Erol Karayel

Hukuk Kisvesinde Darbe: RUSYA’YA YENİ ANAYASA -2-

EROL KARAYEL

Rusya Federasyonu’nda Anayasa değişikliklerine ilişkin referandum 25 Haziran – 1 Temmuz tarihleri ​​arasında gerçekleştirilecek.

Halk oyuna sunulacak Yeni Anayasayı etüt ettiğimiz çalışmamızın bu bölümünde yapılan ilave ve değişiklikleri gözden geçirmeye devam edeceğiz.

***

SSCB MİRASINA SAHİPLENME

Önceki yazımızda Rusya Federasyonu Anayasası’nın 67/1’nci maddesine yapılan eklerin doğurabileceği sonuçlara dair öngörülerimizi ortaya koymuştuk.

Bu bölümde Madde 67/1’in alt fıkralarına göz atacağız.

Madde 67/1’e ilave edilen 1. Fıkra şöyle:

Madde 67/1

1. Rusya Federasyonu, SSCB topraklarının yasal halefi olmasının yanı sıra; Sovyetler Birliği’nin uluslararası kuruluşlara ve organlara üyeliğinin, uluslararası anlaşmalara katılımının ve aynı zamanda bölge dışındaki uluslararası anlaşmalarda da SSCB’nin yasal halefidir.

SOVYET SONRASI CUMHURİYETLERE UYARI FİŞEĞİ

Rusya devleti tarih boyunca emperyal hedeflerinden bir an olsun sapmamış, dönem dönem mecbur kalarak imzaladığı kendisini durduran veya sınırlayan sözleşme ve antlaşmalara da sadık kalmamıştır. Zor zamanında imzaladığı antlaşma ve sözleşmeleri güçlendiği zaman yırtıp atmış, hedefiyle arasındaki engelleri ortadan kaldırmak için her şeyi göze almıştır.

Yukarıda alıntıladığımız yeni eklenen maddeye bu gerçeklerin ışığında baktığımızda  “…SSCB topraklarının yasal halefi…” ifadesinin hangi operasyonlara zemin yapılacağını hemen sezebiliriz.

Bu ek Sovyetler Birliği’nden ayrılan tüm Bağımsız devletler için ciddi bir uyarı fişeğidir. Hele ki son birkaç yıldır Rusya basınında “Rusya’nın eski SSCB topraklarında hakları olduğuna dair” çıkan yazı ve makalelerin sayısındaki artışı da göz önüne aldığınızda…

2005 yılındaki bir konuşmasında SSCB’nin  çöküşünü “20. yüzyılın en büyük jeopolitik felaketi”[1] olarak değerlendiren Putin, o günden buyana ara ara bu doğrultuda görüşler zikretmeye devam etmiş, bu yıl 26 Şubat 2020 tarihinde Anayasa Çalışma Grubuyla yaptığı toplantıda da SSCB’nin çöküşü sırasında Moskova’nın, tüm eski Sovyet cumhuriyetlerinin borçlarını devralırken, birlik cumhuriyetlerinin de paylarına düşen borçları kendilerine ödemeyi kabul ettiklerini; bu bağlamda Rusya’nın yükümlü olduğu kredileri Batı ülkelerine ödediği halde Sovyetler Birliği’nden ayrılan devletlerden bazılarının Rusya’ya borçlarını ödemediğini[2] hatırlatarak eski birlik devletlerine elindeki kartlardan birini göstermişti.

6,5 AY SONRA YAYINLANAN RÖPORTAJ

Bunu takiben aynı konuda ilginç bir haber daha yayınlandı. Putin’in 1 Ekim 2019’da Rusya-1 tv kanalına verdiği röportaj nedense 6,5 ay sonra 19 Nisan 2020 tarihinde yayına koyuldu. Halbuki röportajın yapıldığı tarihte de haber değeri vardı ama yayınlanması için nedense altı ay bekletildi. Demek ki bir zaman dilimi veya bir olgu gözetilerek yayına hazır tutulmuştu. Tv-1 Kanalı’nın zaten Putin’in röportajını tıraşlamak gibi bir inisiyatif kullanamayacağını ve otokrat Rusya’da bu tür atraksiyonların her zaman devletin en üst yönetiminin direktifi ile yapılabileceğini aklımızda tutarak röportajda sarf edilen sözlere dikkat kesilelim:[3]

Konuşmasında, ülkelerin mümkün olan her şekilde birleşme yoluyla rekabet güçlerini artırdıklarını belirten Putin eski SSCB cumhuriyetleri için bunun “kesinlikle doğal bir şey” olacağını belirterek şunları söylüyor: “Etnik gruplar arası iletişimde ortak bir dilimiz var: Rusça… Rusça tüm ülkelerde akıcı şekilde konuşuluyor. Bu çok büyük bir avantaj… Aynı ülkeden miras kalan ortak bir ulaşım, enerji, iletişim alt yapımız var. Bu entegrasyon için muazzam bir avantaj.”

“Geçmişteki bazı fobilerin, Sovyetler Birliği ve Sovyet İmparatorluğu’nun yeniden doğuşuna dair korkuların üstesinden gelerek, herkesin yararına olan çabaları birleştirmenin kaçınılmaz olduğunu anlamalıyız. Böyle bir sürecin getireceği avantajlar tüm katılımcıların yararınadır. Bu doğrultuda yeni adımlar atıyor ve ilerlemeye devam ediyoruz.”

Bu konuşmaya dair bir Rus haber sitesinde[4] yapılan yorumda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ifadeleri “sansasyonel” olarak nitelendirilmiş, “Çünkü yakın zamana kadar Rusya Federasyonu federal hükümet temsilcilerinden hiç kimsenin bu konular üzerinde konuşabileceği hayal bile edilemezdi” denilerek sarf edilen sözlerin olağandışılığına işaret edilmiştir.

Aynı haberde görüş beyan eden uzmanlar Putin’in sözlerini, “Bu, Rus makamlarının, büyük olasılıkla eski SSCB cumhuriyetlerini tekrar birleştirmeye yönelik bir süreç başlatma niyetinde oldukları anlamına geliyor” şeklinde yorumlamışlardır.

 “İMPARATORLUK İŞTAHI”

Putin’in bu röportajı Sovyet sonrası kurulan devletlerin vatandaşları tarafından “alarm sinyali” olarak algılandı.

Örneğin, açıklamayı değerlendiren Almatı’dan siyasi analist Dastan Kadirjanov, Putin’in artık siyasi hedeflerini saklamaya bile gerek duymadığını söyleyerek, “Birliğin yeniden tesisi, bazı ülkeler için bağımsızlığın sonu anlamına gelir. Bu birlikten işe yarar bir bonus çıkmaz.” [5] diyor.

Kazakistan’daki haber sitelerinde yapılan okur yorumları da çarpıcı: “SSCB’ye ihtiyacımız yok.”, “İmparatorluk iştahı harika.”, ”70 yıldır Rus dilini ve Rusya’nın tarihini inceliyoruz”, “SSCB’den yeterince miras var (1986’da Holodomor ve Zheltoksan)”[6]

Bişkek’te yaşayan Ayşa Aali isimli bir kişi yaptığı değerlendirmede, Kremlin’in 2000 yılından bu yana “Sovyetler Birliği’nin yeniden canlanması” projesiyle meşgul olduğunu; özellikle Rus Odnoklassniki’de olmak üzere tüm sosyal ağlarda örgütlü gruplarca insanlara SSCB nostaljileriyle propoganda ve beyin yıkama çalışmaları yapıldığını” belirtiyor.

Mevcut Rusya Federasyonu eski SSCB topraklarını kapsamıyor olmasına rağmen Anayasaya  “…SSCB topraklarının yasal halefi…” ifadesinin konulmasının nedeni, Putin’in zamanı geldiğinde alacağı kararları bir cumhurbaşkanlığı emri ile hızla hayata geçirmesine zemin hazırlamak içindir.

Bu noktada şunu belirtelim ki, “Putin SSCB’yi ihya etmek istiyor” derken o coğrafyada komünizmi ihya etmek gibi bir niyeti olduğunu söylemiyoruz. Onun nasıl sıkı bir Lenin ve komünizm düşmanı olduğunu biliyoruz. Onun bir ideolojisi yok. O kesinlikle şöven ve emperyal bir kafaya sahip. Onun tek hedefi var o da kudretli Rus İmparatorluğu’nu yeniden kurmak. SSCB’ye ait toprakların zenginlik ve jeopolitik gücünü bu maksadını hayata geçirmek için kullanmak. Bunu öncelikle ekonomik entegrasyonu bahane ederek, olmazsa askeri baskı ve tehditlerle, olmadı hibrit savaş yöntemlerini devreye sokarak yapacak.

 EKONOMİ BAHANE

“Ekonomik entegrasyonu bahane edecek” diyoruz, nitekim bunun bir örneği var: 2014’de kurulan Avrasya Ekonomik Birliği… Rusya için Avrasya Ekonomi Birliği ekonomik değil, tamamen siyasi bir projedir. Dört üyesine (Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Ermenistan) ve gösterilen performansa baktığımızda zaten bu birliğin hiçbir ekonomik başarı vaat etmediğini hemen görüyorsunuz.

Hiçbir yoldan sonuç alamazsa bir bahane üretip doğrudan ilhak yöntemine başvuracağından hiç şüpheniz olmasın. Bu aşamada en önemli kozu da bu ülkelerde yaşayan ve Rus kimliği taşıyan vatandaşlar olacaktır.

Tıpkı Kırım, Sivastopol, Donetsk, Transdinyester operasyonlarında olduğu gibi.

Gürcülerin Abhazya ve Osetya’ya karşı düşmanca yaklaşımını lehine bir fırsata çevirerek buralarda istediği kontrolü tesis etmesi de hep izlenen bu stratejinin sonuçlarıdır.

İLK HEDEF UKRAYNA ve BELARUSYA

Putin’in hedefinde olan ilk ülkeler Slav kökenleri itibariyle Ukrayna ve Belarusya’dır. İstediği şartlarda anlaşmalar imzalatıp Rusya’ya entegre edinceye kadar bu ülkeleri tacize devam edecektir.

Nitekim Putin 19 Aralık 2019’da yaptığı yıllık büyük basın toplantısında Ukrayna hakkında sarf ettiği sözlerle bu ülkeye dair emperyal düşüncelerini açığa vurmaktan kaçınmamıştır: “Sovyetler Birliği’nin kurulması sırasında, Ukrayna ile hiçbir ilgisi olmayan orijinal Rus bölgeleri (Karadeniz’in tamamı, Rusya’nın batı toprakları), Ukrayna’nın proletarya yüzdesini artırmak için garip bir formülasyonla Ukrayna’ya transfer edildi. Çünkü Ukrayna kırsal bir bölge idi ve mevcut nüfusun köylülüğün küçük-burjuva temsilcileri olduğuna, ülke çapında mülksüzleştirildiklerine inanılıyordu. Bu biraz garip bir karardı, ama gerçekleşti. Vladimir Ilyich Lenin’in devlet binasına dair tüm mirası bu ve biz şimdi bununla ilgileniyoruz.[7]

Putin “biz şimdi bununla ilgileniyoruz” derken aslında hedefinin ne olduğunu da açık bir şekilde ifade etmiş oluyor. Hedefi sadece Sivastopol, Kırım, Donetsk değil. Putin şu dönemde buralara el atarak mevcut şartlarda ne kadar ileri gidebileceğine dair zemin yoklamaları yapıyor. Ukrayna ile ilgili hedefinin tüm ülkeyi kontrolü altına almak olduğuna şüphe yoktur. Sivastopol, Kırım, Donetsk, Putin stratejisinin pratiğe geçirilişindeki ön adımlardır sadece.

Nitekim askeri uzman Sergei Grabsky de, Putin’in Doğu Ukrayna’nın “Rusya’nın eski toprakları” olduğu hakkındaki açıklamasını, “Rusya’nın, Sovyetler Birliği sınırlarını yeniden oluşturma arzusunun alameti” olduğu şeklinde değerlendiriyor.[8]

PUTİN’İN PLANI 16 SENEDE İMPARATORLUĞU İHYA ETMEK

İzlenen bu stratejiler bize, Putin’in iktidarının devam edeceği önümüzdeki 16 sene boyunca Rusya’nın çalkantılı bir dönem geçireceğini söylüyor.

Rusya’nın yapacağı bu genişleme ataklarının sonucu meçhuldür. Bu girişimler Rusya Federasyonu’na hızlı bir çöküş ve dağılma getirebilir.

İşte bu noktada Kafkasya halkları olarak öngörülü davranıp, bu süreçlerden zarar görmeden ve nasıl maksimum avantajla çıkılabileceğinin hesaplarını yapmamız gerekir.

Bu aşamada “has odada” konuşulacak çok şeyler var ama bu zeminde değil!  Onun için “Azdan çok anlamak lazım geldiği” hatırlatmasıyla bu bölümü noktalayalım.

SSCB’NİN YASAL HALEFİ

Aynı Anayasa maddesi içinde yer alan “Sovyetler Birliği’nin uluslararası kuruluşlara, organlara üyeliğinin, uluslararası anlaşmalara katılımının ve aynı zamanda bölge dışındaki uluslararası anlaşmalarda da SSCB’nin yasal halefidir.” ifadesinin öncelikle Sovyetler Birliği’nin “BM Milli Güvenlik Konseyi Üyeliği” gibi kazandığı konumlarını kaybetmeden kullanmaya devam etmek amacıyla yasaya konulduğu açıktır.

Onların hesabı bu fakat bir de hesap etmedikleri bazı dışsallıklar var. Şöyle ki…

Devlet kanadı da dahil olmak üzere bazı kesimlerce, yapılan Anlaşmalarla SSCB’nin lağvedildiği, içinden bir çok yeni devlet çıktığı ve hiçbirinin de Rusya’nın ardılı olmadığı iddia ediliyordu. SSCB’nin borçları her ne kadar yeni devletler arasında paylaşılmışsa da hiçbirinin SSCB’nin devlet yapısının devamı olmadığı savunuluyordu.[9]

Bu yeni anayasa maddesiyle bu kaypaklık ortadan kalkmış ve SSCB üzerinden Rusya İmparatorluğu’na kadar uzanan tüm mirasa da sahip çıkılmıştır.

Bu bağ Kafkasyalılar ve Rus İmparatorluğu’nun zulmüne uğramış tüm halklar için önemlidir.

Aslında Rusya Federasyonu 1996’da Batı’dan kredi alabilmek için, SSCB’nin ödemediği Rus İmparatorluğu’nun Fransa’ya olan “kraliyet borçları”nın 400 milyon $’ını ödeyerek[10] bu bağın bir karinesini oluşturmuştu. Ancak bu sahiplenme şimdi Anayasal bir zeminde ifade edilerek inkar edilemez bir şekilde somutlanmış oluyor.

(Bu arada Bolşevikler de çarlık Rusyası ile tarihsel devamlılıklarını inkar ediyorlardı ancak atladıkları bir şey var; Rus İmparatorluğu’nun ardılı zaten SSCB değildir. SSCB, Çar II. Nikolay’ın tahttan çekildiği 15 Mart 1917’den Ekim Devrimi’ne kadar eski Rus imparatorluğu topraklarında varlığını sürdürmüş olan Rusya Cumhuriyeti’nin ardılıdır. Bu cumhuriyet fiilen Şubat Devrimi ile Ekim Devrimi  arasında varlığını sürdürmüş olmasına rağmen, resmen 1 Eylül (yeni tarihle 14 Eylül) 1917 tarihinde Geçici Hükûmet tarafından ilan edilmiş; 25 Ekim (8 Kasım) 1917’ye kadar da varlığını sürdürmüştür.[11]  SSCB ise işte tanımış olduğu bu Rusya Cumhuriyeti’nin ardılıdır.)

 RUSYA FEDERASYONU, ARTIK RUS İMPARATORLUĞUNUN  VE ONUN İŞLEDİĞİ SUÇLARIN DA HUKUKİ MİRASÇISI

Dolayısıyla, Rusya Federasyonu SSCB’nin halefi olduğunu ilan etmekle, müteselsilen Rus İmparatorluğu’nun hukuki mirasçısı olduğunu da Anayasasında ifade etmiş olmaktadır.

Bu maddenin bizim için önemi şu ki, bu mirasın içinde sadece geniş topraklar, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri yok; bu mirasın içinde katledilen, soykırıma uğratılan, sürülen, toprakları işgal edilen halkların da sorumluluğu var. Rusya Federasyonu başka niyetle oluşturduğu bu anayasa maddesiyle geçmişte işlenen bu günahların sorumluluğunu da yüklenmiş olmaktadır ki biz bunu sık sık kendilerine hatırlatacak, kefaretini tahsil etmek için elimizden geleni yapacağız.

(Devam edecek)

NOTLAR:

[1] https://regnum.ru/news/polit/444083.html

[2] https://www.finanz.ru/novosti/aktsii/putin-zayavil-o-pretenziyakh-rossii-na-zarubezhnye-aktivy-stran-byvshego-sssr-1028942232

[3]https://www.vesti.ru/doc.html?id=3258308&utm_source=yxnews&utm_medium=desktop&utm_referrer=https%3A%2F%2Fyandex.ru%2Fnews

[4] https://absoluttv.ru/14171-putin-hochet-vozrodit-sssr.html

[5] https://central.asia-news.com/ru/articles/cnmi_ca/features/2020/04/27/feature-01

[6] Aynı yerde

[7] http://kremlin.ru/events/president/news/62366

[8] https://enovosty.com/news_society/full/1601-putin-nacelen-vosstanovit-sssr-voennyj-ekspert-ocenil-ugrozu-dlya-ukrainy

[9] Dmitry Yuriev: SSCB’nin çöküşü, “ardıllık” ve Rusya’nın iyi niyeti, https://regnum.ru/news/polit/602262.html

[10] https://www.bbc.com/russian/0803_8.shtml

[11] https://tr.wikipedia.org/wiki/Rus_Cumhuriyeti

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu