Mustafa Saadet

‘Yahudi Ulus Devlet Yasası’ ve Kfar Kama-Rihaniye Çerkeslerinin Durumu

YEŞGAR MUSTAFA SAADET

Yasa İsrail’de 19.07.2018 tarihinde Knesset’te kabul edildi. “Yahudi Ulus Devlet“ yasa maddelerinin hepsini değil de azınlıkları ilgilendiren bazı kısımları hakkında görüş beyanı yapılmış olup, bu kısımlar kısaca;

-Ülkede kendi kaderini tayin etme hakkı sadece Yahudilere aittir.

-İsrail bir Yahudi devletidir, İsrail dünyadaki tüm Yahudilerin tarihi anavatanıdır.

-Hukukta bir boşluk olduğunda Yahudi şeriatı referans alınacaktır.

-Tüm İsrail vatandaşları eşit haklara sahiptir.

İlk iki şıktaki hükümler çoğunluk durumundaki üst kimliklerin kendilerine tanıdıkları avantajlar olup, bütün ülkelerce tercih edilen bir uygulamadır.

Dördüncü şıkta tanımlanan husus, demokrasi ile yönetilen ülkelerin anayasalarında yer alan çok önemli bir konu olup, yerinde bir uygulamadır.

Üçüncü şıktaki ‘Hukukta bir boşluk bulunduğunda Yahudi şeriatı referans alınacaktır“ hükmü ise tereddüt uyandıran bir hüküm olup çeşitli yorumlar yapılabilir. İsrail’de anayasa olmadığından, idari ve hukuki durumu düzenleyen yasalarda bulunmayan hükümler için Yahudi Şeriatı referans alınmaktadır. Yahudi Şeriatı, Museviliğin dini kitabı olan Tevrat ve Zebur’a  dayanmaktadır. Çok uzun ve 4200 sayfa civarındaki Yahudi Şeriatı’nı incelemek ve yorumlamak bu makalenin sınırlarını aştığından önemli bulduğumuz hususlara kısaca değineceğim.

1- Ana ve babaya hürmet edeceksin (Ana-babaya kesin, sınırsız bir saygı gösterilir, ana-babaya karşı gelinmez, direnilmez, sözleri dinlenir, güleryüz gösterilir, ana-babaya vuran öldürülür.)

2- Öldürmeyeceksin (Kesinlikle yasak)

3- Zina yapmayacaksın (Cezası ölümdür)

4- Çalmayacaksın (Hırsızlık en ağır cezayı gerektirir)

5- Yalan tanıklık yapmayacaksın

6- Sana ait olmayan şeye göz dikmeyeceksin

7- Yoksullara yardım edeceksin

Bu Yahudi şeriat kuralları Çerkes xabzeleri (adetleri) ile aynıdır. Dolayısıyla bu konularda Yahudi Şeriatı gereği cezalandırılmalarını gerektirecek eylemleri yapmayacakları açıktır.

Rusya Federasyonu’nun azınlık dilleri için aldığı kısıtlayıcı yasaların örnek alınarak, İsrail’de de kabul edilen yasa ile alt dillere kısıtlama getirildiği endişesini taşımaktaydım. Resmi dilin İbranice olduğu belirtilmekte ise de diğer dillerin öğrenilmesi hususunda bir kısıtlama hükmü yoktur. Zaten kısıtlama hükmü getirilmiş olsaydı ” Tüm İsrail vatandaşları eşit haklara sahiptir “ kuralı çiğnenmiş olurdu.

Konuştuğum İsrail’deki hemşerilerimiz de aynı düşüncede olduklarını beyan etmişlerdir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu