Kafkasya Haberleri

ANA DİLLER İLE İLGİLİ SORUNLARI ÇÖZMEK İÇİN KABARDEY-BALKAR HALKININ BİRLİKTE ÇALIŞMASI GEREKİR

VALERY HATAJUKOV
KBC İNSAN HAKLARI MRK. BŞK.

Ünlü bilim insanı, filozof ve halkının öncülerinden Albert Razin’in kendini yakması Rus halkınca; hatta bundan da öte anadillerin öğretilmesine sempati ile bakan demokrat, liberal Ruslarca bile neredeyse hiç fark edilmedi.

Halbuki bu trajedi, Udmurtya’da ana dilin öğretilmesinin önündeki  engelleri protesto etmek için gerçekleştirilmişti.

Bu olay bariz nedenlerle Rusya Federasyonu’nu oluşturan cumhuriyetlerde büyük çalkantılara neden oldu ve ateşli bir tartışma başlattı. Bu beklenmedik bir şey değildi. Anadillerin korunması ve kültürel kimlik ile ilgili sorunlar Rusya’da yaşayan tüm insanlar için her zaman bıçak sırtı bir konudur. Devlet Duması’nın bir yıl önce yeni “Federal Eğitim Yasası”nı kabul etmesi sonucu anadillerin öğretiminin neredeyse gereksiz hale getirilmesinin ardından durum daha da ağırlaştı.

Elbette Udmurtya’da olanlar Kabardey-Balkarya’da da fark edildi ve çeşitli çevrelerde geniş çapta tartışıldı.

Ben bu bağlamda, anadillerin öğretilmesindeki sorunlar ve cumhuriyet yetkililerinin bu problemi çözmedeki rollerini bir kez daha ele almak istiyorum.

Öncelikle cumhuriyetimizin neden başka bir isimle değil de Kabardey-Balkar olarak adlandırıldığını hatırlatmak istiyorum. Çünkü bu kesinlikle Kabardey ve Balkar halklarının kendi kaderini tayin etme hakkına işaret eden bir göstergedir ve bu durum devlet görevlilerine kendi halklarının dilinin ve kültürünün korunması, geliştirilmesi ve ulusal çıkarlarının korunması ile ilgili sorunları çözme görevini yükler.

Ben tam bu noktada, kendi kaderini belirleme konusunda son kararı verme yetkisinin -hangi milliyetten olursa olsun fark etmez- cumhuriyetin gerçek sakinlerinin elinde olması gerektiği saptamasını yapmak istiyorum.

Bu, Rusya Federasyonu ve Kabardey Balkar Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınmış olan herkesin siyasi, medeni ve diğer haklar itibarıyla eşit olması gerektiği anlamına gelir. Şayet Cumhuriyet bu işlevleri yerine getiriyor olsa, Kabardey-Balkar devlet oluşumunun ana görevlerinden biri yukarıda bahsettiğim sorunların çözümü olurdu.

Şimdi Kabardey-Balkar yetkililerinin, Kabardey ve Balkar halklarının kültürel kimliğinin korunması ile ilgili sorunlarını gerçekte nasıl çözmeye çalıştığını görelim.

Federal Eğitim Yasası’nda kabul edilen değişiklikler, Anayasa ve Yüksek Mahkemelerin bilinen kararlarına, Rusya Anayasası ve Rusya Federasyonu’nun bir parçası olan cumhuriyetlerin Anayasalarına büyük ölçüde aykırıdır. Rusya Federasyonu ve Kabardey Balkar Cumhuriyeti Anayasası’na göre, Kabardey ve Balkar dilleri cumhuriyet topraklarında resmi devlet dilleridir ve tabii ki bu ana dilleri öğretmek zorunludur. Bütün bunlar hakkında çok şey söyledik ve yazdık, bu yüzden şimdi bütün bu argümanları ayrıntılı olarak tekrarlamayacağım.

Şimdi de Kabardey Balkar Cumhuriyeti’nin politik liderliğinin, bu skandal değişikliklerin Eğitim Yasası’nda kabul edilmesinin ardından nasıl davrandığını görelim.

Önceleri, federal merkeze karşı net bir tavır alınması gerektiği, Kabardeylerin ve Balkarların dillerini ve kültürlerini koruma ve geliştirme haklarını ihlal eden ve anayasal normlara aykırı olan böyle bir yasayı kabul etmenin mümkün olmadığına dikkat çekiyor gibi görünüyorlardı. Ancak devamında Kabardey Balkar Cumhuriyeti yetkililerinden önemli bir ilkeli değerlendirme veya açıklama gelmedi. Dahası, Duma’daki Kabardey Balkar Cumhuriyeti temsilcileri oybirliğiyle bu yasanın kabulünü desteklediler.

Cumhuriyette anadillerin uygulama alanı her yıl daralmakta, anadillerde kitap ve dergi yayınları gittikçe felakete dönüşmektedir. Geçen yıldan bu yana Kabardey ve Balkar dillerinde çıkan gazeteler haftada yalnızca üç kez yayınlandı. Son on yılda, okullarda anadilleri öğretmeye ayrılan süre tam olarak yarı yarıya azaldı. İlkokulda anadilde öğrenim sınıfları kapatıldı. Kabardey ve Balkar dili öğretmenleri yetiştiren bölümler için Kabardey Balkar Devlet Üniversitesi’ne başvuranların sayısı tam beş kat azaldı. Eğitim Fakültesinde anadili öğretmenlerinin eğitimi için açılan bölüm kapatıldı. Bütün bu uygulamalar, zımni rızayla, cumhuriyet makamlarının bilgisi dahilinde gerçekleşti.

Eğitim Yasası’nda değişiklikler yapılıp Devlet Duması’na sunulduktan sonra,  buna karşı çıkan tanınmış, saygın insanlarla, sanat ve bilim dünyasının temsilcilerini içeren geniş bir sosyal hareket ortaya çıktı. Yerel ve federal yetkililere defalarca bu yasanın kabul edilmemesi talebiyle başvurularda bulundular ama kimse seslerini duymadı. Dahası Cumhuriyet makamları meydan okurcasına onlarla diyalogu reddetti.

Eğitim Kanunu’nun kabul edilip uygulanmasının ardından, benim de içlerine dahil olduğum bir dizi kamu kuruluşundan temsilci ile cumhuriyet okullarında ortaya çıkan durumu tartışmak amacıyla Eğitim Bakanı Aues Kumukov ile görüşebilmek için üç aydan fazla bir süredir uğraşıyoruz.

Bu tür toplantılar ve görüşmeler, bazı öğrenciler ve velilere “anadil olarak Rusça’yı seçmeleri için yapılan baskılar”la ilgili periyodik olarak bize iletilen bilgileri ele alabilmek için gerekmektedir.

Eğitimden sorumlu Başbakan Yardımcısı Grant Movsisyan böyle bir toplantı düzenlemek için gönüllü oldu. Bizler de bu tür bir toplantının kesinlikle gerçekleşeceğini ve hatta toplantının yapılacağı tarihlerin bize birkaç kez bildirildiğini defalarca duyurduk. Ancak şimdi açıkça anlaşıldı ki böyle bir toplantı hiçbir zaman ve hiçbir koşulda gerçekleşmeyecek.

Anadil öğretimi ve Nalçik’in 14 No’lu Lise’deki durumla ilgili tüm sorunları tartışmak için Kabardey Balkar Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Kazbek Kokov’un başkanlığına da başvurduk, ancak aradan iki aydan fazla bir süre geçtiği halde herhangi bir cevap alabilmiş değiliz. Ve bu sorunları yakın zamana kadar tartışabildiğimiz Cumhurbaşkanlığı İdare Başkanı Mohamed Kodzokov da artık bizimle daha fazla temasta bulunmayı reddediyor.

14 numaralı Lise’deki soruna gelince… İncitmeden söylemek gerekirse, bu kurumda anadillere karşı takınılan olumsuz tavır, aslında Kabardey Balkar Cumhuriyeti’ndeki tüm eğitim sisteminin içinde olduğu durumu açıkça ortaya koymaktadır.

Geçen yılın Mayıs ayında, 14 Nolu Lise’de Kabardey dili öğretmeni olan Meryem Bagova ile temasa geçildi. Bagova ifadesinde, yasadışı şekilde yapılan ve “215 öğrencinin ana dillerini öğrenmeyi reddettiği” belirtilen bir sözde anket sonucu, okul kütüphanesinden Kabardey ve Balkar dillerindeki çeşitli kitap ve ders kitaplarının çıkarılarak imha edildiğini; yerli dil öğretmenlerinin mevcudunun yasadışı olarak azaltıldığını; Kabardey dili bölümünün tasfiye edildiğini, v.d. hususları bize ifade etti.

Maryam Bagova bizimle görüşmesinden kısa bir süre sonra, okul müdürü Rimma Jamborova’nın baskıları sonucu okuldan ayrılmak zorunda kaldı. Bu arada Maryam Bagova’nın, Kabardey Balkar Cumhuriyeti’nde Kabardeyce dilinin en iyi öğretmenlerinden biri sıfatı taşıdığını ve Rusya Federasyonu’nun onurlu bir eğitim çalışanı olduğunu, “Rusya’nın En İyi Öğretmenleri” yarışması dahil olmak üzere sayısız yarışmada bir çok ödül kazandığını, folklor alanında araştırmaları bulunan biri olduğunu da belirtelim.

Bagova’nın onur ve iş itibarının korunmasına ilişkin açılan mahkemede, bize belirttiği tüm olaylar ve ortaya çıkardığı bütün gerçekler mahkemede 14 Nolu Lise müdürü Rimnas Jamborova’nın verdiği ifadeler ile de yeyid edildi. Ancak Rimnas Jamborova’nın ağır iş kanunu ihlalleri ve onaylanmayan uygulamalarına, ayrıca birçok farklı cezası bulunmasına rağmen çalışmaya hala devam ettiğini de belirtelim.

Tüm bu gerçekler, bizim, Kabardey-Balkar devlet teşkilatının ve onun siyasi liderliğinin Kabardeyler ve Balkarların dil ve kültürünü korumak için doğrudan anayasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirtmemize izin veriyor. Ve bizler bu yerleşik düzeni etkileyecek gerçek bir kudrete desahip değiliz.

Burada çok önemli ve kilit bir sorunla karşı karşıya geliyoruz: “Cumhuriyet vatandaşlarının, hükümet organlarının oluşumunu kontrol ve katılımı sorunu.”

Aslında bu süreçlerle hiçbir ilgimizin olmadığı ortaya çıktı. Yani, aslında bizler hepimiz uzun zamandır bir güç kaynağı olmadık. Anayasal seçme ve seçilme haklarından mahrum bırakıldık.

Aslında önümüzde, hükümet organlarının nasıl oluşturulduğuna dair bir gözlemleme yapma olanağımız var: “Seçimler”.

Cumhuriyet parlamentosundaki parti listelerinden 3 Ekim ‘de cumhurbaşkanı seçilecek. Hatırlanacağı üzere son seçimlerde seçmen katılımın % 67 olduğu ve Birleşik Rusya Partisi’nin oyların % 65’ini aldığı açıklanmıştı. Aklı başında hiç kimse buna inanmaz. Ve gerçek katılım, çok sayıda sivil gözlemcinin ve profesyonel uzmanın tahminlerine göre, % 7’den, % 10’dan fazla değildi.

Bu nedenle, yeni seçilen Kabardey Balkar Cumhuriyeti Parlamentosu’nun oluşturacağı yürütme organlarının meşruiyeti de söz konusu değildir.

Yukarıdaki açıklamalardan, aşağıdaki sonuçlar çıkarılabilir:

Ana dillerinin korunması ile ilgili bütün sorunların çözülmesi için, Kabardey-Balkar’ın devlet oluşumu, kuruluş amacına uygun çalışmaya başlamalıdır. Bunu yapmak için de faaliyetlerinin toplum tarafından kontrol edilmesinden sorumlu meşru otoriteler ve kurumlar oluşturmak gerekir.

Bu hedeflere ulaşmak için, anayasal, medeni ve siyasi hakların kazanımı için mücadele etmek amacıyla Kabardey Balkar Cumhuriyeti’nde yaşayan tüm milletlerin temsilcilerinin katılımıyla geniş bir sosyal hareket ortaya çıkartmalıyız.

__________________

http://zapravakbr.ru, 23 Eylül 2019

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu