Yılmaz Dönmez

ADİGEY’E TIBBİ YARDIM ÇALIŞMASI NASIL ENGELLENDİ?

  TSEY YILMAZ DÖNMEZ

2016 Yılında Çerkes Dernekleri Federasyonu Genel Sekreterliği görevine başladığım günden beri kurumlar arası ilişkilerde yaşadığımız ve şahit olduğumuz haksızlıkları içim acıya acıya birlik ve beraberliğimize vereceği zarar ve üstlendiğim kurumsal sorumluluk gereği anlatmaktan ve yazmaktan sürekli kaçındım. Bu konudaki gayretim yine de devam edecek. Ancak, son zamanlarda gelişen olaylar karşısında artık susmaya vicdanım elvermiyor.

Bilindiği gibi Yıldız Teknik Üniversitesi Kafkas Gençleri Topluluğu (Yıldızkaf) bir ilki gerçekleştirerek Türkiye’deki Federasyon Başkanları ile Alan Kültür ve Yardım Vakfı Başkanını İnstegram hesaplarından 2 saat canlı yayına çıkartmayı başardı. Öncelikli olarak yüreği ve niyeti temiz bu genç kardeşlerimi canı gönülden tebrik ediyorum. Başarılarının artarak devamını diliyorum. Maalesef genç kardeşlerimiz  Çerkes-Fed Genel Başkanı Nusret BAŞ’ın canlı yayın kayıtlarını, yayın sonrası ellerinde olmayan bir teknik arızadan dolayı İnstigram hesaplarına yükleyememişlerdir.  Bu yüzden mahçup bir şekilde defalarca bizden özür dilemiş, bu konuda dillerinin döndüğünce de kamuoyunu bilgilendirmeye çalışmışlardır.

Ancak, bütün bu açıklamalara rağmen, Kaffed Genel Başkan Yardımcısı Ünal Uluçay ve yine aynı cenahtan bazı şahıslar “bahse konu kayıtlar kasıtlı olarak yok edildi” şeklinde sosyal medyada tezviratta bulunarak program yapımcısı gençleri sürekli taciz etmiş ve gençlerin bu mükemmel çalışmasını gölgelemeye çalışmışlardır. Bu çirkin girişim bugün itibariyle de halen devam etmektedir.

Yine aynı şahıslar, hazır kayıtlar ortada yokken Genel Başkanımızın 2008 yılında İstanbul’da akademisyen/stratejist Paul Goble’la yapılan aleni bir toplantıda söylediklerini ilginç bularak canlı yayında aktarmasını “Nusret Bey CIA ile işbirliğini resmen canlı yayında anlattı” şeklinde çarpıtarak kamuoyuna servis etmişlerdir.

Öncelikle Paul Goble’un CİA’ya çalışıp çalışmadığını biz bilemeyiz; onu ancak eski KGB, yeni FSB ile işbirliği yapanlar bilebilir.

2008 Yılında Paul Goble’la yapılan toplantı döneminde ben de yoktum, Çerkes-Fed’de yoktu. Olayın nasıl olduğunu o toplantıyı düzenleyenlerden biri olan Erol Karayel’e sordum, yazılı olarak aynen şöyle cevap verdi:

“Biz Paul Goble ile Rusya uzmanı bir Akademisyen ve 3 Ciltlik Sovyetler Birliği Ansiklopedisinin yazarı olduğu, çizdiği stratejilerle Sovyetleri yıkan adam olarak tanındığı, Baltık ülkelerinde özgürlüklerinin sebebi olarak görüldüğü için heykelinin dikildiği ve o gün de, bugün de en önemli Rusya ve Kafkasya analistlerinden biri olduğu için görüştük.

2008 Haziran’ında, ABD’deki Çerkes hemşerilerimizin haber vermesiyle Goble’ın ABD’den Azerbaycan’a giderken İstanbul’da bir gece konaklayacağını öğrendik. Yine onlar aracılığı ile kendisinden randevu isteyerek bir otel salonunda bir sohbet toplantısı yapmak istediğimizi ilettik. Kabul etti. Sonra da hemen ulaşabildiğimiz ve konuyla ilgili gördüğümüz çevremizden 25 kişinin katılımıyla bir soru cevap programı düzenledik. Konuşulanlar da, katılımcılar da gizli değil. Kendisiyle Kafkasya’yı ve Çerkesleri konuştuk, bu konulardaki görüşlerini öğrendik. Ertesi gün de haber yaparak fotoğrafları ile beraber kafkasevi web sitesinde yayınladık (Bkz: http://www.kafkasevi.com/index.php/article/detail/119 ). Bir daha da Paul Goble’ı görmedik. Bunu CİA’yla işbirliğine delil saymak için zekâ özürlü olmak lazım. Bugün Türkiye’ye gelse aynı çerçevede bir kez daha görüşülebilir. Ne var bunda?

Onların mahallesinde Walter Richmond için de benzer şeyler yazıldı, söylendi. CIA Ajanı dediler. Ama Walter Richmond gelip Ankara Çerkes Derneği’nde konferans verdi. Ne oldu peki şimdi? Ankara Çerkes Derneği CIA işbirlikçisi mi oldu? Hayır, biz böyle bir basitlik yapamayız. Bunu söylersek onların bugün düştüğü komik duruma düşmüş oluruz. Richmond akademi dünyasında kendini ispat etmiş, Çerkeslerle ilgili fevkalade bir kitap yazmış, Çerkeslere hayrı dokunmuş biri. Kendisine ancak teşekkür ederiz, ediyoruz da. Bu teşekkürümüz, eğer başka ilişkileri varsa onları da paylaşıyoruz manasına gelmez. Biz sözüyle, işiyle bildiğimiz Richmond’u tebrik ediyoruz. Bu Paul Goble için de öyledir. Biraz insaflı ve vicdanlı olmak lazım.”

***

Bu iki üzücü ve bir o kadar da çirkin hadiseyi çok daha fazla uzatmadan, canlı yayınlar ve sonrasında yaşanan olaylar hakkında düşüncelerimi ve bizzat vakıf olduğum konuları sizlerle paylaşmak istiyorum.

29 Mayıs Cuma akşamı gerçekleştirilen canlı yayın esnasında Çerkes-Fed’in girişimleriyle Koronvirüs Pandemisi kapsamında Dağıstan’a gerçekleştirilen tıbbi malzeme yardımı gündeme geldiğinde Genel Başkanımız aynı şekilde Adigey Cumhuriyeti’nin de yardıma ihtiyacı olduğu haberinin kendisine iletildiğini ve bu konuda da çalışmalara başladıklarını ifade etmiştir.

Ancak, bir sonraki gün (30 Mayıs 2020 Cumartesi Akşamı) canlı yayına Katılan Kafkas Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Yıldız Şekerci, Genel Başkanımızın bu ifadelerini yalanlamıştır. Bahse konu canlı yayında konuya ilişkin Kaffed Başkanı’nın sözleri aynen şu şekildedir:

“Çerkes-Fed ile olan çalışmalarımızda, dün akşam programın tamamını seyredemedim ama burada yapılan konuşmalarla ilgili rahatsız olduğum konular oldu ve bunları, bugün aradım Nusret Bey’in kendisi ile konuştum. Bu ortak çağrı için (Konu; 20 Mayıs 2020 Akşamı Çerkes Soykırımına yönelik her iki federasyonun başlattığı Tiwetter çalışmalarının birlikte yapılması. Y.D.) “Yıldız Şekerci’yi aramıştım ulaşamadım” diye, evet aramış olabilir. Ben gözümden kaçtı diye, geri döndüm baktım, görmedim. Ama aradım diyorsa aramıştır. Kendisine dedim ki, aradınız da açmamışsam bundan rahatsız olurum. Çünkü bu benim tarzım değil. Yani ben açarım telefonu, söyleyeceğim neyse söylerim. Telefonu açmamak… Bu tür kaçamak şeyler benim tarzım değil. Görmedim, duymadığım için konuşamadık. Bu bir. Bunu görüştüm kendisiyle. İkincisi Adigey’le ilgili bir yardım taleplerinden, çığlıklarından söz etti. Böyle bir şey yok. Neden yok? Ben nerdeyse hergün Adigey’le görüşme halindeyim. Bu olaylar gerçekleşmeye başladığında Adigey’le, Cumhuriyetin Başkanı Sayın Murat Kumpıl’la görüştüm ve kendisine sordum, BENDE SES KAYDI VAR..!!!. Dedi ki:

“Şu anda herhangi bir şeyimiz yok. Bir talebimiz, bir sıkıntımız yok. Olursa tabii görüşürüz”.

“Sizin de olursa söyleyin, biz de elimizden gelen bir şey varsa yaparız.”

Bunu karşılıklı konuştuk. Adige Xase Başkanı Ramazan’la görüştüm ve Şelaḣo Askerle görüştük. Diasporadan sorumlu yetkilimizle, bütün bunlarla görüştük ve biz hastaneyle de sürekli iletişim halindeyiz. Orada Adigey’de hastanede direk bu birimde çalışan doktor arkadaşımız Ceyhun’dan sürekli haber alıyoruz. Yani burada bu kadar yüksek sesle bir talep varsa bizim bunu duymamamız, bizim bunu atlamamız mümkün değil. Üstelik ben 10 yıldır Adigey’in genel koordinatörüyüm. Bugün Nusret Bey’i aradım bunu da söyledim. Dedim ki,

“Nusret Bey ben nasıl duymamış olabilirim böyle bir şeyi? Kimdir bu şey yapan? Bu sesi yükselenler kim? Bize ihtiyaç olmadığını söylerken, ihtiyaç duyuluyorsa bizim niye haberimiz yok?” “Yani bunlar çok burada söylenecek şeyler değil ama Adigey’i tanımıyor olabilirsiniz, ilgili yerlerle görüşmüyor olabilirsiniz” gibi bir sohbet, muhabbet geçti aramızda hoş olmayan. Ve benim Adigey’i tanımamam mümkün değil. Ben her yıl iki kez gidiyorum, üç kez gidiyorum Sayın Nusret BAŞ dört yıldır Adgey’e gitmiyor… Bunlar doğru şeyler değil… Bunları anlatmaya çalışıyorum. Burda şöyle bir sıkıntı var, bunları toplumun bilmesi gerektiğini düşündüğüm için anlatıyorum vs.….”

Yukarıdaki paragraf, canlı yayında yapılan konuşmanın noktası virgülüne deşifre edilmiş halidir. Yazının uzamaması için tamamını alıntılamıyor, okuyucularıma konunun bütünlüğü açısında canlı yayının tamamını dinlemelerini tavsiye ediyorum. (Link: htdtps://www.instagram.com/p/CA0uMtqpQV7/)

Şimdi Sayın Şekerci’nin sözlerini gözden geçirip, bildiklerim/şahit olduklarım doğrultusunda objektif bir şekilde değerlendirmeye çalışacağım.

İlk önce 21 Mayıs Tiwetter çalışmalarının birleştirilmesine yönelik Genel Başkanımız Nusret Bey’in Yıldız hanımı arama konusunu ele alacağım.

Çerkes-Fed olarak 16 Mayıs 2020 tarihinde web sitemiz üzerinden 20 Mayıs 2020 akşamı saat 21.00’da #21MayısÇerkesSoykırımı etiketi ile bir Tiwetter çalışması yapacağımızı kamuoyuna duyurduk. (http://www.cerkesfed.org/2020/05/16/cerkes-fed-21-mayis-cerkes-soykirimi-surgunu-eylem-plani-ve-tavsiyeleri/)

Kaffed bizim bu konudaki duyurumuzdan iki gün sonra 18 Mayıs 2020 Saat 17.38’de “20 Mayıs 2020 Çarşamba akşamı (Bizim çalışmamızın olacağı aynı akşam ve 5 dakika farkla) Saat 21:05’te #yarınıunutma, 21 Mayıs 2020’de ise #21May1864 ve #ÇerkesSoykırımVeSürgünü ile Twitter’dayız.” duyurusunu yaptı. Bu duyuruyu gören Federasyonumuz Gençlik Kolları Başkanı beni telefonla arayarak, “20 Mayıs 2020 Çarşamba akşamı her iki federasyonun aynı çalışmayı yapacak olması nedeniyle katılımcılar açısından bir handikap yaşanabileceğini ve bu yüzen başarısız bir sonuç alınabilir endişesi taşıdıklarını ve mümkünse her iki çalışmanın birleştirilmesi için Kaffed ile görüşmemizi istediklerini” söyledi. Ben de vakit kaybetmeden gençlerin isteğini Genel Başkanımıza ilettim. Başkanımız gençlerin bu talebini haklı bularak Kaffed Başkanı Yıldız hanımı telefon ile aradı. Ancak Başkanımız Nusret Bey, Yıldız hanımın telefonunu açmadığı söyledi. Belki müsait olmadığı için telefonu açmamıştır, müsait olduğunda Nusret Bey’e geri dönmüşse öğreneyim düşüncesi ile gece geç saatlerde tekrar Başkanımızı aradım. Ancak Başkanımız geri dönüş olmadı dedi.

Yıldız hanım canlı yayında bu konuda, “Telefonu açmamak… Bu tür kaçamak şeyler benim tarzım değil. Görmedim, duymadığım için konuşamadık.” diyor.

Ancak Genel Başkanımız Nusret bey’in instegram konuşmasının ertesi günü, Adıgey’in yardım talebiyle ilgili yaptıkları konuşmada Nusret Bey’e “Arama kaydını gördüğünü, geri döneceğini, ancak unuttuğunu” söylüyor. Bu detayı da belirtmekte fayda var.

20 Mayıs 2020 akşamı Çerkes-Fed Tiwetter çalışması hakkında yine Ceren Akıncı adlı dinleyiciden gelen, “Tiwetterde yapılan hashtag çalışmasının iki federasyondan iki farklı şekilde duyurulması tepki çekti, bu durumun sorumlusu kimdir?” sorusuna Çerkes-Fed’i küçümser bir tavırla, “Dört bin kadar bir şeyimiz oldu dediler yanlış hatırlamıyorsam. Biz Eskişehir derneğimizin de çok büyük katkılarıyla birinci sıraya kadar taşıdık. Dünyada onyedinci sıraya taşıdık” demesi üzerine moderatör kardeşimiz “20 Mayıs 2020 akşamı Çerkes-Fed #21MayısÇerkesSoykırımı etiketiyle gündeme girdi. O akşam Kaffed çalışması sıralamaya giremedi.” düzeltmesinde bulundu.

Burada bir açıklama yapmak gerekiyor. Çerkes-Fed’in Tiwetter çalışması 244.293 etkileşim ve 286.971 görüntüleme ile Türkiye’nin 4’üncü gündemi olmuş ve başarılı bir şekilde icra edilmiştir. Kaffed’in #yarınıunutma etiketi ile yaptığı çalışma o akşam Türkiye gündem sıralamasına girememiştir. Yıldız hanımın bahsettiği dört bin tiwit bizimki değil, o akşam Kaffed çalışmasının aldığı olabilir. Kaffed çalışması ile bizim çalışmamızın çakışmış olması nedeniyle maalesef birinci sıraya yerleşemedik.

***

İkinci olarak ve bu yazıyı kaleme alma sebebim olan Korona Virüs salgını nedeniyle Adigey’e yapılacak yardım konusunu açmak istiyorum.

Nusret Bey canlı yayında Adigey’den bu konuda kendilerine bir yardım talebi iletildiğini söyledi. Yıldız hanımın bu konuda ağzından çıkan kelimeleri de olduğu gibi yukarıda belirttim.

Böyle bir durum karşısında normal şartlarda aynı davaya hizmet eden bir sivil toplum örgütü liderinin tavrı ne olmalı diye kendi kendime soruyorum. Normalde böyle bir haberi duyan STK lideri bize böyle bir talep gelmedi ancak böyle bir istek ve bu isteğin karşılanması konusunda çalışma var ise biz de elimizden gelen katkı ve desteği vermeye hazırız şeklinde olması gerekir diye düşünüyorum. Sanıyorum iyi niyetli olan herkes de bu şekilde düşünür. Çünkü insani ve etik olan budur.

Evet Adigey’den böyle bir istek gerçekten Çerkes-Fed’e iletildi. Bu isteği Nusret Bey’e ileten Halit Yaşar Nogay ve yanında da Adigey’de oldukça etkili bir isim. (Diğer ismi Yaşar Bey açıklamadığı için ben de açıklamayı uygun bulmuyorum.) Konuyla alakalı sayın Yaşar Nogay’ın kaleme aldığı yazıyı yine web sitemizde yayınladık. (http://www.cerkesfed.org/2020/06/01/tuhaf-bir-gelismeden-bahsetmem-gerekiyor-coronavirusun-getirdikleri/)

Yaşar bey  yazısında, “Benden kaynaklanan bu olay, toplum içerisinde yer aldığına göre, açıklamasını yapmalıyım” diyor ve bu isteği Çerkes-Fed Başkanına bizzat kendisinin ilettiğini söylüyor.

Yaşar Ağabey bedeninin en ücra noktasındaki hücresine kadar kendisini halkına adamış, yılmadan, bıkmadan ve hiçbir zaman ümidini kaybetmeden toplumumuzda birliği ve beraberliğini savunmuş kıymetli bir thamademizdir. Kendisini böyle bir şeye zorlamak istemezdim ancak Yıldız hanımın Genel Başkanımız Nusret Bey’i komu oyu nezdinde yalancı pozisyonuna düşürmesine de -bizzat hadisenin içersinde olan biri olarak- seyirci kalmam mümkün değil.  Yaşar ağabeyimiz naif ve kibar bir insan. Bu zor yazıyı hem Adigey’deki konjonktürel duruma gözeterek; hem de toplumumuzun birlik ve beraberliği konusundaki hassasiyetinin tesiri ile yazdığını belirtmem gerekir. Yaşar ağabey bu konuda bildiklerinin onda birini dahi yazmamıştır. Yazdıkları bazılarını tatmin etmese de benim için yeterlidir.

Bu açıklamadan sonra tekrar Yıldız hanımın söylemine dönmek istiyorum.

Hemen hemen hergün Adigey’le irtibat halinde olduğunu, bu hastalık başladığından beri durumu çok yakından takip ettiğini ve 10 yıldır Kaffed Adigey Koordinatörlüğünü yürüttüğünü söyleyen Yıldız hanım; Nusret Bey’in canlı yayınının gerçekleşmesinin ertesi günü Adigey Başkanını, Adige Xase Başkanını, Diasporadan Sorumlu Yetkiliyi ve Hastanede bir doktoru arıyor. Soru şu:

“Bu haber doğru mu? Bizim neden haberimiz yok?”

İlginçtir aynı şekilde Nusret Beye’de hesap soruyor:

“Benim niye haberim yok?”

Adigey’e sık sık giden ve Çerkes-Fed Anavatanla Koordinasyon Kurulu Sorumlusu olarak ben de Yıldız hanıma soruyorum: Neden haberiniz yok?

Nusret Bey’in Yıldız hanıma “Adigey’i tanımıyor olabilirsiniz.” sözüne sonuna kadar katılıyorum ve Yıldız hanımın gerçekten Rusya ve Adigey’in gerçeklerini bilmediğini iddia ediyorum.

Korona virüs salgını dünyayı sardığı günden itibaren Rusya, gücünü ve kudretini göstermek ve itibarını artırmak için birçok ülkeye tıbbi malzeme yardımında bulunurken, tüm dünyaya kendisini böyle lanse ederken,  Adigey Cumhuriyeti Başkanı’nın bu hastalıkla mücadele konusunda Rusya’nın izni olmadan resmi olarak başka bir ülkeye yardım çağrısında bulunamayacağını maalesef öngöremiyor.

Bu noktada Dağıstan’a yapılan yardım konusu akla gelebilir. Dağıstan Cumhuriyeti Başkanı veya bir bakanı böyle bir çağrıda bulunmamıştır. Dağıstan bu konudaki ihtiyaçlarını gayri resmi olarak Türkiye’de yaşayan Sivil Toplum Örgütleri ve Kardeşleri aracılığı ile duyurmuştur.

Adigey de bu yolu tercih etmiştir. Dolayısı ile Adigey Cumhurbaşkanının taşıdığı resmi sorumluluk ve içinde bulunduğu konjonktür nedeniyle yardıma ihtiyaçlarının olduğunu, üstelik bu durumun ifşa edileceğini bile bile Yıldız hanım’a böyle bir isteklerinin olduğunu söylemesi mümkün değildir. Bunu Rusya ve Kafkasya gerçeğine vakıf olan herkes bilir.

Bu salgınla mücadele konusunda çaresiz kalan dünyanın süper gücü Amerika’nın, birbirlerinin maskelerini ve malzemelerini çalan Avrupa’nın en gelişmiş ülkeleri İngiltere, İspanya, Fransa, Belçika, Hollanda’nın yardıma ihtiyacı var iken, Yıldız hanıma göre Adigey’in ihtiyacı yok.

Yine koronavirüs vakaları konusunda Rusya resmi rakamlarının gerçeği yansıtmadığını tüm dünya bilirken Yıldız hanım bilmiyor.

Kaffed başkanının bu olayda takındığı tavır ve hareket tarzına bakacak olursak, Rusya’da yapılacak olan Anayasa Değişikliğine methiyeler düzen ve kırdığı ceviz bini aşan Dünya Çerkes Birliği Başkanı’nın gözüyle Kafkasya’yı değerlendirdiğini görmemek mümkün değil.

Sırası gelmişken belirtmek istiyorum Anavatandaki Cumhuriyetlerimizin Türkiye’de partner olarak Kaffed’i tercih etmelerindeki etkenlerden en büyük pay Kaffed’i Rusya yönetiminin tercih ediyor olmasıdır.

Korkmadan, açık yüreklilikle Rusya’nın yanlış işlerini sürekli eleştiren, Rusya aleyhine gösteriler, protestolar yapan ve doğruları söyleyen bir Çerkes Fed gibi bir STK’yı Rusya’nın istemeyeceği malumdur. Bu da gayet anlaşılabilir bir durum. Ancak doğal olmayan şey Kaffed’in bu pozisyonu sürekli bir koz olarak kullanarak bizim üzerimizden Rusya ve Anavatanda prestij elde etmeye çalışmasıdır. Hatırlayacaksınız, Kaffed Genel Başkanı Yaşar Aslankaya’nın anavatana girişi uzun bir süre yasaklanmıştı. 2019 Mart ayı başlarında kendisine iki günlük giriş izni verildiğinde ilk iş olarak MAYKOP.SM-NEWS RU sitesinde verdiği röportajda uydurduğu yalanlar üzerinden Çerkes-Fed Başkanını Rus Makamlarına gammazlamıştı. (https://maykop.sm-news.ru/lider-cherkesskoj-organizacii-kaffed-vyskazalsya-protiv-sozdaniya-evropejskogo-xase-1963/)

Biz bu ve buna benzer onlarca hadiseye şahit olduk. Ancak Kaffed’in bütün engellemelerine, hakkımızda yaptığı asılsız kara propagandalarına rağmen Anavatanla bağlarımızı koparmadık. Genel Başkanımız gidemediyse de ben Çerkes-Fed Genel Sekreteri olduğum günden itibaren Çerkes-Fed Anavatanla Koordinasyon Kurulu Sorumlusu olarak yönetim kurulundaki arkadaşlarımızla bu ambargoyu delmek için Anavatana defalarca gittik ve nispeten de başarılı olduk. Bazı konularda ortak çalışmalar da başlattık.

Yıldız hanım canlı yayında yine Genel Başkanımız Nusret Bey hakkında “Ben her yıl birkaç kez anavatana gidiyorum Nusret Bey dört yıldır anavatana gitmiyor” dedi. Yıldız hanımın bu konuda Nusret Bey’le kendisini mukayese ederek, yine kendisine pay çıkartarak suiistimal etmesini ise kamuoyu vicdanına bırakıyorum.

Sonuç olarak toparlamak gerekirse Adigey’den Federasyonumuza -olması gerektiği gibi- vasıtalı olarak bir talep geldi. Biz de bu konuda gerekli çalışmalara başlamıştık. Adigey’in tıbbi malzeme ihtiyacını Yaşar Bey’e bildiren Adigey Sağlık Bakanı 01 Haziran 2020 günü (dün) Adigey Cumhurbaşkanı Sayın Murat Kumṕıl ile görüştü. Bu görüşmede Adigey Cumhurbaşkanı Sağlık Bakanı’na böyle bir ihtiyaçlarının olmadığını söyledi ve konu kapatıldı.

Bu şekilde Adigey’in yardım talebi ve Çerkes-Fed’in hayırlara vesile olacak olan girişimi de engellenmiş oldu.

Umuyor ve diliyorum ki Kafkasya’da bu hastalık daha fazla yayılmaz ve kardeşlerimizin de herhangi bir  malzemeye ihtiyaçları olmaz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Yılmaz Dönmez
Çerkes Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri

 

5 Yorum

  1. Sağlıkla ilgili yardımların kaffed tarafïndan sabote edilmesi bu STK nın uzl aşmaz
    tutumu netices idir.

  2. Kaffed’ in bu ülkede, Çerkez davası adına hiç bir gayreti yoktur..hiç bir zamanda olmamıştır..

    Tabela olmaktan öteye geçmemiştir..

    Varlığı bir dert olan kurum..her zaman ‘ RUS ‘ yanlışı olmuş bir zihniyet..

    Kapanması cerkezligin hayrına ve geleceğine en iyi katkıdır..

    Tek derdim..bunca acılar yaşamış bir toplumun torunları olarak , geçmişimizde ders cikaramamak..

    Kurum lar..şahsi düşündüğü sürece ,bizden hiçbir şey olmaz..

  3. Tamamen kıskanç ve egoist bir tutum sergilemiştir ve sizin çalışmanızı küçümsemiştir bu tutum bende çok büyük soru işareti bırakmıştır kınıyorum.

  4. Toplumsal davaya zarar veren bu tür söylem ve eylemlere artık son vermek gerekiyor.
    bu gerçeği görmek zorunda olan, kurumlarımızın başında ve içinde olan aktörlerin, samimi amaçları topluma hizmet ise, basit egolarından kurtulup, medenice konuşup tartışarak bir çözüm bulmaları gerekiyor.

    1. Sevgili Taşar Abi,
      Bu toplumun içinde olan ve elini taşın altına koyan biri olarak,Konuşmaktan kaçanın kim olduğunu da söyleyin.
      Çerkes-fed’in Uzattığı eli geri çeviren Kaffed değil mi ?
      ADĞEY’E yapılacak yardımın önünü kesen kaffed değil mi ?
      Ortadan konuşarak sapla samanı, suçlu ile suçsuzu karıştırmak doğru mu ?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu