Haberler

Dağıstan Çeçenistan sınır sorunu!?

İbrahim Ali / Bakü

Dağıstan ile Çeçenistan arasındaki sınır sorununun temeli 1944 yılının Şubat ayında yaşanan olaylara dayanıyor. Belirtilen tarihte resmi kayıtlara göre toplam 14 bin 900 Çeçen-Akkinler’in bölgeden sürülmesine ve onların yerine Lak ve Avarların konuşlandırılmasına karar verildi.

SSCB yönetimi tarafından verilen karara göre daha önce Auhov olarak bilinen bölgenin ismi de Novolakskiy – Şubat Mayıs arasında kısa bir süre de olsa Beriyevskiy olarak bilindi – olarak değiştirildi. Şu anda Kalininaul ve Leninaul olarak isimlendirilen Aktaş-Auhov ve Yurt-Auhov köyleri Kazbek ilçesine verildi. 1956 yılında Çeçenlerin sürüldüğü bölgelerden vatanlarına geri dönmesinden sonrasında ise Avarlarla komşu köylerde meskun oldular. 1991 yılında Dağıstan Halk Meclisinin kararı ile Auhov ilçesinin yeniden kurulmasına ve bölgede ikamet eden Lakların ise Mahaçkale’nin Kizilyurt ve Kirov ilçelerine taşınmasına karar verildi. Kararın 1992’de Dağıstan Yüksek Şurası tarafından da onaylanmasına rağmen hala uygulanmaması devlet yetkilileri tarafından mali sorunların çözülmemesi olarak gösterilmekte.

Bölge analistlerinin kanaatine göre ise Kremlin sarayı tarafından yapılan mali destek memurlar tarafından hortumlandığı için süreç 20 yıldan fazla bir süredir ki tamamlanamadı. Konu Rusya devlet başkanı Putin ile toplantıda Milletlerarası İlişkiler Konseyinin üyesi ve Kavpolit gazetesinin genel yayın yönetmeni Maksim Şevçenko tarafından gündeme taşınmasına rağmen çözüme kavuşmadı ya da kavuşturulmadı. Uzmanlarsa Kuzey Kafkasya halkları arasında sorunların devam etmesinde zaman zaman ise büyümesinde Kremlin sarayının da çıkarlarının olabileceği yönünde görüş bildiriyor.

Hatırlanacağı üzere 1992’de Osetinlerle İnguşlar arasında provakasyonlar sonucunda silahlı çatışmalar yaşanmıştı. Analistler sorunun nedeninin hala tam olarak bilinmemesinin garabetine dikkat çekiyor. Bölgedeki İnguş silahlılarına ilk müdahale Rus zırhlı araçları ve askeri birlikleri tarafından yapılmıştı. Sonrasında ise Kuzey Osetya Halk birlikleri diye isimlendirilen silahlılar bölgeye gönderilmiş, Güney Osetya’ya bağlı “İr” “gönüllü” askeri birliklerinin müdahalesi ise esirlerin alınması ve sivillerin mülkelerinin yağmalanması ile sonuçlanmıştı. Olayların bölgeye sıçraması sonucunda ise birinci Çeçen savaşı yaşanmış ve yüzbinlerce Çeçen ailesi öldürülmüş ya da bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı.

Provakasyon endişesi

Sürülmeden önce bölgede ikamet eden Çeçenler yeni oluşturulacak Auhov ilçesinin Çeçenistan sınırlarına verilmesini talep ediyor. Uzmanlar bu sorunun bir anda Kuzey Kafkasya’nın en büyük sorununa dönüşebileceğine dair uyarılarını yeniliyor. Bölge yönetimlerinde yaşanan yolsuzlukların ve halk üzerindeki baskı da göz önünde tutulduğu zaman sorunun silahlı çatışmaya dönüşmeden çözülme olasılığının azaldığı görülüyor. Özellikle de sadece Dağıstan ile Çeçenistan’ın sınır sorunu olarak kalmayacağı Kuzey Kafkasya’nın tamamına yayılabileceği üzerinde duruluyor.

Kuzey Kafkasya kökenli hukuk uzmanı Magomed Hacıhanov Kabardin ve İnguşların benzer sorunlar yüzünden silahlı çatışmalar çıkarmak zorunda kaldığına dair hatırlatmada bulunarak “bölücülük” düşüncelerinin yeşerebileceğinin altını çiziyor. Kremlin sarayının bölgesel politikalarını da eleştiren Hacıhanov Moskova yönetiminin sorunu ortadan kaldırmağı tercih etmediğini sadece bölge başkanlarını değiştirmekle yetindiğini vurguluyor. Ekonomi uzmanı Farida Aliyeva da sorunun sadece yeni bir bölgenin oluşturulması ile çözülmeyeceğini ve benzer sorunların büyük olaylara neden olabileceğinin altını çiziyor.

Kuzey Kafkasya bölgesel sorunlarını araştıran Başir Askerov ve bölgeyi yakından takip eden Sultan Kasımov da “Auhov” isminin kendisinin dahi gündeme getirilmesinin “sakıncalarından” bahsetmekte. Başir Askerov “Auhov”un kendisinin henüz konuşlandırılmamasına rağmen “Auhov çetelerinin” kurulduğuna dikkat çekerek sorunun daha da derinleşebileceğine dair uyarılarına bir yenisini daha ekliyor.

Kremlin sarayının tutumu

Kuzey Kafkasya’da fazlaca gün yüzüne çıkmayan sorunlardan sadece bir tanesine değindik. Bu ve benzeri sorunların çözülebilmesi için Kremlin sarayının tutumları büyük önem arzediyor. Son yıllarda Rusya’nın bölgeye genel bakış açısı göz önünde tutulduğu zaman sorunun çözümünden ziyade daha da büyümesinden endişe duyan bölge analistleri ve aydınlar haklılar. Her ne kadar Ukrayna savaşı ve Suriye’de yaşananlara bizzat “küresel aktör” kimliği ile dahil olmağa çalışan Rusya dikkatleri farklı bir tarafa yani uluslararası bir alana çekse de önümüzdeki yıllar içerisinde Kuzey Kafkasya halklarının sorunlarının daha da büyüyebileceği tahmin edilebilir.

Çok önemli bir hususun daha altının çizilerek belirtilmesinde fayda vardır. Kuzey Kafkasya’da çok sayıda din adamı, aydın, sivil halk, basın mensubu ve diğerlerinin öldürülmesi ile devam eden süreç neden ve kimler tarafından durduruldu? Kafkasya direnişçileri ile isimlendirilen savaşçıların şu andaki konumu ne?

Kaynak: http://www.dunyabulteni.net

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu