Araştırma/Analiz

Diasporanın Kutup Yıldızı Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti (1908-1923)

cerkes-ittihad-600-x-40017 Kasım 1908 (4 teşrin-i sani 1324) tarihinde İstanbul’da kurulan Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti’nin temeli aynı yılın Ağustos ayında İmam Şamil’in oğlu Gazi Muhammed Fazıl Paşa’nın Koska da bulunan konağında atılmıştır.

ÇİTC’nin başkanlığını ölünceye kadar (30 Ekim 1916) Therkhet Ahmed Cavid Paşa yürütmüştür.

Cemiyetin kurucuları arasında; Ahmet Cavit Therkhet Paşa, Mareşal Merted Abdullah Paşa, Mareşal Berzeg Zeki Paşa, Loh Ahmet Hamdi Paşa, Ahmet Mithat Efendi (Hagur), Gazi Muhammed Fazıl Paşa (İmam Şamil’in Oğlu), General Pooh Nazmi Paşa, General Şhaplı Osman Paşa, Met Çunatuko İzzet Paşa, İsmail Berkok, Shaplı Hüseyin Tosun, Mehmet Fetgerey Şoenu gibi o dönemin üst düzey sivil ve askeri bürokratları ve aydınları bulunuyordu.

ÇİTC’nin ilk binası kuruluş çalışmalarının yapıldığı Gazi Muhammed Fazıl Paşa’nın Koska da bulunan konağıdır. Dernek Koska’daki binadan sonra 1913 yılında Aksaray’da bahçe içinde bir yapıya geçmiştir. 1917 yılına kadar bu binada faaliyet gösteren ÇİTC daha sonra Fatih Sarıgüzel’de satın alınan bir binaya taşınmıştır. Fakat bu bina uzun ömürlü olmamış, 1918 yılında 7500 binanın yandığı Fatih yangınından ÇİTC’nin binası da büyük hasar görmüş, derneğin eşyaları ve kitaplığının büyük bir bölümü yok olmuştur. Dernek son olarak Divanyolu’ndaki bir yapıya taşınmış kapatılıncaya kadar bu binada hizmetini sürdürmüştür.

Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti’nin faaliyetleri kültürel, sosyal ve eğitim projelerinden ve politik çalışmalardan oluşuyordu. Cemiyet 10-11 yıl boyunca hem Osmanlı Kuzey Kafkas diasporasına yön verdi hem de Kuzey Kafkasya’da yeniden yeşermeye çalışan kültürel ve politik uyanışa destek oldu. ÇİTC’nin en göze çarpan bir özelliği de çok farklı politik görüşlere sahip Kuzey Kafkasyalı aydın ve bürokratları bir arada tutabilmesiydi.

Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti’nin ilk kuruluş yıllarında faaliyetlerinin çoğu kültürel, sosyal ve eğitim projelerinden oluşuyordu. Öncelikle Therkhet Ahmed Cavid Paşa, Met Çunatıko Yusuf İzzet ve Blenavko Bateko Harun vb. aydınların görev aldığı alfabe ve tarih komisyonları oluşturuldu. Therkhet Ahmed Cavid Paşa’nın 1897 yılında litografla ve gizlice bastırmış olduğu Arap alfabesine dayalı Adige Alfabesi 1909 ve 1910 yıllarında iki kez daha bastırıldı.

Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti’nin ilk çalışmalarından birisi de haremdeki Çerkes cariyelerin 1909 yılında saraydan çıkartılması köylerine, ailelerine geri dönmelerinin sağlanmasıydı. Bunun için Müşir Fuat Paşa’dan yardım istemiştir. Paşa II. Abdülhamite dargın olduğundan İngiliz Elçiliği Müsteşarı Fiç Moris’i araya sokmuştur. Yapılan girişimler sonucunda haremdeki Çerkes kızları saraydan çıkartılıp, ailelerinin yanlarına dönmeleri sağlanmıştır.

Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti’nin 1910 yılındaki en dikkat çekici çalışması hem Osmanlı ülkesinde hem de anavatan Kuzey Kafkasya’da okullar açmasıdır. Bunların ilki Çerkes Teavün Mektebi’dir. Cemiyet, 30 Ocak 1910 tarihinde Maârif Nezareti’ne başvuruda bulunulmuş, istek 30 Nisan 1910 tarihinde Şura-yı Devlet kararıyla onaylanmış ve 1 Mayıs 1910 tarihinde resmi olarak açılmasına izin verilmiştir. Çerkes Teavün Mektebi’nin müdürlüğünü de Therkhet Ahmed Cavid Paşa üstlenmiştir.

Öncelikli olarak kimsesiz ve fakir Çerkes çocuklarına talim ve terbiye vermek için kurulan Çerkes Teavün Mektebi, okulun toplam mevcudunun yarısını geçmemesi ve ders ücretlerini ödemeleri koşuluyla dışarıdan öğrenci de kabul etmiştir. Kabasakal İshakpaşa Mahallesi’nde bulunan okul binası geniş bahçeli, 250 öğrenci kapasiteli ve 50 karyola sığabilecek büyüklükteydi. Çerkes Teavün Mektebi 1913 yılı eğitim ve öğretim yılının sonuna kadar hizmet vermeye devam etmiştir.

cerkes-ittihat-ve-teavun-cemiyeti-kurulus-13Çerkes Teavün Mektebi’nin eğitim kadrosu, Dağıstanlı Seyyid Tahir Efendi, Yusuf Suad Neguç, Aziz Bey, Hasan Bey, Tevfik Talat Bey ve Lütfullah Bey’dir. Çerkes Teavün Mektebi, Adige alfabesinin ilk kez kullanıldığı kurum olmuştur. Adige öğrencilere; resmi müfredat dışında anadillerinde eğitim verilerek, kendi dil ve kültürlerini unutmamalarına özen gösterilmiştir.

Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti ayrıca ülke çapındaki Adige yerleşimlerinde, müfredatında Adige dilinin öğretimi de bulunan ilkokullar açtı. Cemiyet bununla yetinmedi ve anavatanı Kuzey Kafkasya’ya da uzandı. Batı ve Orta Kuzey Kafkasya’da okullar açılmasına yardımcı oldu. Bu okulların öğretmen, kitap v.b. ihtiyaçları karşılandı.

1910 yılı başlarında İbrahim Xızelt Kuzey Batı Kafkasya’ya gönderilen ilk öğretmen olmuştur. İbrahim Xızelt, Kuban bölgesinde Penexes köyünde altı sınıflı özel bir okul açılmasına öncülük etmiştir. Okuldaki dersler Adigece okutuluyor, üçüncü sınıftan itibaren Rusça dersler de veriliyordu. Yine bölgeye gönderilen öğretmenlerden olan Tletseruk Harun, Texhutemquay’da bir ilkokul açtı. Tletseruk Harun burada hem öğretmenlik hem de müdürlük yaptı. Aynı yıllarda bölgeye gönderilen Dığune Akif, Gusar Muhammed Zahed, Besleney Hafız Zekeriya, v.b. gönüllülerde Adige halkının eğitimi ve milli bilinçlenmesinde etkin bir rol oynamışlardır.

Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti, 1911 yılında Therkhet Ahmed Cavid Paşa’nın “Adige Yani Çerkes Lisanının Söylenişi Yazılışı” (İstanbul 1911) ve “Arab Cerf” (Arap Sarfı-Grameri) adlı Adigece-Türkçe iki de broşür yayınladı. Aynı yıl içinde Ğuaze (Adigecede “rehber”) adında dünyanın ilk Adigece-Türkçe süreli yayınını çıkarmaya başladı. Gazetenin ilk sayısı 2 Nisan 1911’de çıkmıştır. İmtiyaz sahibi ve başyazarı Yusuf Suad Neguç sorumlu müdürü ise Tevfik Talattır. İlk sayılarında Türkçe yayınlanan gazete Ağustos ayından sonra Türkçe ve Adigece olarak çıkmaya başlamıştır. Onbeşgünlük ve haftalık olarak çıkartılan 8 sayfalık gazete toplamda 57 sayı yayınlanmış, 1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı nedeniyle yazarların hemen hemen hepsi askere ve cephelere gittikleri için kadro yetersizliğinden kapanmıştır.

Ğuazenin en önemli misyonu imparatorluğun her yanında dağıtılarak tüm Kuzey Kafkasyalılar arasındaki iletişimi sağlamasıydı. Ğuaze gazetesinde kültürel, sosyal, siyasal, ekonomi alanında bir çok makaleler çıkmış, anayurttan haberler verilmiştir. Gazete Özgür Kafkasya için halkı heyecanlandırıyor, yayınları ile Özgür Kafkasya’yı hep gündemde tutuyordu. Gazetedeki yazarlardan bazılarının isimleri şöyledir: Therkhet Ahmed Cavid Paşa, Tahir Hayrettin Tleş, Hayriye Melek Hunç, Met Çunatıko Yusuf İzzet, İsmail Aziz Tutereş, Şemsettin Tleseruk, Dr. M. Ali Pçıhaluk ve Süleyman Tevfik Ajugueydir.

Ğuaze etkili yayınlarıyla Çerkes köleliğinin de kaldırılmasında etkili oldu. Nisan 1911’de “Ayan ve Mebusanlarına: Kölelik Aleyhinde” başlığı altında Ğuaze’de konuyla alakalı pek çok makale yayımlandı. Bu makaleler Çerkes köleliğinin yasal yollarla kaldırılması gerektiğini savunuyordu. Çerkes İttihad ve Teavun Cemiyeti üyeleri, mesajlarının iletilmesi için başka gazeteleri de kullandılar, sonuç almak amacıyla Bâbıâli’deki üst düzey Çerkeslere lobi faaliyetlerinde bulundular.

1913 yılında Kuzey Orta Kafkasya’ya, Kabardey bölgesine gönderilen Tsağo Ahmet Nuri, Dıgulıbğoy köyüne yerleşmiş eğitim ve kültürel çalışmalarına buradan başlamıştır. Tsağo Ahmet Nuri, burada yurtsever kişilerle ilişkiler kurmuş, İstanbul’dan gönderilen gazete ve kitapları yörede dağıtmış, Kafkasya’dan İstanbul’a haberler ve yazılar göndermiştir. Tsağo Ahmet Nuri, bir süre sonra Baksan’da açılmış bulunan dini okulda öğretmen olarak çalışmaya başlamıştır. Burada Adige çocuklarına anadillerinde Dilbilgisi, Adige Tarihi, Coğrafya ve Tabiat Bilgisi dersleri vermiştir.

Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti, Kuzey Kafkasya’ya gönderdiği eğitimciler aracılığıyla 1911-12 yıllarında Yekaterinodar (Krasnodar)’da kurulduğu tahmin edilen “Çerkes Yardımlaşma Derneği” ve 1906 yılında Nalçik’te kurulan “Nalçik Yöresi Kabardeyleri ve Dağlıları (Balkarlar) Arasında Eğitim Yayma Derneği” ile irtibat halinde idi. Bu derneklerin Kafkasya’nın ve Adigelerin sosyo-kültürel tarihinde çok önemli bir rolü vardır. İlk Adige tiyatrosu çalışmaları yanında, milli, tarihi ve etnografik materyallerin toplanması gibi birçok çalışma, Pşımaho Kotse gibi bu derneklerin çevresindeki aydınlar tarafından başlatılmıştır.

Osmanlı İmparatorluğun 1914 yılında Birinci Dünya Savaşı’na girmesi, Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti’nin çalışmalarının içeriğinde değişimlere yol açtı. Sosyo-kültürel çalışmaları sürdüren kadroların çok büyük bir kısmının savaşa katılması ve çeşitli cephelere dağılması bu çalışmaları sınırlandırdı. Ama yeni çalışmalarında kapısını açtı. Birinci Dünya Savaşı’nın kaotik ortamı işgal altındaki Kuzey Kafkasya coğrafyasında da genel anlamda tüm Avrasya bölgesinde de varolan statükoları sarsmaya başlamıştı. Kuzey Kafkasya politik anlamda kendine bir çıkış yolu aramaya başlamıştı. Anavatanın önüne çıkan bu fırsat ÇİTC içinde erken gelen ama yine de tarihsel bir fırsattı. ÇİTC’nin programına aldığı politik hedefleri Osmanlı Devleti’nin askerî ve stratejik planları ile de örtüşüyordu. Bu konjonktürel fırsat Babıali’nin yoğun politik ve finans desteğini de beraberinde getirdi.

Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti bu döneme hedefledikleri faaliyet alanları için yeni örgütlenmelere giderek giriş yaptı. 1914 yılında ÇİTC’nin eğitim çalışmalarını sürdürmek ve İstanbul’da okuyan Kafkasyalı göçmen çocuklarına yardım etmek için İstanbul’da Kafkasyalılar Arasında Neşr-i Maarif Cemiyeti (Kafkasyalılar Arasında Eğitimi Yayma Derneği) kuruldu.

ÇİTC, 1915 yılında “Kafkasya Problemi”ni dünyaya anlatmak için Müşir Fuad Paşa başkanlığında diplomatik bir heyet oluşturdu. Bu heyet, Aralık 1915’te Azerbaycan ve Gürcistan temsilcileri ile birlikte “Kafkasya Komitesi” çatısında birleşerek İttifak devletleri (Almanya, Avusturya-Macaristan ve İtalya) nezdinde girişimlerde bulunmuşlar fakat somut bir sonuç alamamışlardır. İlk girişimlerin sonuçsuz kalması ve iç çatışmalardan dolayı komitenin pasifize olması, Kuzey Kafkasyalıları ayrı bir örgütlenmeye itmiştir. ÇİTC heyeti 1916 Haziran’ında “Türkiye’deki Kuzey Kafkasya Siyasi Göçmenleri Komitesi” adı altında çalışmalarını sürdürmeye başlamıştır. Komite’nin ilk çalışması, 27-29 Haziran 1916 tarihleri arasında Lozan’da düzenlenen ve “ezilen 23 halkın temsilcilerinin iştirak ettiği” “III. Milliyetler Konferansı”na katılmak olmuştur. Konferansa, “Komite”yi temsilen Seyyid Tahir, Aziz Meker, İsmail Bidanuk, Ahmed Saib ve Şamil Şhaplı vd. komite üyeleri katılmıştır.

Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti bir yandan diplomatik çalışmalarını sürdürürken bir yandan da Kuzey Kafkasya ile olan ilişkilerini artırmaya da çaba göstermiştir. 1914 yılında yanı hayatına son vermek zorunda kalan Ğuaze gazetesinin başyazarı Avukat Yusuf Suad Neğuç 1917 Rus ihtilalinden sonra Kuzey Kafkasya’ya gönderilmiştir. Yusuf Suad Neğuç, Karadeniz kıyısındaki Adige (Şapsığ) köylerinde öğretmenlik yapmış, halkının kültürel ve politik çalışmalarına destek olmuştur.

Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti, politik ve diplomatik çalışmalarını sürdüren “Türkiye’deki Kuzey Kafkasya Siyasi Göçmenleri Komitesi”ni 1918 yılında yeni bir örgütlenme modeline çevirdi ve yine Müşir (Thuğa) Fuat Paşa’nın önderliğinde Şimali Kafkas Cemiyeti (Kuzey Kafkas Derneği) kuruldu. Başkanlığına Milli Ajans Müdürü Hüseyin Tosun Şhaplı’nın getirildiği “Şimali Kafkas Cemiyeti”nin merkezi Beyoğlu İstiklal Caddesinde bulunmaktaydı. “Şimali Kafkas Cemiyeti”nin bilinen önemli üyelerinden bazıları şunlardır: Hüseyin Tosun Şhaplı, Seyin Time Yediko, Dr. İsa Ruhi, Prof. Aziz Meker, Mehmet Fetgerey Şoenu, Şamil Şhaplı, İsmail Bidanuk, Seyyid Tahir El Hüseyni, İsmail Berkuk, Blenav Bateko Harun.

“Şimali Kafkas Cemiyeti” kurulduğu günden itibaren 1917 Andi ve Terekkale Kongreleri ile kendine yeni bir rota çizmeye çalışan Kuzey Kafkasya’ya yardımcı olmak amacıyla faaliyetlerini bölgenin politik ve diplomatik çabalarına eklemlemiştir. Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti Hükümeti temsilcilerinin Mart 1918’de katıldıkları Trabzon Konferansı’nda ve daha sonra İstanbul’da Osmanlı Devleti yetkilileri ile yapılan görüşmelerde rehberlik yapılmıştır. KKC delegasyonunun 11 Mayıs 1918 günü İstanbul’da yayınlanan bağımsızlık bildirgesinin tüm dünyaya duyurulmasına ve uluslararası platformlarda gündeme getirilmesine, Osmanlı Devleti’nce tanınmasına yardımcı olunmuştur. 8 Haziran 1918’de Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan “Dostluk ve Yardım Antlaşması”nda cemiyetin büyük emeği vardır. (Bunun sonucunda, Met Çunatıko Yusuf İzzet Paşa’nın komutanlığında Kafkas diasporasından oluşan bir Osmanlı kolordusu Kafkasya’ya gönderildi.)

“Şimali Kafkas Cemiyeti” politik ve diplomatik çabalarının yanı sıra kültürel çalışmalarını da zor şartlar içinde sürdürmeye çalışmıştır. 1919 yılında Blenav Bateko Harun’un “Adige Alfabesi”, Butba Mustafa’nın “Abhazca ile Çerkes Alfabesi”, Yediko Seyin Time’nin Adige Dili Grameri” ve “Adigece Şiirler” kitapları yayınlanmış ve hem diaspora yerleşimlerine hem de anavatan Kuzey Kafkasya’ya ulaştırılmıştır. Bu kitaplar Kuban ve Kabardey’deki Adige okullarında, Sovyet işgalinin ilk yıllarında dahi ders kitabı olarak okutulmaya devam etmiştir.

24 Şubat 1919’da cemiyet merkezinde “durum değerlendirme toplantısı” düzenlenmiştir. Osmanlı Kafkas diasporasını temsil eden 108 kişinin ve Osmanlı Devleti’ni temsilen Aşharuva Rauf Orbay’ın katıldığı toplantıda, “Osmanlı Devleti’nin ve Kuzey Kafkasya’nın o günkü durumu ile Kuzey Kafkasya göçmenlerinin mevcut durumu karşısında izlenmesi gereken politika tartışılmıştır.”

Teşkilatlanmaya da büyük önem veren ve başta Rusya olmak üzere birçok çevreleri tedirgin eden “Şimali Kafkas Cemiyeti” Mondros Mütarekesi’nin ardından Damat Ferid Paşa hükümetinin baskısı ve İngiliz işgal komutanlığına yapılan ihbarlar üzerine 21 Haziran 1919’da basılarak kapatılmıştır. Kapatılma isteği İngilizlerin müttefiki Ruslardan gelmişti. Cemiyet kapatılmasına rağmen küçük ünvan değişikliği ile (“Cemiyet-i Hayriye” Klübü) bir süre daha çalışmalarına devam etmiştir. Örneğin 2 Şubat 1920 tarihinde Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti hükümetine yardımcı olmak üzere General İsmail Berkuk, Prof. Aziz Meker ve Butba Mustafa Butbay önderliğindeki siyasi ve askeri bir kurul gönderilmiştir.

Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti, “Şimali Kafkas Cemiyeti”nin kapatılmasına 1 ay kala yeni bir örgütlenmeyi daha hayata geçirmiştir. 18 Mayıs 1919 tarihinde İstanbul’da Hunc Hayriye Melek, Berzeg Makbule, Zalıko Emine Reşid, Pooh Seza ve Ulagay Faika hanımlar tarafından Çerkes Kadınları Teavün Cemiyeti kurulmuştur. Başkanlığına Hayriye Melek Hanım’ın getirildiği Cemiyet’in merkezi Beşiktaş Akaretlerde bulunuyordu.

Dernek kuruluşundan yaklaşık bir yıl sonra müdürlüğünü Butba Mustafa Butbay’ın yaptığı Anas Terakki Mektebi’ni devraldı ve adını bir süre sonra “Çerkes Numune Mektebi” (Çerkes Kız Mektebi) olarak değiştirdi. Günümüzün ilköğretim okullarına denk olan “Mektep” 6 sınıflı özel bir okuldu ve derslerin çoğu Adigece’ydi. Okulun en önemli özelliği Osmanlı İmparatorluğunda ilk defa, Müslüman bir tebaaya ait okulda kız ve erkek öğrencilerin bir çatı altında birlikte ders görmesiydi. O dönem için bu büyük bir adımdı. Ayrıca 4-6 yaş öğrencileri içinde bir anasınıfı konulmuştu. Bu Osmanlıdaki ilk anaokuluydu. Diğer bir ilki ise; İslam dünyasında ilk kez olarak Latin harfleriyle eğitim yapılan bir okul olmasıydı. Okulun müdürlüğüne Seza Pooh, başöğretmenliğine Lami Jankat getirildi.

Çerkes Kadınları Teavün Cemiyeti, aynı yıl içinde (1920) başyazarlığını Hunc Hayriye Melek’in yaptığı “Diyane” (Anamız) adıyla Türkçe-Adigece bir dergi yayınlamıştır.

Çerkes Kadınları Teavün Cemiyeti, Kafkasya’nın Kızılordu tarafından işgali üzerine İstanbul’a gelen Kafkasyalı göçmen ailelere sahip çıkmış, bazı göçmenler “Çerkes Numune Mektebi”nin bir kısmına yerleştirilmiş, göçmen çocukları da okula alınmıştır. Şimali Kafkasya Cemiyeti’nin kapatılması üzerine merkezsiz kalan cemiyet üyelerine “Cemiyet-i Hayriye” adlı bir klüp oluşturulmuş ve üyelerin belli zamanlarda toplanmasına ve faaliyette bulunmasına yardımcı olunmuştur.

Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti’nin örgütlenmesine katkı verdiği son yapı “Kafkas Teali Cemiyeti”dir. Cemiyet, 1920 yılında İstanbul’da din bilgini Abdülfettah Efendi, Doktor Lütfi Bey, Dağıstanlı Seyit Tahir (Elhüseyni), Doktor İsa Ruhi Paşa ve din bilgini Mir Salih Efendi tarafından kurulmuştu. Bunlardan İsa Ruhi Paşa ve Seyit Tahir Efendi adı geçen diğer Kafkas örgütleriyle ve özellikle Birinci Dünya Savaşı yıllarında “Kafkasya Komitesi” ve “Türkiye’deki Kuzey Kafkasya Siyasi Göçmenleri Komitesi” adlı siyasi örgütlerde de aktif rol almışlar, bu örgütleri çeşitli uluslararası toplantılarda temsil etmişlerdi. Onların kurduğu bu derneğin çalışmaları da çeşitli şekillerde 1925 yılına kadar sürmüştür.

24 Temmuz 1923’de imzalanan “Lozan Antlaşması“nın Kuzey Kafkasyalılara azınlık hakkı tanımamasının ve Ankara hükümetinin meşruiyetinin tanınmasından bir ay sonra Ağustos 1923’te “Çerkes İttihat ve Teavün Cemiyeti” ile “Çerkes Kadınları Teavün Cemiyeti”, 5 Eylül 1923’de de Çerkes Örnek Okulu kapatıldı.

Çerkes İttihad ve Teavün Cemiyeti bizim için bir kutup yıldızıdır.
Emeği geçen tüm büyüklerimizi rahmetle anıyoruz.

Samsun Birleşik Kafkasya Derneği

14141629_820192954785084_4213792949132635261_n

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu