukovna- ile hem Çerkesya’nın, hem de Moskova Krallığı’nın diğer birçok siyasi figürünü vaftiz eden, Idarov’ların prenslik evinin atası Prens Idar’dır [KRO. Cilt 1. 1957:  5, 9–10, 384].

Prens İdar’a ayrılan bölüm “Prens İdar’ın Hikâyesi ve Tmutarakan Prensliği’nin Yıkımı (Rus yazarlara ulaşmadı)”, Hazar Kağanlığı ve Tmutarakan Prensliği ile olan savaşlara katılımı hakkında muhteşem bilgiler içeriyor, Idar’ı efsanevi Ridade’nin çağdaşı yapıyor [Nogmov 1994: 101-102]. Bu açık bir anakronizm ve yazarın karakterine Çerkes tarihinde olağandışı bir rol yüklemeye yönelik ikna edici olmayan bir girişimdir. Idar’ın yaşadığı zamanı, oğulları 1557’den beri Kabardey’in siyasi yaşamında aktif katılımcılar olarak bilindiğinden [KRO. T. 1. 1957: 5] XVI. yüzyılın ilk yarısına güvenle tarihlendirebiliriz.

Yanısıra Hazar Kağanlığı ve Tmutarakan Prensliği XI-XII yüzyıllarda sona erdi. Ş. Nogmov, soy ağacında da doğru değildir. Örneğin, iktidardaki hanedanın hemen hemen tüm feodal Çerkesya’nın atası olan Prens Idar’a, İnal’ın torunu adını verir. Ek olarak, Ş. Nogmov, Idar’ın babasının adını yanlış şekilde belirtir: “… İnal üç kez evlendi. Üçüncü karısından olan iki oğlu Unarmes ve Kirliş hayatta kaldı. Unarmes, Kabardey’i elinde tutan oğlu Tokhtamış’tan ayrıldı. Kirliş, akrabası Hamishev’in evine götürülen hamile karısını geride bırakarak öldü. Onunla birlikteyken, Idar adı verilen bir oğul doğurdu” (Nogmov 1994: 101).

Aslında, hayatta kalan soy kayıtlarından XVI. yüzyılın ilk yarısındaki Kabardey’in İnallarını inceleyebiliriz. Doğu Çerkesya’da, ikinci ve üçüncü nesil İnallar hüküm sürmüştür. Yani İdar hediye bir torun değil, zaten parlak/muhteşem İnal’ın torununun  torunuydu [KRO. T. 1. 1957: 38 3-384].

Çerkes efsanelerine göre, muhtemelen üç kez evlendi.  Ş. Nogmov çeşitli vesilelerle bu bilgiyi eserinde birkaç kez tekrarlar [Nogmov 1994: 96, 101]. İnal’ın ölümünden sonra, onun çabalarıyla oluşturulan devlet birliği, çok sayıdaki oğullar tarafından parçalara bölündü. Erken feodal devletlerin gelişimine dair klasik senaryoya uygun olarak İnal’ın gücü dağılmaya başladı. Nogmov “Varsayılmalıdır ki…” kaydını düşerek , “İnal’ın çocuklarının çokluğu, çekişmelerin nedeni olduğu varsayılmalıdır. Pek çok sıkıntıdan sonra üç parçaya ayrıldılar: biri Khegak’ta kaldı, diğerleri Kemirgoy’a yerleşti ve geri kalanı Kabardey’e gitti” şeklinde yazıyor [Nogmov 1994: 90]. Böyle bir üçlü bölünme: Khegak (uzak batıda, Kuban’ın alt kısımları), Merkez ve Büyük Prenslik bölgesi olarak Kemirgoy ve Inal devletinin uzak doğu sınırı olarak Kabardey. Bu durum Çerkesya alanının, doğal coğrafi faktörlerin etkisiyle, doğal ve nesnel şartlara uygun olarak ortaya çıktığı bir sonucunu düşündürüyor. Buna ek olarak, İnal’ın gücünün üç parçaya bölünmesi, Büyük Prensin üç evliliği ve buna bağlı olarak farklı eşlerden olan üç üvey kardeşin efsanesi ile de örtüşmektedir. Bazı dolaylı verilere göre, Kemirgoy şehzadelerinin İnalların en üst sırasında yer aldığını söyleyebiliriz. Çerkes efsanelerine göre, 16. yüzyılın ikinci üçte birlik Osmanlı-Kırım yazılı kaynaklarında bilinen Jane ve Khatukay beylikleri Kemirgoy’dan ortaya çıkmıştır. [Nekrasov 1990: 104, 107, 110-111; Nogmov 1994: 96-97]. Bununla birlikte, Bolotokolar, 19. yüzyıla kadar Kemirgoy Inallarının kıdemli soyuydu.  Çerkesya Prensliğinin coğrafi merkezini, Belaya Nehri havzasını (modern Adigey’in düz kısımı) elinde tuttu ve “prenslerin prensi” (“pşışum yi pşıj”) olarak ünlerini korudular [Negume 1958: 114; Nogmov 1994: 97].

Ne yazık ki, Batı Çerkesya’daki İnalların ayrıntılı soy ağacı, tarihsel Kafkas çalışmaları tarafından bilinmemektedir, bu yönde yapılacak araştırmalar, geleceğe yönelik özenli araştırmaların konusudur. Bazılarının Moskova krallığının en yüksek aristokrasisine dahil edilmesi sayesinde Kabardey İnallarının soyağacı 17. yüzyılın 40’lı yıllarından beri bilinmektedir [KRO. T. 1. 1957: 383-387].

Şora Nogmov tarafından düzenlenen Çerkes tarihi, efsaneleri düzeltmenize izin veren değerli bir kaynaktır.  “Adıge Halkının Tarihi” yazarının, Prens İdar’ın soy kökenini belirlemede yaptığı yanlışlıklar oldukça anlaşılabilir. Kabardey’deki Idarların soyu, Şora Nogmov’un doğumundan birkaç nesil önce kesintiye uğradı [Naloeva 2015: 13]. Doğrudan torunların yokluğu, doğal olarak Idarovların kökeni hakkındaki soy efsanesinin tüm nüanslarını doğru bir şekilde koruma olasılığını azalttı.

“Kabardey ve Çerkes murzaları ve prenslerinin” iyi bilinen soy ağacına dayanarak, Kabardey’deki ilk İnal neslinin sadece iki kişiden oluştuğunu güvenle söyleyebiliriz: büyük olasılıkla Tabula (veya Tabulda) ve Beslan kardeşler. Büyük olasılıkla sonuncusu, İnal’ın üç karısının sonuncusundan en küçüğü olarak doğdu. Tabula’nın dört oğlu vardı -Inarmes, Janhot, Minbulat, Kirkliş- ve Beslan’ın da bir oğlu Kanoko vardı. Prens İdar, İnal’ın Kabardey’deki torunlarının en büyüğü olan Inarmes’in tek oğluydu [KRO. T. 1. 1957: 383-384]. Idar’ın ve Kabardey İnallarının üçüncü neslinin tamamının kaderi, Kızburun Savaşı (Kızbrun Zaue) efsanesinde komplo oluşturan şeydir.

Böylece, Idar babasının ölümünden sonra anne tarafından büyükbabası Bjeduğ prensi Elzher Khamişev’in evinde doğdu. Aslında, Kabardey’deki mirasından mahrum bırakılmış dışlanmış bir prense dönüştü. Idar’ın Tmutarakan ve Khazaria ile yaptığı savaşlarda gençliği ve efsanevi kahramanlıklarıyla ilgili bölümleri bariz anakronizmler olarak görmeyeceğiz. Bununla birlikte, Idar’ın özgün kişiliğinin tarihsel geleneğe göre değerlendirilmesinin açıkça iyi nedenleri vardır, aksi takdirde Kabardey İnalları arasında kıdemli olarak haklarını kullanamaz ve tam teşekküllü bir prens statüsünü geri kazanamazdı: “Onun için iyi karakter ve mükemmel yetenekleri, dedesi Bjeduglu Khamişev, Prens Eljeruko ve tüm Adıgey halkı, genç yaşına rağmen onu tutkuyla sevdi ve ona özel bir saygı duydular. Herkes onda, dostluğu ve erdemleri ile Prens İnal’e büyük bir benzerlik buldu (bizim tespitimiz-K.Z. )” [Nogmov 1994: 101]. Pratik olarak kutsallaştırılmış ata –ışıltılı / muhteşem İnal- ile karşılaştırma, Prens Idar’ın çağdaşlarının gözünde olağanüstü kişisel nitelikleri ve özgünlüğü ile çok karakteristik olduğunu dolaylı olarak doğrulamaktadır. Bununla birlikte, Bjeduğların, anne tarafı akrabalarının, kişisel erdemlerine ve kökenine saygı duyan diğer Çerkeslerin desteğine rağmen İdar, Kabardey’deki iç çekişme başladıktan iki yıl sonra ancak haklarını beyan etmeye karar verdi. Bizim görüşümüze göre bu ancak, küçük kardeşi Talostan’ın aksine, Kızburun Savaş efsanesinde artık söz konusu olmayan ünlü Beslan Jankhotov (Beslan Pşiapşi)’un ölümünden sonra gerçekleşebilirdi. [Nogmov 1994: 104]. Tokhtamış ailesinin kurucusu Tokhtamış Kirklışev’in ailesi, İnalların kontrolündeki Kabardey’den sürüldü, ki daha sonra prenslik statüsünü de kademeli olarak kaybettiler [Naloeva 2015: 1].

Genel olarak, Ş. Nogmov, çatışmanın özünü doğru bir şekilde, “Kabardey’deki en yüksek siyasi güç için kuzenlerin çatışması” olarak aktarıyor: “Her biri Kabardey halkı üzerinde tek başına hüküm sürmek istedi” [Nogmov 1994: 103].

Bjedugya’da bulunan İdar, resmi olarak bir barış yapıcı ve Kabardey’den kovulan Tokhtamış’ın haklarının savunucusu olarak hareket etti. Ş. Nogmov’un kitabında yer alan Çerkes efsaneleri bu şekilde tasvir etmiştir. Bununla birlikte, babasının mirasına ilişkin iddialar, Prens Idar’ın Kabardey’deki iç siyasi çekişmeye aktif müdahalesinin ana nedeniydi. Kabardey’in diğer İnalları arasında İdar Inarmasov’un kıdemliliği Ş. Nogmov tarafından bilinmemektedir, ancak “Adıge Halkının Tarihi”nin yazarı Kabardey prenslerinin elçilerinin ağzından şu cümleleri aktarıyor: “Prens İdar, savaşan prensleri böylece bundan böyle dostça ve sakince yaşamaları için uzlaştırmak istedi. Dahası, Kabardey halkının adil bir şekilde bölünmesini arzu ediyor ve kendisi ve akrabaları için bir pay talep ediyordu (italikler–K.Z.)” [Nogmov 1994: 104].

İdar Inarmasov, anne tarafından geniş bir müttefik ve akraba koalisyonuna dayanarak önerilerini ortaya koydu. Efsaneye göre, Kabarda’ya bir gezi için “… Kuakh’tan (yani kiakhe, “taban” Çerkesler – K.Z.) veya Şapsığ, Khegak, Bjedukh, Makhoş ve diğer Kubanötesi kabilelerinden büyük bir ordu topladı” [Nogmov 1994: 103]. Batı Çerkesleri veya Kuakh alt-etnik gruplarından Şapsığlar bizce, XVIII. yüzyılda, XVI-XVII yüzyıllarda Şapsığların toprak ve demografik potansiyellerini miras aldıkları Janeler olmalıdır. XVI-XVII yüzyıllarda, Çerkes alt etnik grupları arasındaki Şapsığların isimleri eşzamanlı yazılı kaynaklar tarafından bile bilinmemektedir [Volkova 1974: 17–21]. İdar’ın ordusunda, Kemirgoy ve Khatukay birliklerinden özel olarak bahsedilmiyor, ancak böyle bir temsili milis kuvvetlerine katılımları büyük olasılık. Kuakh prenslerinden oluşan böylesine geniş bir koalisyonun gelişmesi için, Hamişlerin yönetici Bjeduğ ailesiyle olan akrabalık bağları, özellikle de İnallardan olmadıkları için tek başına yeterli değildi [Sultan Khan-Girey 2009: 157-163].

Idar’ın ordusundaki Bjeduğ birliği ana ordudan uzaktı. Kızburun Savaşı ile ilgili tarihi ve kahramanca şarkı, hem askeri cesareti hem de az sayıda Bjeduğ süvarisini vurgulamaktadır (Nogma 1956: 59).

Sonuç olarak, İdar Inarmasov’un ordusunun ana kuvvetleri Kuakh Inalların birliklerinden oluşuyordu. Ve bunun için, Prens İdar Inarmasov’un Kabardey’deki kalıtsal baba mirası üzerindeki feodal haklarının meşruluğu konusunda aralarında bir fikir birliği oluşturulması gerekiyordu.  Buna ek olarak, en etkili prens ailelerin, her şeyden önce pşıhım yi pşıj (“prenslerin prensi”) statüsündeki Kemirgoy Bolotokolardan doğrudan yaptırıma ihtiyaç vardı. Genişleyen İnal ailesi içindeki miras hukukunun ana savunucuları olmak zorunda olduğu pşıhım yi pşıj (“prenslerin prensi”) statüsü, onları genişleyen Inallar klanı içinde miras hukukunun ana savunucuları olmaya zorladı.  Idar Inarmasov’un ordusu o kadar önemli oldu ki, Kabardey prensleri, açık bir saha savaşına girmeye cesaret edemediler ve savunmaya hazırlandılar, “… dağlara farklı halklara elçiler gönderildi, onları kendileriyle ittifaka girmeye davet etti” ve yaklaşık 3.000 Abaza piyadesi topladı. [Nogmov 1994: 104].

Muhalifler arasındaki savaş, Kızburun Dağı yakınlarındaki Baksan Nehri’nin sağ kıyısında gerçekleşti: “Burada birliklerini birleştiren Kabardeyler, İdarın birliklerine karşı savaştılar. Dökülen kan korkunçtu, ortalık küllerle kaplıydı ve savaş sırasında tüm insanlar korkunç çığlıklar attı, ağladı ve gözyaşı döktü. Anlatılara göre burada her iki taraftan da sayısız insan öldü” (Nogmov 1994: 104). Kahramanlık şarkısı “Kızbrun Zaue”, savaşın tanımı ve tarihini konu almaktadır. “Adıge Halkının Tarihi” kitabında bu şarkının metni ve çevirisi vardır (Nogmov 1994: 105-107). Çerkes dilindeki otantik metin, G.F. Turchaninov’un metin ve şiirsel çevirileri, Ş. Nogma’nın «Filoloji Yazıları» nın ilk cildinde yayınlandı [Nogma 1956: 57-63].

Z.P. Kardanguş’un çevirisi ile modern edebi Kabardey-Çerkes dilinin normlarına uyarlanmış “Kızbrun Zaue” şarkısının metni, orijinalinden küçük farklılıklarla, Çerkes dilinde yayınlanan “Adıge halkının Tarihi” versiyonunda da yer almaktadır [Negume 1958: 124-125]. İşte şarkının XIX. yüzyılın ilk yarısı Çerkes dilinin Kabardey lehçesinin özelliklerini koruyan orijinal versiyonundaki otantik metin ve G.F. Turchaninov’un edebi çevirisi (Türkçe çeviri Adigece’den yapılmıştır-Editör).

Ды нарт шухэр IумпIэкIэ къызэрыдош.
ХъымыщкIэ Елжэры лIыхъ[у]
Айдар у[ы] къаны сэхъ[у]щ,

Пщи сэхъур Елжэрыкъуэпщ, жанитIымэ укъыродалъэ,
Лъахъуэдыгъ[у] пчIэгъуэлащхъуэр къалэбжэм къэщэубгъунж,
Къанокъуэмэ и таджыр зауэгъуэмэ къахалыдыкI,
Пхъуэбгъу бырухэр зэбгъузэнатIэ
Багъырсокъуэ Алтаймэ и натIэр шэкIэр[э] итхъущ.

ХъымыщкIэ Елжэры лIыхъ[у]
Айдар у[ы] къаны сэхъ[у]щ,

Пщы сэхъур Елжэрыкъуэпщ, бырумэ унелъэ-къелъэ
КIэсэбихэ я Акъсакъалмэ и джатэпэ къытх[у]эйгэжэн
И майдэ къыгъэжэнамкIи къалэбжэ[мэ] къыхуипчIыкIщ;
Кургокъуэхэ ЖэнджэриифIыри ды дзэ зэшэнымэ хэмыкI,

ХъымыщкIэ Елжэры лIыхъ[у],
Айдар у[ы] къаны сэхъ[у],

Пщы сэхъур Елжэрыкъуэпщ, икIыгуэмэ зэ[къы]щэубгъунж,
ПщыцIыкIу и къуитIумэ я жьакIэ Iэ къытхудалъэ:
«ГатэIэмэкIэ лъыпсхэр догъэгъущ».
БагъырсокъуитIмэ брумэ зыщагъэбыддэщ:
«Псогуэры ды Iэрыубыдщ» – жаIэрий я гатэпIэр зыралъхьэж.

ХъымыщкIэ Елжэры лIыхъ[у],
Айдар у[ы] къаны сэхъ[у],

Пщы сэхъур Елжэрыкъуэпщ, бжырыбжьийхэр зиуннэма[х]уэ.
Мы Багъырсэ ета мафI[э]уэ зэдычIагъанэ,
Дигулибгъуэй жылэхэр губгъуэ дзэкумэ щокъугъхэр,
Си Хуэшые къыдэкIи лъэсхэмэ я щэнэкъхэр яIыгъыжхэщ.
Шыпшмэ и тэгялыер зэрыхэулъагъуэ,
Дзэпиблмэ я гухэр гатэпэкIэ нызадарелъ.

ХъымыщкIэ Елжэры лIыхъ[у],
Айдар у[ы] къаны сэхъ[у]щ,

Пщы сэхъур Елжэрыкъуэпщ, зауэпэмэ умылIыгъэнш[э]т.
Бжэдыгъу шухэр мачIэти, емынэ нэфт,
Къанокъуэ нэфмэ и жылэр рилъэфэкIуэжщ,
Бзылъхугъмэ и къабзэхэмэ чIакIуэхэр задияшатырхэщ,
Дохъшокъуэмэ и тэгэлыер къуэрашхьэмэ къейгъэлажьэ,
Къанокъуэхэ къуэрылъху шухэр Кургъокъуэхэ ятрагъажэ,
Бжэдыгъу шухэмэ хакIуэжыхэр мафI[э]кIэ ягъэблаш,
[А]базэ лъэсхэмэ лыгъэгъуэхэр чIыбкIэрэ зырахьэ,
[Айдар] и дыщэ мэIур щэуэфкIэрэ арегъэкъутэ,
Идар пщ[ы]мэ, хахуэжьыгъэр ШыпщыкIэрэ Сэмэгу [е]йщ.

TÜRKÇESİ:

Nart atlılarımız gemlerini tutarak birlikte ortaya çıkıyorlar.

Hımışk’e Yelceri kahramandır.
İdar yüksek karakterli/üstün nitelikli kandır (purdur.)

Yüksek karakterli/üstün nitelikli Yelceri oğlu prens (pşı), iki taraflı keskin kılıcıyla tehdit ediyor,
L’ahueduğ (at soyu) soylu büyük pçeğuale (atın rengi) kale kapısında yana devrildi.
Kanokuenin (sülale adı) tacı (tolgası) savaşanların içinden parlıyor.
Tahta çitler eş kenarlı
Bağırsokue Altay’ın alnını mermi sıyırdı.

Hımışk’e Yelceri kahramandır.
İdar yüksek karakterli/üstün nitelikli kandır (purdur.)
 
 Yüksek karakterli/üstün nitelikli Yelceri oğlu prens (pşı), çitin üzerinden ileri geri atlıyor.
Kasabilerin aksakalı kılıcının ucunu bize doğru keskinleştiriyor.
Keskinleştirdiği baltası kale kapısını (çit kapısını) kesiyor;
 Kurğokuelerin iyi janceri’si ordumuzun önderliğinden ayrılmaz (eksik olmaz)
 
 Hımışk’e Yelceri kahramandır.
İdar yüksek karakterli/üstün nitelikli kandır. (purdur)

 Pşıtsıkun (küçük pşı/kısa boylu psı) iki oğlu sakallarını bize doğru sıvazlıyorlar:
 ‘’damlayan kanları kılıcımızla kuruluyoruz.’’
  İki bağırsokue (Bağırsokue kardeşler) kendilerini çitin gerisinde korumaya aldılar:
‘’kazanacağız’’- diyerek kılıçlarını kınlarına koydular.
Yüksek karakterli/üstün nitelikli/kahraman Yelceri oğlu prens (pşı), geçit yerinde devrildi.
 
Hımışk’e Yelceri kahramandır.
İdar yüksek karakterli/üstün nitelikli kandır (purdur.)
 
 Yüksek karakterli/üstün nitelikli/kahraman Yelceri oğlu prens, bjırıbjilerin (kargılarını/kargıyı isabet ettirme becerin) senin için büyük mutluluk.
 
Bağırsokue’nin köyünü ateş/alev sardı,
Dıgulıbğuey (Kızburun) halkı savaş alanında ağlaşıyor.
 Benim köydaşlarımın silahı dirgenleridir.
 Şıpş’ın (sülale adı) kuşamı hepsinin içinden parlıyor.
 Yedi savaşçının kalbini kılıcının ucuyla çıkarıyor/söküyor.
 
Hımışk’e Yelceri kahramandır.
İdar yüksek karakterli/üstün nitelikli kandır (purdur)
 
 Yüksek karakterli/üstün nitelikli/kahraman Yelceri oğlu prens (pşı), savaşın en önünde kahramandın.
 Bjeduğ atlıları sayıca azdı, ancak yemıne nef (kara  veba) gibi (çılgınca) cesurdular.
Kör (tek gözlü) Kanokue halkını köylere götürdü,
 Onların yamçıları temiz kadınlarına çadır oldu.
 Dokhşoukue’nin (sülale ismi/o sülaleden olan kişi) elbisesini çalı çırpı yıpratıyor.

 Kanokue’nin atlı torunları Kurğokue’leri geçiyorlar,
 Bjeduğ atlılarının ağzından ateş/alevler çıkıyor,
 Abaza yayaları kurutulmuş etleri sırtlarında taşıyorlar,
 İdar’ın altın kalkanı yıldırım gibi parlamaya başlasa da,
Solak Şıpş (sülale adı/o sülaleden olan) sen prens (pşı) değilsin, ancak idar’dan daha kahramansın.
 
[Nogma 1956: 57–63].

G.F. Turchaninov’un edebi çevirisi, anlamdaki nüansları her zaman doğru bir şekilde aktarmaz, ancak Ş. Nogmov’un “Adıge Halkının Tarihi” nde yer alan Rusça versiyonundan olumlu bir şekilde farklıdır. Şarkı sözleri oldukça bilgilendirici. Eljer Khamişev’in isminin yanı sıra torunu ve öğrencisi (kan şe’u(a) kelimenin tam anlamıyla “yiğit/cesur öğrenci”) Idar Inarmasov’un isimleri şarkıda sürekli bir nakarat olarak tekrarlanıyor. Prens Idar’ın büyükbabasının, ileri yaşı nedeniyle harekat ve genel savaşta doğrudan yer alması olası değildir. Bize göre, şarkı metninin bir başka merkezi karakteri  “Prens Eljeruko bir kahramandır” (Eljeruko, kelimenin tam anlamıyla “Eljer’in oğlu” anlamına gelir), Idar Inarmasov’un dayısı olan Khamuş Bjedugya’nın egemen prensinin oğlundan başkası değildir. Kuakh prensleri koalisyonunun siyasi ve askeri liderlerine ek olarak, şarkıda en seçkin savaşçılardan bahsedilir: Bagirsoko Altay, Bagirsoko kardeşler, Kasabiy Aksakal, Jangeri Kurgoko, Pşitsuk kardeşler, Şipş Samog. Belki de bu, Bjeduğ yönetici hanedanının şube temsilcileri Mokhoş prensleri Bogirsoko [Sultan Han-Giray 2009: 148] da dahil olmak üzere, XVII-XIX yüzyılların ünlü Çerkes aristokratlarının isimlerinin yer aldığı tarihi efsanelerde yer almış en erken dönem sözlerdir. Kızbrun Zaue ile ilgili şarkı özellikle Bjedugları vurguluyor – Bjedugu shuher machIeti, emyne ​​​​neft (Birkaç Bzhedug atlısı (gibi) kör bir vebadır). 19. yüzyıla kadar, küçüklük ve ayrıca savaştaki karakteristik gaddarlık, bu nispeten küçük Çerkes alt-etnosunun ayırt edici özelliklerinden olacaktır.

Şarkının yazarları savaştan saklananları da göz ardı etmiyor: – Dohşok’ueme ve tegelyer k’erashheme k’eig’elage (“Dokshoko’nun tejeli (yani kapitone zırhı) yabani otlar tarafından yıpratılmıştı”).

Tarihi-kahramanlık şarkısı Kızbrun Zaue’nin metnine göre, savaşın bazı ayrıntılarını değerlendirebiliriz. “Kalelerin kapılarına”, “dörtgen çitlere” yapılan referanslara bakıldığında, Idar Inarmasov’un muhalifleri, savunma konumlarının temeli olan bazı saha tahkimatları veya ilk kalelerden biri olan pshchykIeu yaptı. Savunuculardan, zayıf silahlı köylü kitleleri savaşa katıldı (“silahları dirgen”), ancak genel olarak şarkı, halktan insanları olaylarda acı çeken katılımcılar olarak nitelendiriyor (“sahada, insanlar … askerler arasında ağlıyor”). Şarkının yazarlarının, feodal şövalye ahlakının savunucuları olarak, yolcu azığını –gomile- kendi başına taşımak zorunda kalan Abaza piyadelerinin statüsünü kasten küçümsemeleri kayda değerdir -[A]baze l’eskheme lyg’gueher chIybkIere zyrakhe (“Abazalar sırtlarına kurutulmuş et giyerler”).

Halk efsanelerine dayanan Ş. Nogmov’un açıklamasına bakılırsa,  Kızbrun Zaue, Kabardeylerin zihninde, Khegak’tan Kabarda’ya kadar neredeyse tüm Çerkesya Prensliğinin birliklerinin yer aldığı dehşetli bir savaş (“korkunç katliam”) olarak canlı bir şekilde damgalandı. Muhalif birliklerin sayısını doğru bir şekilde belirlemek imkansızdır ancak 17. yüzyılın ortalarından itibaren, Çerkesya’nın tüm prens mülklerinin seferberlik kaynaklarını 64 bin olarak tahmin eden temsili verilere göre, Idar Inarmasov’un yanına sadece seçilmiş bir birlik alabileceği göz önüne alındığında, her iki tarafta da en az 10-12 bin kişi olduğundan bahsedebiliriz [Evliya Çelebi 1979: 56, 63, 64, 73, 75, 78, 86, 97]. Savaşta, Kabardeyli İnalların en güçlü hami liderleri Talostan Jankhoto, Tokhtamış Kirkliş ve oğlu Kalish de dahil olmak üzere beş prens öldü [Nogmov 1994: 104]. Lider Kirklişe’nin ölümü, gelecekte tüm Toktamış ailesi için ölümcül sonuçlar doğurdu.

A.M. Puşkin’in “Kabardey Prensleri ve Murzaları” nın soyağacında Kirkliş’den, Tabula’nın (“Tabuldu-murza”) çocukları arasında bile bahsedilmez. A.I. Lobanov-Rostovsky’nin Kabardey İnallarının (Idarlar, Jankhotlar, Minbulatlar) en ayrıntılı tablosunu içeren soyağacı kitabında Kirkliş’den söz ediliyor, ancak onun soyundan gelenler hakkında tek bir kelime edilmiyor [KRO. T. 1. 1957: 383-387].

İkincisi için, Kızbrun Zaue asla toparlanamayacakları bir “Pirus Zaferi” oldu. Tokhtamış’ın torunları -Minbulatlar/ Jhilastaneyler gibi- sadece pışişkhue unvanını kaybetmediler,  18. yüzyıla gelindiğinde Tokhtamışlar tam teşekküllü prenslik statülerini de kaybettiler ve 1744’te Khatokşoko (Atajukin) prenslerinin vassalları olarak anılıyorlardı [Naloeva 2015: 1, 14].

Kızbrun Zaue’nin gerçek kazananı Idar Inarmasov, Kabardey’e istediği yere yerleşme hakkını elde etti, “… Kabardeyler onu kıdemli prens olarak onurlandırmak ve her konuda ona itaat etmek zorundaydılar” [Nogmov 1994: 105]. İdar, bir süre pşışkhue – Büyük Prens olarak yönettiği Kabardey’e taşındı, “… kendi bölgesi (Cherek havzası – K.Z.) İdarey olarak adlandırıldı” [Nogmov 1994: 105]. “… Kızbrun Zaue’nin bir başka sonucu da Kanoko Beslan – Kanokkue Nefme ve zhyler ril’efekIuezhshch’in (“Kanoko toplumunu/kabilesini sürükledi”) mülklerinin tahsis edilmesiydi [Nogma 1956: 59, 63]. 200 aile ile Kuban’ın ötesine Urup vadisine taşındı [Nogmov 1994: 106]. Açıkçası, söz konusu nüfusa sahip 200 Work ailesinden bahsediyoruz. Böylece Kabardey etnik kitlesinden ayrılma ve Besleney alt etnik grubunun kademeli olarak kristalleşmesi başladı.

Kızılburun muharebesinin tarihlendirilmesi çok dar çerçeve kısıtlamalarına uymaktadır. İdar’ın en büyük oğlu Kemirgoko, Rus kaynakları tarafından 1557’den beri Kabardeyli pşişhkhue olarak biliniyor, bu nedenle babası bu unvanı ondan yaklaşık yirmi yıl önce talep edebilirdi [KRO. T. 1. 1957: 5]. Kızbrun Zaue’nin tarihini belirlemede bir başka önemli belirteç daha var: Çerkes tarihi efsanelerinin Bahçesaray’a karşı başarılı bir sefer düzenlediğini belirttiği Talostan Jankhot’un ölümü [K’erdenguş 2009: 273–280; Türküler ve ezgiler… Cilt 3. Bölüm 1. 1986: 51–54]. Kanaatimizce, ikincisi ancak 1535 veya 1536 bahar ve yazında gerçekleşebilirdi (bkz. Bahçesaray seferi)). Bunu dikkate alarak Ş. Nogmov’un, Idar Inarmasov’un, Kabardey iç çatışmasına başlamasından sadece iki yıl sonra müdahale ettiği göz önüne alındığında, çok yoğun bir olaylar dokusu ortaya çıkar. 1535/1536’da Bahçesaray’a karşı başarılı bir sefer, belki de yankılanan zaferlerin arka planına, Talostan Jankhot’un siyasi hırslarının büyümesi ve Tokhtamış Kirkliş ailesinin 1537/1538’de Kabardey’den kovulmasına karşı Idar Inarmasov’un konuşması ve Kızburun Savaşı ile sona eren tüm Çerkesleri yok etme savaşının arka planına karşı başarılı bir çıkıştı.

Zaten 1539’da, Kırım Hanı Sahib Giray (1532-1550), Çerkesya’ya ilk büyük ölçekli seferini yaptı. Muhammed Giray’ın (1515-1523) ölümünden sonra, Kırım-Çerkes ilişkilerinde görece sakin dönem sona erdi ve Çerkesya Prensliği’nin Kırım saldırganlığına sert muhalefet dönemi başladı [Nekrasov 1990: 104– 111]. Yeni koşullar altında, Kuakh liderlerinden oluşan geniş bir koalisyonun ortaya çıkıp, Kabardey’deki kalıtsal mülkleri, dışlanmış popüler prense iade etmek amacıyla satın almaları izin verilemez bir lüks olacaktır.
______________
Alıntı: Kojev Z.A.’nın “XV-XVII yüzyıllarda Çerkesya’nın ASKERİ-SİYASİ TARİHİNİN DENEMELERİ.” Monografisinden alınmıştır.

KAYNAKLAR VE LİTERATÜR (Tüm Monografi İçin):
– AIGI – IGI KBNTs Arşivi RAS, F.1. Op.1, ünite 12.
– Adıge (Çerkes) Ansiklopedisi. Moskova-2006.
– Bayer H.-F. Theodoro şehri hakkında Matta Masalı’nın bir yorumu olarak Kırım Gotlarının Tarihi. Yekaterinburg-2001.
– ABKIEA – Adıgeler, Balkarlar, Karaçaylar, 13. – 19. yüzyıl Avrupalı ​​yazarlarının yazdıklarında. Nalçik-1974.
– Bgajnokov B., Rusya ve Kabardey Askeri-Siyasi Birliğinin Özellikleri ve Dinamikleri Üzerine (Simmaşi ve Asimetrileri)//Tarih Bülteni. Sorun. II. Nalçik-2005, s. 39-86.
– Belokurov S.A. Rusya ve Kafkasya arasındaki ilişkiler. Sorun. 1. Moskova-1889.

– Bronevsky S.M. Kafkasya hakkında en son coğrafi ve tarihi haberler. Yeniden basım. Moskova-1823.

– Butkov P.G. 1722’den 1803’e kadar Kafkasya’nın yeni tarihi için malzemeler. Bölüm 2. St. Petersburg-1869.
– Volkova N.G. XVIII’de Kuzey Kafkasya Nüfusunun Etnik Bileşimi – Erken XX yüzyıl. Moskova-1974.
– Gaivoronsky O. İki kıtanın efendileri. Cilt: 1. Kiev-Bahçesaray-2007.
– Glavani Xaverio. XIII-XIX yüzyılların Avrupalı ​​yazarları, ABKIEA’nın haberlerinde Çerkesya // Adıgeler, Balkarlar ve Karaçaylar’ın tanımı. Nalçik-1974.
– Djamikhov K.F. Kafkasya’da Rus Politikasında Adıgeler. Nalçik-2001.
– Djamikhov K.F. 16-17 yüzyıllarda Kafkasya’nın siyasi tarihinde Kabardey ve Rusya. Nalçik-2007.
– Dumanov Kh. M. Adat normlarında Kabardeylerin sosyal yapısı: 19. yüzyılın ilk yarısı. Nalchik-1990.
– Interiano J. Çerkesler denilen Zihler ülkesinde Hayat. Kayda değer anlatı // XIII-XIX yüzyılların Avrupalı ​​yazarları ABKIEA’nın haberlerinde Adıgeler, Balkarlar ve Karaçaylar. Nalçik, 1974.
– Eski çağlardan günümüze Kabardey-Balkar Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin tarihi. 2 cilt halinde , Cilt: 1, Moskova-1967.
– Eski zamanlardan 18. yüzyılın sonuna kadar Kuzey Kafkasya halklarının tarihi. Moskova-1988.
– Kazharov V. Kh. 18. yüzyılın sonunda – 19. yüzyılın ilk yarısında Kabardeylerin geleneksel sosyal kurumları ve krizleri. Nalçik, 1994.
– Karamzin N.M. Rus Hükümeti Tarihi. Beşinci baskının üç kitapta yeniden basımı (St. Petersburg-1842). Moskova-1989.
– Kardanov Ch.E. Rusya’ya giden yol. Nalçik, 2001.
– Klaproth G., 1807-1808’de Kafkasya ve Gürcistan’da yolculuk. // XIII-XIX yüzyılların Avrupalı ​​yazarları ABKIEA’nın haberlerinde Adıgeler, Balkarlar ve Karaçaylar. Nalçik-1974.
– Kojev Z.A. Çerkesya’nın siyasi tarihi (15. yüzyılın başından 1763’e kadar) // Adıge (Çerkes) ansiklopedisi. Moskova-2006.
– Kojev Z.A. Kemirgoko Idarov’un Kökeni // İzvestiya KBNTS RAS. 4 (42). Nalçik-2011, s. 23–28.
– Kudashev V.N. Kabardey halkı hakkında tarihi bilgiler. Nalçik-1991.
– Kusheva E.I. 1552-1572’de Rus devletinin Kuzey Kafkasya’daki politikası. // Tarihsel notlar. T. 94. Moskova-1950.
– Kusheva E.N. Kuzey Kafkasya halkları ve Rusya ile ilişkileri (17. yüzyılın 16. – 30’larının ikinci yarısı). Moskova-1963.
– Malbakhov B., Elmesov A. Ortaçağ Kabardey. Nalçik-1994.
– Malbakhov B.K., Djamikhov K.F. Rusya’nın Kafkasya, Volga bölgesi, Kırım Hanlığı (16. yüzyılın ortaları – 18. yüzyılın sonları) ile ilişkilerinde Kabardey. Nalçik-1996.
– Mirzoev A.Ş. Kuzey-Batı Kafkasya halkları arasında antik çağlardan modern zamanlara kadar sefer ve korsanlık gelenekleri // Genel Tarih. 2014. No. 4. S. 3–10.
– Mustakimov I.A. Bir kez daha “Çar Mamai” atalarının sorusuna // Türkoloji koleksiyonu 2007–2008.
– Rusya ve komşu ülkelerdeki Türk halklarının tarihi ve kültürü. Moskova-2009.
– Naloeva E.J. Kazanoko Jabagi // Jabagi Kazanoko hakkında belgesel veriler. Nalçik-1987.
– Naloeva E.D. Tarihsel bir kaynak olarak Kabardey prenslerinin soyağacı (14 soy haritası albümü – 18. yüzyılın ilk yarısında Naloeva E.D. Kabarda’nın kitabına bir ek: Adige feodal toplumunun doğuşu ve sosyo-ekonomik tarihin sorunları / / Derleyen Tarih Bilimleri Adayı A. S. Mirzoev, Nalçik-2015.
– Çerkeslerin türküleri ve enstrümantal ezgileri, cilt 3, bölüm 1. Moskova-1986.
– Nogma Ş. B. Filolojik eserler, 2 cilt.
– Nogmov Ş.B. Adıge Halkının Tarihi, Nalçik-1994.
– Nekrasov A.M. Batı Kafkasya’nın uluslararası ilişkileri ve halkları (15. yüzyılın son çeyreği – 16. yüzyılın ilk yarısı). Moskova-1990.
– Özova F.A. 12 Temmuz 1641’de Malka Nehri üzerindeki savaşın nedenleri ve sonuçları // Vestnik KBIGI. Sorun. 17. Kısım II. Nalçik-2010, s. 3-37.
– Pallas, 1793 ve 1794 yıllarında Rus devletinin güney valiliklerine yapılan seyahatlere ilişkin notlar. // XIII-XIX yüzyılların Avrupalı ​​yazarları ABKIEA’nın haberlerinde Adıgeler, Balkarlar ve Karaçaylar. Nalçik-1974.
– PSRL – Rus kroniklerinin eksiksiz koleksiyonu. C. 11. St. Petersburg-1897.
– Rus kroniklerinin eksiksiz koleksiyonu. C. 13. Bölüm 1. St. Petersburg-1904.
– Rus kroniklerinin eksiksiz koleksiyonu. C. 20. Bölüm 1. St. Petersburg-1965.
– Rus kroniklerinin eksiksiz koleksiyonu. C. 29. St. Petersburg-1965.
– Pototsky Y. Astrakhan ve Kafkas bozkırlarına yolculuk // XIII-XIX yüzyılların Avrupalı ​​yazarları ABKIEA’nın haberlerinde Adıgeler, Balkarlar ve Karaçaylar. Nalçik-1974.
– RFO – Rus-Çeçen ilişkileri (16.-18. yüzyılın ikinci yarısı). Moskova-1997.
– SRIO – Rus Tarih Kurumu Koleksiyonu. C. 41. St. Petersburg-1884.
– Rus Tarih Kurumu Koleksiyonu. C. 71. St. Petersburg-1892.
– Rus Tarih Kurumu Koleksiyonu. C. 95. St. Petersburg-1895.
– Kuzey Kafkasya halklarının emlak hukuku ile ilgili belgelerin toplanması. C. 1. Nalçik-2003.
– Starikov N.V., Belyaev D.P. Rusya. Kırım. Hikaye. St. Petersburg-2014.
– Sultan Han Giray. Seçilmiş eserler ve belgeler. Maykop-2009.
– Traho R. Çerkesler. Nalçik-1992.
– Utemish-Haji ibn Mevlana Muhammed Dosti. Cengiz adı. Alma-Ata-1992.
– Han Giray. Çerkesya Üzerine Notlar. Nalçik, 1978.
– Hotko S.Kh. Kimmerler döneminden Kafkas Savaşı’na kadar Çerkeslerin tarihi üzerine yazılar. St. Petersburg-2001.
– Hotko S.Kh. Çerkesya: Doğu Avrupa ve Orta Doğu ülkeleriyle doğuş, etnopolitik ilişkiler (XIII-XVI yüzyıllar). Maykop-2017.
– Çelebi Evliya. Seyahat kitabı. Kuzey Kafkasya, Volga bölgesi ve Don bölgesi toprakları. Sorun. 2. Moskova-1979.
– Cengizana. Çağdaşların tanıklıklarının toplanması. Moskova-2009.
– Heinrich Staden. Korkunç İvan’ın Moskova’sı hakkında. Moskova-1925.
– Yudin V.P. Hordes: Beyaz, Mavi, Gri… // Cengiz Adı. Alma-Ata-1992.
– Adıge IueryIuateher (Adige folkloru). 2 cilt, C. 2. Nalçik-1970 Nalçik-2009.
– Negume Ş.B. Adıge Halkı ve Thide. Nalşik-1958.
_______________________
Kaynak: https://aheku.net/articles/russian/istoriya-adyigov/kyizburunskoe-srazhenie-po-cherkesskim-predaniyam-v-izlozhenii-shb-nogmova

Edit: Kuşba E.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu