Ramadan TseyYazarlar

Arkadaşlıkların Dereceleri

ramadan-tsey
 RAMADAN TSEY

 

Hamd-ü sena Âlemlerin Rabbi’ne, salât ve selam fahri kâinat Muhammed Mustafa (s.a.s.)’in, ailesinin, ashabının ve O’na tabi olanların üzerine olsun.

İnsan hayatında arkadaşın önemi oldukça büyüktür. Arkadaşın etkisi son derecede nüfuza maliktir. Onun etkisi olumlu olduğu gibi zararlı da olabilir, dolayısıyla arkadaşı seçerken bazı hususlara dikkat edilmelidir. “Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” atasözü de derin anlamlar içermektedir. Bazen gayet iyi bir ailede yetişmiş olan biri ya hırsız ya da uyuşturucu bağımlısı oluveriyor. Buna sebep olan o, kötü arkadaştır. Terbiye veren ve kötü yolu gösteren çoğu kez tanıdık ve arkadaşlardır. İşte bundan dolayı İslam dini arkadaşın kim olacağına ehemmiyet göstermektedir. Son Peygamber, Hâtemü’l – Enbiyâ Muhammed aleyhissalatü vesselam:

 “İnsan arkadaşının dini ve gidişi üzeredir; bunun için herkes kiminle arkadaşlık ettiğine iyi baksın” buyurmaktadır.  (Ebu Davut ve et – Tirmizi).

Bu hadisi şeriften anlayacağımız şudur ki eğer bir mümin hayatını İslami değerlere göre kurmak istiyor ve ona göre hayatını devam etmek istiyorsa kiminle arkadaş olacağına dikkat etmeli ve bu dünyadaki hayatını yaşamaya yardımcı olacak birisini seçmelidir.

Hangi kriterlere göre arkadaş seçilmelidir?

En asgari arkadaşlık ilişkilerinde gereken şey – eşitliktir. Karşı tarafın sana olan muamelesi senin ona olan muamelesinin aynısı olmalıdır. Yani sınırlar aşılmamalıdır.

Kendi için istediği şeyi arkadaşı için de istemediği zaman, müminin imanında zafiyet meydana geleceği hadislerden malumdur. Bundan dolayı kendinize öyle bir arkadaş edinin ki kendisi için istediği şeyi sizin için de arzulasın! Fahri kâinat efendimiz (S.A.S.) bu konu ile alakalı beyanını sahiheynde (İmam Buhari ve Et – Tirmizi) şu sözlerini zikredilmektedir:

 “Sizden biriniz kendisi için istediği bir şeyi, kardeşi için de istemediği sürece gerçek anlamda iman etmiş olmaz.”

 Peygamber Efendimiz (S.A.S.), diğer bir hadisi şeriflerinde ise bir temsil ile bu hususu şöyle izah eder:

 “İyi ve kötü arkadaşın misali, koku satanla körük çeken demirci gibidir. Misk kokusu satan adam ya sana ikramda bulunur, ya kokuyu satın alırsın veyahut da hiç olmazsa en azından hoş koku koklarsın. Körük çeken demirciye gelince, o ya sana kıvılcım saçar da elbiseni yakarsın veyahut yanında otururken körüğün kötü kokusundan rahatsız olursun.” (İmam Buhari ve İmam Müslim).

Üstteki hadisi şerif şu hakikati ortaya koymaktadır: kötü insanlarla arkadaşlık kurarsak her halükarda bize onun kötülüğü dokunacaktır, bundan dolayı onlardan uzak durmalıyız. “Koku satan adamın ikramda bulunması” ifadesinden ise Peygamberimiz, iyi arkadaşın, sohbet ve nasihatleriyle bizde sürekli güzelliklere karşı bir merak, gaflet ve günah anlarında ise ikazda bulunup elimizden tutarak bizi kayıp düşmekten kurtaracağını müjdelemektedir ve ona sıkıca yapışmamızı teşvik etmektedir. Bu hadisi şerifi, Hz. Muhammed (S.A.S) kinaye üslubuyla ne güzel de anlatmaktadır! Temsilde zikredilen güzel koku ve kötü koku/iyi arkadaş ve kötü arkadaşın insana sirayet ve tesir etmesi yavaş ama devamlıdır. Koku göze gözükmez ama insana olan etkisi tartışılmazdır. Kötü arkadaş körükçüye benzetilmesi de tesadüf değildir. O kötü arkadaşın zararı sonunda mutlaka dokunacaktır ve böylece hem bu dünyamızı hem de ahretimizi yakacaktır. Körükçünün ateşi ise teşbihen cehenneme benzetilmiş ve kötü arkadaş bizi oraya sürüklemektedir.

Hz. Peygamber Aleyhisselatü Vesselam buyurdular ki:

 “Müminden başkası ile arkadaş olma. Müttakiden başkası da yemeğini yemesin” (Ebu Davut; Et – Tirmizi) .

Bu hadisi şerif bize müttakilerle beraber olmayı, onlara yardımda bulunmayı, iman sahibi olmayanlardan ise uzak durmayı emrediyor. Nitekim müttaki her zaman sana müteşekkir ve duacın olacaktır. İmandan nasibi olmayan, kalbinde Allah (C.C.) korkusu taşımayan ise sana hiçbir iyilik dilemez, teşekkür etmez, bir türlü ona yaranamazsın. O, yaptığın iyiliği görmez ve senden her zaman hoşnutsuz olur.

  • Arkadaşların Dereceleri:

 Âlimler, arkadaşların derecelerini sınıflandırırken yardımseverlik ve yararlık kıstasına göre yapmaktadırlar. Eğer sen, arkadaşının nasıl biri olduğunu öğrenmek istiyorsan hemen eline kalem-defter al ve yaz…

  1. Senin arkadaşın namazında niyanızda, orucunu kaçırmaz, takva sahibi… Kısacası zahiren hiçbir kusuru olmayanlardan biri olabilir. Fakat dini, bir araç görerek hedeflerine ulaşabilmek için kullanıyor; mesleğinde terfi etmesi veya dünyevi sebeplerden dolayı… Söylediği sözlerle yaptığı işler arasında tutarlılık yoktur, kendisine duyulan güveni hak etmiyor, bir vaatte bulunduğu zaman muhalefet ediyor ve insanların kendisiyle iş birliği yaptıklarında da onları kandırıyor.
  1. Senin arkadaşların arasında seninle muamelesi son derecede güzel, saygılı, sadık ama mütedeyyin olmayan biri olabilir. Namaz kılmaz, orucunu tutmaz vs… sadece diliyle Müslüman ve Müslümanlığın adını taşımakla yetinir. Böyle birisi senin dinin için tehlikelidir, o seni dininden uzaklaştırır, senin imanına zarar verir. Dikkat et! Bazen de hakkında “iyi bir Müslüman’dır, sadece namazını kılmaz, orucunu tutmaz” diyebilirler. Fakat o dedikleri “sadece” sözü, Allah (C.C.)’ün emrini yerine getirmede olduğu zaman iş değişir. Bir milletin topyekün Müslüman olması, her bir ferdi Müslüman kılmaz. İnsanı Müslüman kılan şey, onun dine gösterdiği alaka ve yerine getirdiği dini vecibelerdir.

 

  1. Yine senin arkadaşların arasında şöyle biri olabilir; insani ilişkilerde gayet iyidir, sadık biri ama konuştuğu, dert ettiği şey sadece dünya malıdır. Para, kadın, mal – mülk… Bunlar onun en önemli şeylerdir. Böyle birisi sana zarar verir. Ondan uzak dur!
  1. Arkadaşın sadece kendi menfaatini düşünen biri de olabilir. Aynı zamanda dininin vecibelerini de yerine getirebilir. Ama arkadaşının dertlerini dert edinmez, ona yardım etmeyi de aklından bile geçirmez. Böyle bir arkadaşın hiçbir değeri yoktur, nitekim o, sadece kendisi için yaşamaktadır.
  1. Senin arkadaşın, arkadaşına yardım eden, onu sevindiren biri de olabilir. Fakat o, bu yardımseverlikte o kadar ileri gider ki bu sefer dini vecibeleri yerine getirmeyi ihmal eder. Böyle biri, dinini arkadaşlık uğruna satmaktadır veyahut başka bir ifade ile ebedi hayatının bedeli karşılığında arkadaşlığı satın almaktadır. Böyle bir “arkadaş” seni elinden tutup ta cehennemin dibine götürebilir.
  1. Yüce Allah (c.c.)’ün emirlerini, kendi menfaatlerini düşünerek, yerine getiren arkadaşa da rastlayabilirsin. Dinin yasakladıklarından uzak kalır ve arkadaşlarına da yardım eder. Fakat insani ilişkileri zayıf, onarlarla irtibat kuramamaktadır. Arkadaşına, komşusuna veya meslektaşına nasıl davranacağını bilmez. Toplum içinde kendine yer edinemez. Onun arkadaşlığı da zararlıdır.
  1. Arkadaşların arasında düşünmeden hareket eden sersemler de olabilir, ne yaptığının farkında olmayan, duruma göre hareket etmeyi, kendisinden neler beklendiğini bilemeyen. Aslına bakıldığında bu gibi insanlar zararsızdır ama kimseye de bir faydaları yoktur. Dolayısıyla “akıllı düşman, akılsız dosttan iyidir”.
  1. Günümüzde yaygın olan arkadaş türlerinden biri de senin maddi durumun iyi olmasıyla alakalı arkadaşlıktır. Bu arkadaşın seninle olan arkadaşlığının süresi malumludur; sen bu hal üzere olduğun müddetçe o senin yanından ayrılmaz. Ama Allah muhafaza, senin iflas etmen o “arkadaşın” sana sırt çevirmesine sebep olur. Artık senin yanından geçerken bile selam vermez hale gelir. Senden bir menfaat sağlayamadığı için, sen onun için artık bir değer taşımazssın. Görmekteyiz ki hayatında başarılara ulaşan insanların etrafında bol ahbaplar bulunmaktadır. O gibi insanların etrafında her zaman neşeli, güler yüzlü arkadaşlar eksik olmaz. Fakat böylesine zengin bir insanın servetinin sonu geldiği zaman yapayalnız kalır. Artık etrafında kimse kalmaz.
  1. Son olarak da hem ahretini hem de bu dünyasını düşünen arkadaş da vardır. Kendisi sadık, sözünde duran, sözüyle ameli bir olanlardır. İhlâs sahibi, her zaman arkadaşını maddi-manevi desteğiyle memnun eder. Bu insan her yönden ideal, iyi birisidir. Böyle birisiyle arkadaşlık yapılır, ona güvenilir. İşte böyle birisiyle arkadaşlık yap!

Âlimler, arkadaş tiplerini genelleştirerek şu asıl beş kategoriyi vazetmişlerdir:

  • Arkadaş – “Hava”
  • Arkadaş – “Gıda”
  • Arkadaş – “İlaç”
  • Arkadaş – “Şarap”
  • Arkadaş – “Felaket”

Bu maddeler âlimler tarafından yorumlanarak böylece devam etmektedir.

Arkadaş – hava gibi, sana hem bu dünyada hem de ahirette yardımcı olur. Ondan gelen fayda iki dünyayı da kapsamaktadır. Havasız hayat imkânsız olduğu gibi onsuz da hayat imkânsızdır.

Arkadaş – gıda gibidir. Yine hem bu dünyada hem de ahiretinde sana fayda sağlayacaktır. Aynen gıda gibi, her zaman lezzeti senin zevkinde uymadığı gibi öyle bir arkadaşın tutum ve davranışları da bazen hoşuna gitmeyebilir. Fakat yine de gıdasız yaşanamadığı gibi böyle arkadaşsız da hayat yaşanmaz.

Arkadaş – acı ilaca benzer. Kritik durumlarda vazgeçilmezdir. O ilaçtaki acılık senin hoşuna gitmemesine rağmen o sana bir şifadır. Bu arkadaş da böyledir.

Şaraba benzetilen arkadaş, kendisiyle zaman iyi geçirilir, neşen hiçbir zaman eksik olmaz. Ama o sana her iki dünyada da zararlıdır.

Felakete benzeyen arkadaş, her yönden zararlıdır. Onun zararı iki dünyanı da olumsuz etkileyecektir. Onunla arkadaşlık etmen bütün iyiliklerden mahrum olman anlamına gelir.

İşte âlimlerin zikrettiği arkadaş türleri bunlardır.

Âlemlere rahmet olan Peygamber Efendimizin (S.A.A.) şu sözlerini aklımızda tutarak kendimizin etrafımızda kimlerin bulunduğuna ve kimlerle arkadaşlık ettiğimize dikkat edelim:

“İnsan arkadaşının dini ve gidişi üzeredir; bunun için herkes kiminle arkadaşlık ettiğine iyi baksın” (Ebu Davut ve et – Tirmizi).

Bazen de “eğer ben kötü insanlarla arkadaşlık yapıyorsam bu benim kötü birisi olduğumu göstermez” gibi sözleri duymamız mümkündür. Ama bir insanın gece gündüz hırsızlarla dolaşıp ben hırsızlık yapmıyorum demesi veya ayyaşlarla sürünüp ben içmiyorum gibi iddiada bulunması asılsız ve olanaksızdır! Eğer bir elma kutusuna çürük elma konulursa kutudaki bütün elmaları çürütür. Aynı şekilde imandan ve ahlaki değerlerden mahrum olan biri etrafında bulunanları, arkadaşlık yaptığı insanları ifsat etmektedir. Akla şöyle bir soru da gelebilir “eğer böyle insanlarla haşir neşir olunmazsa, onlara doğru yol gösterilmezse, onlara emri bil maruf nehyi anil münker yapılmazsa o zaman onlar nasıl doğruyu yanlış yoldan ayırt edebilecekler? Onlar, geri dönmesi mümkün olmayan talihsizler midir? Onların ellerinden tutup istikamete giden yolu göstermek, hayatlarını değiştirmek artık imkânsız mı?”

İslam dinine göre, onların yaptıkları amelleri kötü görmekle beraber onları sırf bu yoldan çevirebilmek için arkadaşlık edenlerle, bu çirkin amellerini hoş karşılayarak ahbaplık yapmanın arasında dağlar kadar fark vardır.

Netice olarak, âlimlerin taksimatına göre arkadaşlar muhteliftir ve bunların birçoğu da zarar verebilme ihtimalini taşımaktadır.

Zulmün iyiliğe galip geldiği asrımızda arkadaş tercihinde oldukça dikkatli olmalıyız. Herkes etrafına bir göz atsın. Kiminle arkadaşlık ettiğini, kimin ne olduğunu ve onların yüzünden başına neler gelebileceğini bir düşünsün! Duruma hâkim olduktan sonra kendini toparlayarak faydalarından çok şerri fazla olan  etraflarındaki arkadaşlardan kurtulsun.

Konun önemine binaen tekrar ediyoruz:

Ey, Müslüman kardeş! Kiminle arkadaşlık ettiğine dikkat et! Kiminle arkadaşlık ettiğine dikkat et! Kiminle arkadaşlık ettiğine dikkat et!

 Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet Allah’a, Âlemlerin Rabbine mahsustur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu