YazarlarYılmaz Dönmez

21 Şubat Uluslararası Ana Dili Gününe Dair

yilmaz-donmez
YILMAZ DÖNMEZ GENEL SEKRETER

Dillerin doğuşu ile ilgili olarak bugüne kadar birçok teori ortaya atılmasına rağmen, insanoğlu dildeki kerameti henüz çözebilmiş değildir.  Dil Allah’ın biz kullarına bahşettiği bir mucizedir. Zira insanoğlu konuşmayı daha doğuştan Allah’ın insana verdiği yeteneklerle öğrenir. Dil taşıyıcısı olduğu ulusun vazgeçilmez yaşam kaynağı ve birliğidir. Diller yeryüzündeki canlılar gibi doğup büyüyen, zamanla yaşlanarak ölen bir varlık değildir. Dil sosyal bir kurumdur. İnsan sosyal bir canlıdır. Dil tek başına yaşayamaz, bir toplum ile birlikte yaşamak zorundadır. Diller ölmez ancak onu insanlar öldürür. Hangi inanca mensup olursa olsun, insanoğlunun bir dilin ölümüne neden olması her şeyden önce inancına ve yaradılışına terstir. Bir dili öldürmek Hiroşima’ya atılmış atom bombası gibi bir toplumu topluca imha etmekle ve yaşam hakkını elinden almakla aynı şeydir. Çünkü,

  • Dil, bir toplumu ulus yapan en büyük nişandır ve o ulusun yaşam şeklidir.
  • Dil, edebiyattır, sanattır, felsefedir, tarihtir, ibadettir, özgürlüktür.
  • Dil, kültürün aynasıdır.
  • Dil, bütün insanların birikmiş bilgeliğinden oluşan eşsiz bir kaynaktır.
  • Dil, düşünce zenginliğinin göstergesidir.
  • Dil, her insan için haktır, helaldir ve kutsaldır.

Görüldüğü gibi bir dilin yaşatılması için yüzlerce gerekçe sıralamak mümkündür. Sebebi ne olursa olsun bir dilin yok oluşuna zemin hazırlamak ve bu yok oluşa kayıtsız kalmak her yönü ile suçtur. Bugün dünyada 200 egemen ülke olmasına rağmen, konuşulan 6000 dil mevcuttur. Bu durum her egemen ülke için çok dilliliğin kaçınılmaz bir gerçek olduğu anlamına gelir ve hiçbir devlet yapısı suç sayılacak bir cürüm içerisinde olamaz.

Maalesef ülkemizde 4 Eylül 1919 Sivas Kongresi ile başlayıp 1946 yılı genel seçimlerine kadar süren ulusalcı zihniyete sahip tek parti dönemi ve aynı akımın devam eden zihniyeti Türkiye’nin çok dilli bir ülke olduğu gerçeğini kabullenemedi ve Türkçe’nin resmi dil olmasının yanında konuşucuları az olan yerel dillerin varlıklarını sürdürmesinin uluslaşmanın önünde bir engel teşkil etmeyeceğini göremedi. Bunun yerine bu dillerin konuşulmasını yasaklayarak, konuşanların sayısının her geçen gün azaltılması amaçlandı ve bu amaç doğrultusunda Anadolu birçok yerel dile mezar oldu. Ülkemizde yakın zamana kadar anadil konusunda akla hayale gelmeyecek yasaklar, baskılar uygulandı. Bırakın anadilde öğretimi, insanlar anadillerinde konuştuğu, bir şiir yazdığı, bir şarkı söylediği veya yüreğinin sesine mani olamayarak bir ağıt yaktığı için aşağılandı, işkenceler gördü, hapislere atıldı.

Böylesine baskıcı ve yasakçı bir dönemden sonra bugün Türkiye’nin her geçen gün ileri demokrasiye doğru bir adım daha yaklaştığını, insanlık hakkını ve onurunu çiğneyen o karanlık günlerin tarihe karışmak üzere olduğunu söyleyebiliriz. En azından bugün gelinen noktada isteyen ve becerebilen herkes ana dilini konuşmakta özgürdür. Özel okullarda anadil eğitiminin önü açılmış, yerel diller yaşayan diller ve lehçeler kapsamında ilköğretim okullarında seçmeli dil dersi haline gelmiştir. Tabi ki bu gelişmeler bugün Anadolu’da yok olma tehlikesi altındaki 18 dilin yaşatılması için yeterli değildir. Bu dillerin aktif bir şekilde yaşama geri döndürülebilmesi için devlet tarafından finanse edilerek desteklenmesi, anadilde kesintisiz yayın yapan televizyon kanallarının açılması, seçmeli dil dersi saatlerinin artırılması, anadil kullanım alanlarının çoğaltılması, anadilini bilenlerin istihdam edilmesi gibi birçok özel önlem alınması gerekir.

Ancak anadil konusunda devlet ne yaparsa yapsın, bir halk kendi anadiline sahip çıkmaz ise o dilin yaşama şansı yoktur. Öncelikli olarak anadilini yaşatmak isteyen her halkın bireyleri bu konuda istekli ve kararlı olmak zorundadır. Aynı zamanda bu zorunluluk toplumsal kimlik, tarih, aidiyet ve sorumluluk bilinci gerektirir.

Bir Çerkes olarak, en az kendi ana dilim kadar saygı duyduğum yeryüzündeki bütün dilleri selamlıyor, bütün halkların 21 Şubat Uluslararası Ana Dil Gününü kutluyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu